فَأَوْجَسَ مِنْهُمْ خِيفَةً قَالُوا لَا تَخَفْ وَبَشَّرُوهُ بِغُلَامٍ عَلِيمٍ
Fe evcese minhum hîfeh(hîfeten), kâlû lâ tehaf, ve beşşerûhu bi gulâmin alîm(alîmin).
fe | : fakat |
evcese | : hissetti |
min-hum | : onlardan |
hîfeten | : korku |
kâlû | : dediler |
lâ tehaf | : korkma |
ve beşşerû-hu | : ve onu müjdelediler |
bi gulâmin | : erkek çocuk ile |
alîmin | : alîm, bilgi sahibi, bilgin |
Diyanet İşleri = (Yemediklerini görünce) onlardan İbrahim’in içine bir korku düştü. Onlar, “korkma” dediler ve onu bilgin bir oğul ile müjdelediler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Derken onlardan, içine bir korkudur düşmüştü de korkma demişlerdi, ve ona, bilgi sâhibi bir oğlu olacağını müjdelemişlerdi.
Abdullah Parlıyan = Onlardan ötürü içine bir korku düştü. "Korkma!" dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler.
Adem Uğur = Derken onlardan korkmaya başladı. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler.
Ahmed Hulusi = (Yemediklerini görünce İbrahim'in içine) onlardan bir korku düştü! "Korkma" dediler ve Onu Aliym bir erkek çocuk ile müjdelediler.
Ahmet Tekin = Derken, İbrâhim, onlardan dolayı içinde korkulacak bir hal olduğunu hissetti. Onlar: 'Korkma!' dediler. İbrâhim’e bilge bir oğul müjdelediler.
Ahmet Varol = Bunun üzerine onlardan dolayı içine bir korku düştü. 'Korkma' dediler ve onu bilgin bir oğlanla müjdelediler.
Ali Bulaç = (Onlar yemeyince) Bunun üzerine içine bir tür korku düştü. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir erkek çocuk müjdesini verdiler.
Ali Fikri Yavuz = O vakit onlardan (İbrahim’in) içine bir korku düştü. Onlar: “korkma!” dediler ve onu çok bilgin bir oğul ile müjdelediler.
Ali Ünal = (Ama ondan yemediklerini görünce,) onlardan yana içine bir endişe düştü. “Endişelenme!” dediler. Sonra da ona büyük ilim sahibi olacak bir oğul müjdelediler.
Bayraktar Bayraklı = Hallerinden dolayı içinden bir korku duydu. “Korkma!” dediler ve ona bilgin bir çocuk müjdesi verdiler.
Bekir Sadak = (Yemediklerini gorunce) onlardan endiseye dustu; «Korkma» dediler ve ona bilgin bir ogul sahibi olacagini mujdelediler.
Celal Yıldırım = (Yemediklerini görünce) onlardan içinde bir korku ve endişe doğdu. Onlar, ona ; «korkma» dediler ve onu bilgili (olacak) bir oğul ile müjdelediler
Cemal Külünkoğlu = (İbrahim, misafirlerin yemediklerini görünce,) onlardan endişeye kapıldı; (ama) onlar: “Korkma!” dediler ve (ona) derin bilgi ile donatılan bir erkek çocuk (sahibi olacağı) müjdesini verdiler.
Diyanet İşleri (eski) = (Yemediklerini görünce) onlardan endişeye düştü; 'Korkma' dediler ve ona bilgin bir oğul sahibi olacağını müjdelediler.
Diyanet Vakfi = Derken onlardan korkmaya başladı. «Korkma» dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler.
Edip Yüksel = Onlardan bir korku duydu. Bunun üzerine onlar, 'Korkma' dediler ve ona bilgin bir oğul müjdelediler.
Elmalılı Hamdi Yazır = O vakıt onlardan içine bir korku düştü. Korkma dediler ve kendisine alîm bir oğlan tebşir ettiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlardan ötürü içine bir korku düştü. «Korkma!» dediler ve kendisine bilgili bir oğlan müjdelediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yemediklerini görünce onlardan içine bir korku düştü. Onlar İbrahim'e: «Korkma!» dediler ve onu çok bilgili bir oğul ile müjdelediler.
Gültekin Onan = (Onlar yemeyince) Bunun üzerine içine bir tür korku düştü. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir erkek çocuk müjdesini verdiler.
Harun Yıldırım = İçinde onlardan gizli bir korku duydu. “Korkma!” dediler ve ona bilgili bir oğul müjdesini verdiler.
Hasan Basri Çantay = Derken içine onlardan gizli bir korku çökdü. «Korkma» dediler ve onu çok bilgin bir oğulla müjdelediler.
Hayrat Neşriyat = (Yemediklerini görünce,) onlardan dolayı içine bir korku düştü. (Onlar:) 'Korkma!' dediler. Ve onu çok âlim bir oğul (olacak İshâk) ile müjdelediler!
İbni Kesir = Derken onlardan endişeye düşmüştü. Korkma; demişler ve onu bilgin bir oğulla müjdelemişlerdi.
Kadri Çelik = (Onlar yemeyince) Bunun üzerine onlardan içine bir tür korku düştü. “Korkma” dediler ve ona bilgin bir erkek çocuk müjdesini verdiler.
Muhammed Esed = (İbrahim, misafirlerin yemediklerini görünce,) onlardan endişeye kapıldı; (ama) onlar: "Korkma!" dediler ve derin bilgi ile donatılan bir erkek çocuk (sahibi olacağı) müjdesini verdiler.
Mustafa İslamoğlu = Derken, onlardan yana içini bir korku ve endişe kapladı. "Endişeye mahal yok!" dediler ve ona sıra dışı bir bilgi ile donatılmış bir oğlan çocuğu müjdelediler.
Ömer Nasuhi Bilmen = (28-29) O vakit onlardan kalbinde bir korku gizlendi. Dediler ki: «Korkma!» ve O'nu bir bilgin oğul ile müjdelediler. Bunun üzerine zevcesi bir sayha içinde yüzünü döndü de elini yüzüne çarpıverdi ve dedi ki: «Kısır bir koca kadın!»
Ömer Öngüt = Onlardan ötürü içine bir korku düştü. "Korkma!" dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler.
Şaban Piriş = Onlardan dolayı içine bir korku düştü. -Korkma, dediler. Ona bilgin bir erkek çocuğu müjdelediler.
Sadık Türkmen = (yemekle ilgilenmediklerini görünce) onlardan dolayı içine bir korku düştü. “Korkma” dediler. Ve ona bilgin bir oğul müjdelediler.
Seyyid Kutub = Yemediklerini görünce içine bir korku düştü. «Korkma» dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler.
Suat Yıldırım = O sırada onlardan yana içine bir korku düştü. "Korkma!" dediler ve ona büyüdüğünde âlim olacak bir çocuklarının dünyaya geleceğini müjdelediler.
Süleyman Ateş = (Yemediklerini görünce) Onlardan içine bir korku düşürdü. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler.
Tefhim-ul Kuran = (Onlar yemeyince) Bunun üzerine onlardan içine bir tür korku düştü. «Korkma» dediler ve ona bilgin bir erkek çocuk müjdesini verdiler.
Ümit Şimşek = Sonra içine bir korku düştü. 'Korkma' dediler ve onu bilge bir oğulla müjdelediler.
Yaşar Nuri Öztürk = O arada, içine bunlardan bir kuşku düştü. "Korkma!" dediler. Ve ona bilgin bir oğlan müjdelediler.
İskender Ali Mihr = Fakat onlardan korktuğunu hissetti: “Korkma!” dediler. Ve onu alîm bir erkek çocukla müjdelediler.
İlyas Yorulmaz = Sonra içinden bir korku hissetmişti. Misafirler “Korkma” dediler. Sonra İbrahim’e bilgin bir çocuğu olacağı müjdesini verdiler.