أَمْ تَسْأَلُهُمْ أَجْرًا فَهُم مِّن مَّغْرَمٍ مُّثْقَلُونَ
Em tes’eluhum ecren fe hum min magremin muskalûn(muskalûne).
em | : veya, yoksa ... mı |
tes’elu-hum | : onlardan istiyorsun |
ecren | : ücret |
fe | : böylece, bu sebeple, bu yüzden |
hum | : onlar |
min magremin | : borçtan |
muskalûne | : ağır yük altında olanlar |
Diyanet İşleri = Yoksa sen onlardan (tebliğ görevine karşılık) bir ücret istiyorsun da onlar, borçtan ağır bir yük altında mı kalmışlardır?
Abdulbaki Gölpınarlı = Yoksa onlardan ücret istiyorsun da bu yüzden ağır bir borca mı giriyorlar?
Abdullah Parlıyan = Yoksa ey Muhammed! Peygamberlik görevine karşılık, onlardan bir ücret istiyorsun da, bu yüzden ağır bir borca mı girmiş oluyorlar?
Adem Uğur = Yoksa sen kendilerinden bir ücret istiyorsun da, bu yüzden onlar ağır bir borç altında eziliyorlar mı?
Ahmed Hulusi = Yoksa onlardan bir karşılık istiyorsun da, (bu yüzden) ağır bir borç yükü altına mı girmişler?
Ahmet Tekin = Yoksa sen kendilerinden bir ücret istiyorsun da, ağır bir borç altına girecekleri için mi davetinden, İslâm’dan, Kur’ân’dan yüz çeviriyorlar?
Ahmet Varol = Yoksa sen onlardan ücret istiyorsun da onlar borçtan ağır yük altında mı kaldılar?
Ali Bulaç = Yoksa sen onlardan bir ücret mi istiyorsun ki, haksız bir borçtan dolayı ağır bir yük altındalar?
Ali Fikri Yavuz = Yoksa, (iman etmeleri için) kendilerinden bir ücret istiyorsun da (bunu) cereme vermekten ağırlanıyorlar?
Ali Ünal = Yoksa sen tebliğin karşısında onlardan bir ücret talep ediyorsun da, ağır bir borç yükü altında mı eziliyorlar?
Bayraktar Bayraklı = Yoksa, sen onlardan bir karşılık mı istiyorsun da onlar bu isteğin altından kalkamıyorlar?
Bekir Sadak = Yahut sen onlardan bir ucret istiyorsun da onlar agir bir borc altinda mi kaliyorlar?
Celal Yıldırım = Yoksa sen, onlardan bir ücret istiyorsun da onlar ağır bir borç altına mı giriyorlar?
Cemal Külünkoğlu = Ya da sen onlardan (tebliğ görevine karşılık) bir ücret istiyorsun da onlar, borçtan ağır bir yük altında mı kalıyorlar?
Diyanet İşleri (eski) = Yahut sen onlardan bir ücret istiyorsun da onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?
Diyanet Vakfi = Yoksa sen kendilerinden bir ücret istiyorsun da, bu yüzden onlar ağır bir borç altında eziliyorlar mı?
Edip Yüksel = Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da bu onlara ağır bir borç mu yüklüyor?
Elmalılı Hamdi Yazır = Yoksa kendilerinden bir ücret istiyorsun da cereme vermekten ezilmekteler mi?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Yoksa sen kendilerinden bir ücret istiyorsun da cereme vermekten ezilmekteler mi?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yoksa sen kendilerinden bir ücret istiyorsun da, bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?
Gültekin Onan = Yoksa sen onlardan bir ücret mi istiyorsun ki, haksız bir borçtan dolayı ağır bir yük altındalar?
Harun Yıldırım = Yoksa sen onlardan bir ücret mi istiyorsun ki, haksız bir borçtan dolayı ağır bir yük altındalar?
Hasan Basri Çantay = Yoksa sen kendilerinden bir ücret istiyorsun da onlar (bundan mütevellid) borcdan dolayı ağır bir yük altına mı girmişlerdir?
Hayrat Neşriyat = Yoksa (sen) onlardan bir ücret istiyorsun da onlar (bu) borçtan (bu tekliften) dolayı ağır bir yük altında kalmış kimseler midir?
İbni Kesir = Yoksa, sen, kendilerinden bir ücret istiyorsun da onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?
Kadri Çelik = Yoksa sen onlardan bir ücret mi istiyorsun da haksız bir borçtan dolayı onlar, ağır bir yük altında mıdırlar?
Muhammed Esed = Yoksa (ey Muhammed, senin mesajını reddedenler, seni dinlerlerse) onlardan bir karşılık isteyeceğinden ve kendilerini borç altına sokacağ(ından mı korkuyorlar?)
Mustafa İslamoğlu = Yoksa onlar senin, kendilerine, onları ağır bir ekonomik yükümlülük altına sokacak bir bedel ödetmenden mi (çekiniyorlar)?
Ömer Nasuhi Bilmen = Yoksa onlardan bir ücret mi istiyorsun da artık onlar borçtan dolayı ağır bir yük altında bulunmuşlardır?
Ömer Öngüt = Resulüm! Yoksa sen kendilerinden bir ücret istiyorsun da, bu yüzden ağır bir borç altında mı kalıyorlar?
Şaban Piriş = Yoksa sen onlardan ödeyemeyecekleri ağır bir ücret mi istiyorsun?
Sadık Türkmen = Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da, onlar bir borcun ağırlığı altında mı kalıyorlar?
Seyyid Kutub = Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?
Suat Yıldırım = Yoksa onlardan vahyi tebliğ, risalet ve irşad hizmetlerinden ötürü bir ücret istiyorsun da, onlar ağır bir borç yükü altında eziliyorlar mı?
Süleyman Ateş = Yoksa sen onlardan (vahiyleri duyurmana karşı) bir ücret istiyorsun da onlar, ağır bir borç yükü altında mı kalmışlardır?
Tefhim-ul Kuran = Yoksa sen onlardan bir ücret mi istiyorsun ki, haksız bir borçtan dolayı onlar, ağır bir yük altındadırlar?
Ümit Şimşek = Yoksa sen onlardan ücret istiyorsun da onlar ağır bir borç altına mı giriyorlar?
Yaşar Nuri Öztürk = Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da bir borç yüzünden onlar, yük altına mı giriyorlar?
İskender Ali Mihr = Yoksa sen onlardan bir ücret mi istiyorsun? Bu yüzden onlar ağır bir borç altındalar mı?
İlyas Yorulmaz = Yoksa sen onlardan ücret istiyorsun da, istediğin ücretin ağırlığından dolayı, onlar kaldıramayacakları yükün altında mı kaldılar?