Önceki Ayet Sonraki Ayet  
38. Sûre Sâd/36

 فَسَخَّرْنَا لَهُ الرِّيحَ تَجْرِي بِأَمْرِهِ رُخَاء حَيْثُ أَصَابَ

  Fe sehharnâ lehur rîha tecrî bi emrihî ruhâen haysu esâb(esâbe).

Kelime Karşılaştırma
fe : böylece, artık
sahharnâ : musahhar kıldık, emre amade kıldık
lehu : ona
er rîha : rüzgâr
tecrî : akar, gider
bi emri-hi : onun emriyle
ruhâen : yumuşak, hafif
haysu : o yerden, o yönden
esâbe : isabet etti, irade etti, diledi
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Biz de rüzgârı onun buyruğuna verdik. Rüzgâr, onun emriyle dilediği yere hafif hafif eserdi.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve ona rüzgârı râm etmiştik de emriyle dilediği yere hafif hafif esip giderdi.

 Abdullah Parlıyan = Bunun üzerine rüzgarı O'nun emrine verdik ki, O'nun emriyle istediği yöne doğru, tatlı tatlı eserdi.

 Adem Uğur = Bunun üzerine biz rüzgarı onun emrine verdik. Onun emriyle istediği yere yumuşacık akardı.

 Ahmed Hulusi = Bunun üzerine rüzgârı (gibi akıp gideni) Onun hizmetine verdik; Onun emriyle, dilediği yere, hiçbir şeyi sarsmadan - yıkmadan akıp giderdi.

 Ahmet Tekin = Bunun üzerine, biz rüzgârı onun faydalanması için koyduğumuz kurala boyun eğdirdik. Onun yaptığı plan dahilinde, ulaşması gereken hedefe doğru kolayca akar giderdi.

 Ahmet Varol = Böylece biz de rüzgârı onun buyruğuna verdik. Onun emriyle dilediği tarafa yumuşak bir şekilde akıp gidiyordu.

 Ali Bulaç = Böylece rüzgarı onun buyruğu altına verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi.

 Ali Fikri Yavuz = Bunun üzerine rüzgârı onun emrine bağlı kıldık; emriyle istediği yere rahatça akar giderdi.

 Ali Ünal = Biz de (duasını kabul buyurduk ve) rüzgârı hizmetine sunduk; rüzgâr, O’nun emri altında ve dilediği yere tatlı tatlı eserdi.

 Bayraktar Bayraklı = Bunun üzerine biz, rüzgârı onun emrine verdik. Onun emriyle istediği yöne doğru tatlı tatlı esiyordu.

 Bekir Sadak = (36-38) Bunun uzerine Biz de, istedigi yere onun buyrugu ile kolayca giden ruzgari, bina kuran ve dalgiclik yapan seytanlari, demir halkalarla bagli digerlerini onun buyrugu altina verdik.

 Celal Yıldırım = Rüzgârı onun emrine verdik. Rüzgâr Onun emriyle tatlı tatlı istediği yana eserdi.

 Cemal Külünkoğlu = Böylece rüzgârı onun emrine verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi.

 Diyanet İşleri (eski) = (36-38) Bunun üzerine Biz de, istediği yere onun buyruğu ile kolayca giden rüzgarı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğerlerini onun buyruğu altına verdik.

 Diyanet Vakfi = (36-38) Bunun üzerine biz de, istediği yere onun emriyle kolayca giden rüzgârı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğer yaratıkları onun emrine verdik.

 Edip Yüksel = Bunun üzerine komutuyla hareket eden rüzgarı onun emrine verdik. Dilediği yere yağmur yağdırırdı.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bunun üzerine ona rüzgârı müsahhar ettik, emriyle istediği yere yumuşacık cereyan ederdi

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bunun üzerine Biz rüzgarı onun emrine verdik. Emriyle istediği yere yumuşacık akardı.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bunun üzerine biz rüzgarı onun emrine verdik. Onun emriyle istediği yere yumuşacık akardı.

 Gültekin Onan = Böylece rüzgarı onun kullanımına / boyunduruğuna verdik. Onun buyruğuyla dilediği yöne yumuşakça eserdi.

 Harun Yıldırım = Bunun üzerine biz rüzgarı onun emrine verdik.Onun emriyle istediği yere yumuşacık akardı.

 Hasan Basri Çantay = Bunun üzerine biz de ona rüzgârı müsahhar etdik ki bu, onun emriyle, onun dilediği yere yumuşacık akar giderdi.

 Hayrat Neşriyat = Bunun üzerine rüzgârı ona boyun eğdirdik; onun emriyle istediği yere yumuşak olarak akıp giderdi.

 İbni Kesir = Bunun üzerine Biz de rüzgarı emrine verdik. Emri ile istediği yere kolayca giderdi.

 Kadri Çelik = Böylece biz, rüzgârı onun buyruğu altına verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi.

 Muhammed Esed = Bunun üzerine rüzgarı o'nun emrine verdik ki o'nun direktifi ile istediği yöne doğru kolayca essin;

 Mustafa İslamoğlu = Bunun ardından rüzgarı ona amade kıldık ki, onun emriyle (çalışan gemileri) istediği yöne doğru kolayca yüzdürebilsin;

 Ömer Nasuhi Bilmen = (36-37) Artık onun için rüzgarı musahhar kıldık, O'nun emriyle dilediği yere mülâyemetle akar giderdi. Şeytanları da, herbir bina yapıcı ve dalgıç olanı da (musahhar kıldık).

 Ömer Öngüt = Biz rüzgârı onun emrine verdik, onun emri ile istediği yere akıp gidiyordu.

 Şaban Piriş = Rüzgarı ona boyun eğdirmiştik. Emri ile dilediği yere yumuşak bir şekilde eserdi.

 Sadık Türkmen = Biz de onun emrine, istediği yere emri ile yumuşakça akıp giden rüzgârı verdik.

 Seyyid Kutub = Bunun üzerine Süleyman'ın buyruğu ile istediği yere kolayca giden rüzgârı emrine verdik.

 Suat Yıldırım = Biz rüzgârı onun emrine verdik. Rüzgâr, onun emriyle istediği yere tatlı tatlı eserdi.

 Süleyman Ateş = Biz, rüzgârı ona boyun eğdirdik. Onun buyruğuyla, onun istediği yere tatlı tatlı eserdi.

 Tefhim-ul Kuran = Böylece biz, rüzgârı onun buyruğu altına verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi.

 Ümit Şimşek = Biz de rüzgârı ona boyun eğdirdik ki, onun emriyle istediği yöne doğru tatlı tatlı eserdi.

 Yaşar Nuri Öztürk = Bunun üzerine, rüzgârı onun emrine verdik; onun emriyle onun istediği yere uysal uysal/tatlı tatlı akıp giderdi.

 İskender Ali Mihr = Bunun üzerine rüzgârı ona musahhar (emre amade) kıldık. Onun emri ile dilediği yere hafif hafif eserek giderdi.

 İlyas Yorulmaz = Uğradığı yerlerin uzaklığı bir ay olan rüzgârı, Süleyman’ın emrine verdik.