أَلَمْ يَرَوْا كَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُم مِّنْ الْقُرُونِ أَنَّهُمْ إِلَيْهِمْ لاَ يَرْجِعُونَ
E lem yerav kem ehleknâ kablehum minel kurûni ennehum ileyhim lâ yerciûn(yerciûne).
e lem yerev | : görmediler mi |
kem | : nice, kaç |
ehleknâ | : biz helâk ettik |
kable-hum | : onlardan önce |
min el kurûni | : aynı asrın insanlarından, nesillerden |
enne-hum | : muhakkak ki onlar |
ileyhim lâ yerciûne | : onlara dönmezler |
Diyanet İşleri = Kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettiğimizi; onların artık kendilerine dönmeyeceklerini görmediler mi?
Abdulbaki Gölpınarlı = Görmediler mi onlardan önce nice ümmetleri helâk ettik ki gerçekten de bir daha dünyâya dönmedi onlar.
Abdullah Parlıyan = Bu insanlar işin farkında değiller mi? Tarihe bir bakıp anlasalar ya, nice zamanlar toplumları helak etmişiz. Hani onlar, hiç dönüp geri gelebilmişler mi?
Adem Uğur = Müşrikler görmüyorlar mı ki, onlardan önce nice kavimler helâk ettik. Onlar tekrar dönüp de bunlara gelmezler.
Ahmed Hulusi = Görmediler mi ki onlardan önce nice kuşaklar helâk ettik ki; gidenlerin hiçbiri geri dönmeyecek onlara!
Ahmet Tekin = Onlar, kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettiğimizi, onların geri dönüp, kendilerine gelemiyeceğini görmüyorlar mı?
Ahmet Varol = Kendilerinden önce nice nesilleri yok ettiğimizi; onların bir daha kendilerine dönüp gelmediklerini görmediler mi?
Ali Bulaç = Görmüyorlar mı, kendilerinden önce nice nesilleri helak ettik? Onlar, bir daha kendilerine dönmemektedirler.
Ali Fikri Yavuz = Onlar (Mekke kâfirleri) görmediler mi ki, kendilerinden evvel ne kadar nesiller helâk etmişiz; onlar (öldükten sonra) hiç dönüp onlara gelmiyorlar.
Ali Ünal = Görmezler miydi ki, kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettik ve onlar (berikilerin yanına, dünya hayatına) bir daha geri dönmüyorlar.
Bayraktar Bayraklı = Görmediler mi, kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettik. Onlar artık bir daha bunlara dönmeyecekler.
Bekir Sadak = Kendilerinden once nice nesilleri yok ettigimizi, onlarin bir daha kendilerine donmediklerini gormezler mi?
Celal Yıldırım = Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice nice nesilleri yok ettik ki onlar(dan hiç birlen) bunlara (bir daha) dönüp gelmiyorlardı.
Cemal Külünkoğlu = Kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettiğimizi ve onların (yok olup gittikten sonra) kendilerine dönmeyeceklerini görmüyorlar mı?
Diyanet İşleri (eski) = Kendilerinden önce nice nesilleri yok ettiğimizi, onların bir daha kendilerine dönmediklerini görmezler mi?
Diyanet Vakfi = Müşrikler görmüyorlar mı ki, onlardan önce nice kavimler helâk ettik. Onlar tekrar dönüp de bunlara gelmezler.
Edip Yüksel = Kendilerinden önce nice nesilleri yok ettiğimizi ve onların bir daha kendilerine dönmediklerini görmezler mi?
Elmalılı Hamdi Yazır = Baksalar a kendilerinden evvel ne kadar karnlar helâk etmişiz, onlar hiç onlara dönüp gelmiyorlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Baksalar ya kendilerinden önce nice nesiller helak etmişiz. Onlar, hiç onlara dönüp gelmiyorlar (dünyaya bir daha dönmüyorlar).
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice kuşakları helak etmişiz. Onlar artık kendilerine dönüp gelmiyorlar.
Gültekin Onan = Görmüyorlar mı, kendilerinden önce nice nesilleri helak ettik? Onlar, bir daha kendilerine dönmemektedirler.
Harun Yıldırım = Müşrikler görmüyorlar mı ki, onlardan önce nice kavimler helâk ettik. Onlar tekrar dönüp de bunlara gelmezler.
Hasan Basri Çantay = Kendilerinden evvel nice nesilleri helâk etdiğimiz, bunların birdaha onlara dönmez (ümmet) ler olduklarını (müşrikler) gör (ür gibi bil) mediler mi?
Hayrat Neşriyat = Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice nesilleri (böyle zulümleri sebebiyle) helâk ettik; muhakkak ki onlar (bir daha) kendilerine dönüp gelmezler.
İbni Kesir = Görmüyorlar mı ki; kendilerinden önce nice nesilleri helak ettik. Ve onlar, bir daha kendilerine dönemezler.
Kadri Çelik = Kendilerinden önce nice kuşakları yıkıma uğrattığımızı görmüyorlar mı? Onlar, bir daha kendilerine dönmemektedirler.
Muhammed Esed = Kendilerinden önce kaç nesli yok ettiğimizi; (ve) bu (yok olup gide)nlerin bir daha onlara dönüp gelemeyeceklerini görmüyorlar mı?
Mustafa İslamoğlu = Onlardan önce nice nesilleri helak ettiğimizi görmezler mi? Ki onlar kendilerine dönüp gelemeyecekler;
Ömer Nasuhi Bilmen = Görmediler mi ki, onlardan evvel ne kadar kavimleri helâk ettik. Şüphe yok ki onlar, bunlara dönüp gelmiyorlar.
Ömer Öngüt = Görmüyorlar mı ki, kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettik. Onlar artık kendilerine dönemezler.
Şaban Piriş = Kendilerinden önce nice nesilleri helak ettiğimizi görmüyorlar mı? Onlara bir daha geri dönemezler.
Sadık Türkmen = Görmediler mi? Kendilerinden önce nice kuşakları yıkıp imha ettik. Onlar geri dönüp kendilerine gelemeyecekler.
Seyyid Kutub = Görmediler mi kendilerinden önce nice nesilleri yok ettik. Onlar bir daha kendilerine dönüp gelmezler.
Suat Yıldırım = Kendilerinden önce nice nesilleri imhâ ettiğimizi ve onların da kendilerine dönmediğini görmezler miydi?
Süleyman Ateş = Görmediler mi kendilerinden önce nice nesilleri yok ettik; onlar bir daha kendilerine dönüp gelmezler?
Tefhim-ul Kuran = Görmüyorlar mı, kendilerinden önce nice kuşakları yıkıma uğrattık? Onlar, bir daha kendilerine dönmemektedirler.
Ümit Şimşek = Görmedi mi onlar, kendilerinden evvel nice nesilleri helâk etmişiz; gidenlerin de hiçbiri geri dönmüyor.
Yaşar Nuri Öztürk = Görmediler mi, kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettik. Onlar artık bir daha bunlara dönmeyecekler.
İskender Ali Mihr = Ondan önceki nice nesillerden (kimleri) helâk ettiğimizi, onların (helâk edilenlerin) kendilerine dönmediklerini görmediler mi?
İlyas Yorulmaz = Onlar çevrelerine bakmıyorlar mı? Onlardan önce nice şehirleri yok ettik. O yok olanlar, onlara asla dönmeyecekler.