Önceki Ayet Sonraki Ayet  
75. Sûre Kıyâme/34

 أَوْلَى لَكَ فَأَوْلَى

  Evlâ leke fe evlâ.

Kelime Karşılaştırma
evlâ : daha uygun, müstahak olma, haketme
leke : sana
fe : artık, bundan sonra
evlâ : daha uygun, müstahak olma, haketme
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (34-35) “Bu azap sana lâyıktır, lâyık! Evet, lâyıktır sana, lâyık!” denecektir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Kötülük sana gerek, gene de kötülük sana.

 Abdullah Parlıyan = Yazıklar olsun sana, yazıklar.

 Adem Uğur = Lâyıktır (o azap) sana, lâyık!

 Ahmed Hulusi = Gereklidir sana, gerekli!

 Ahmet Tekin = Cezalandırılacağın günler yaklaştı, iyice yaklaştı.

 Ahmet Varol = (Azap ve helak) sana layıktır, sana layık olan işte budur;

 Ali Bulaç = Sen buna müstahaksın, dahasına müstahaksın.

 Ali Fikri Yavuz = Azab olsun sana, (Ey Ebu Cehil), azab gerek!...

 Ali Ünal = Şimdi (böyle bir son ve cezadır) senin hakkın, budur senin hakkın.

 Bayraktar Bayraklı = (31-35) Ne doğruladı, ne de kulluk görevini yerine getirdi. Fakat yalanladı ve yüz çevirdi. Sonra da çalım sata sata yürüyerek ailesine gitmişti. Sana yazıklar olsun, yazıklar! Tekrar tekrar sana yazıklar olsun, yazıklar!

 Bekir Sadak = Sana yaziklar olsun, yaziklar!

 Celal Yıldırım = Yazıklar olsun sana yazıklar!

 Cemal Külünkoğlu = Azap olsun sana, sana azap gerek!

 Diyanet İşleri (eski) = Sana yazıklar olsun, yazıklar!

 Diyanet Vakfi = Lâyıktır (o azap) sana, lâyık!

 Edip Yüksel = Sen bunu haketmişsin.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Gerektir sana o belâ gerek

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O bela sana layıktır!

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Gerektir o bela sana, gerek.

 Gültekin Onan = Sen buna müstahaksın, dahasına müstahaksın.

 Harun Yıldırım = Layık sana dahası layık.

 Hasan Basri Çantay = (Hoşlanmadığın herşey) sana yaklaş (ıb çat) sın. Çünkü (sen buna başkalarından daha çok) lâyıksın.

 Hayrat Neşriyat = Sana daha lâyıktır (bu azab), daha lâyık!

 İbni Kesir = Yazıklar olsun sana, yazıklar.

 Kadri Çelik = Sen bu hale (ilahi azaba) daha layıksın, daha da layık!

 Muhammed Esed = (Ama ey insan, akibetin geliyor her dakika) yakınına, daha da yakınına,

 Mustafa İslamoğlu = İşte yaklaşmakta olan, hem de çok yakınında!

 Ömer Nasuhi Bilmen = Vay sana! Vay sana!

 Ömer Öngüt = Gerektir o belâ sana gerek!

 Şaban Piriş = -Belanı buldun, belanı!

 Sadık Türkmen = Yazık sana, yazık!

 Seyyid Kutub = Vay başına geleceklere!

 Suat Yıldırım = Yazık sana yazık!

 Süleyman Ateş = Yazık sana yazık!

 Tefhim-ul Kuran = Sen buna müstahaksın, dahasına da müstahaksın.

 Ümit Şimşek = Lâyıktır sana, lâyık!

 Yaşar Nuri Öztürk = Çok uygundur sana bu bela, çok uygun!

 İskender Ali Mihr = Sana müstahaktır, bundan sonra müstahaktır (sen hakettin).

 İlyas Yorulmaz = Sana yakındır, yakın.