وَجَعَلَهَا كَلِمَةً بَاقِيَةً فِي عَقِبِهِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
Ve cealehâ kelimeten bâkıyeten fî akıbihî leallehum yerciûn(yerciûne).
ve ceale-hâ | : ve onu kıldı |
kelimeten | : bir kelime |
bâkiyeten | : bâki, kalıcı olarak, kalıcı |
fî | : içinde |
akibi-hi | : onun akıbeti, ondan sonrakiler, zürriyeti |
lealle-hum | : umulur ki böylece onlar |
yerciûne | : dönerler |
Diyanet İşleri = İbrahim bunu, belki dönerler diye, ardından gelecekler arasında kalıcı bir söz yaptı.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve bu birlik sözünü, gerçeğe dönsünler diye soyu arasında da dâimâ kalacak ve zevâl bulmayacak bir vasiyet olarak bıraktı.
Abdullah Parlıyan = İbrahim bu tek Allah'a inanma sözünü hakka dönsünler diye, zürriyeti arasında yaşayacak bir vasiyyet olarak bıraktı.
Adem Uğur = Bu sözü, ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı ki, insanlar (onun dinine) dönsünler.
Ahmed Hulusi = Bu sözünü kendinden sonra gelecekler için kalıcı bir fikir olarak oluşturdu, belki o gerçeğe dönerler diye.
Ahmet Tekin = İbrâhim bu ilkeleri, ardından gelecek olan nesillere, kalıcı-ebedî bir düzen haline getirdi ki, onlar hakka dönsünler, doğru yola girsinler.
Ahmet Varol = Ve bunu (tevhid inancını) kendinden sonra gelecekler içinde kalıcı bir söz kıldı. (Artık) umulur ki dönerler.
Ali Bulaç = Ve bunu (bu tevhid inancını) belki (insanlar Allah'a) dönerler diye ardında (kendi soyunda) kalıcı bir kelime olarak kıldı / bıraktı.
Ali Fikri Yavuz = İbrahîm, bu tevhid kelimesini, soyu içerisinde bakî kalan bir kelime yaptı. Gerek ki (küfürden) dönerler.
Ali Ünal = Allah (Tevhid inancının ilanı olan) bu sözü, (bâtıl inanışlardan Hak Din’e) dönsünler diye O’ndan sonraki nesillere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı.
Bayraktar Bayraklı = Onun bu sözünü, ardından geleceklere sürekli kalacak bir ilke olarak bıraktık ki, insanlar Rabblerine dönsünler.
Bekir Sadak = Ibrahim ardindan geleceklere bu sozu, devamli kalacak bir miras olarak birakti. Artik belki dogru yola donerler.
Celal Yıldırım = İbrahim bunu, (hakka) dönerler diye soyu arasında baki kalacak bir söz olarak bıraktı.
Cemal Külünkoğlu = Ve (İbrahim) bu ifadeyi, (insanlar) hak dine dönsünler diye, daha sonra gelenler arasında yaşamaya devam eden bir vasiyet olarak söyledi.
Diyanet İşleri (eski) = İbrahim ardından geleceklere bu sözü, devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı. Artık belki doğru yola dönerler.
Diyanet Vakfi = Bu sözü, ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı ki, insanlar (onun dinine) dönsünler.
Edip Yüksel = Belki doğru yola dönerler diye onun ardından gelecekler için bunu ebedi bir ders kıldı.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve onu ardında (zürriyyetinde) kalan bir kelime yaptı gerek ki rücu' edeler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O, bu sözü, soyu arkasında kalan bir kelime yaptı ki, tevhide dönsünler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İbrahim, bu sözü, ardından gelecek olanlara devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı ki, onlar doğru yola dönsünler.
Gültekin Onan = Ve bunu (bu tevhid inancını) belki (insanlar Tanrı'ya) dönerler diye ardında (kendi soyunda) kalıcı bir kelime olarak kıldı / bıraktı.
Harun Yıldırım = Ve bunu belki dönerler diye ardında kalıcı bir kelime olarak bıraktı.
Hasan Basri Çantay = (İbrâhîm) bunu (bu tevhîd kelimesini, ileride Mekkeliler de dînine) dönsünler diye, zürriyeti arasında baakıy bir kelime yapdı.
Hayrat Neşriyat = Ve (İbrâhîm) bunu (bu sözü), zürriyeti içinde bâki kalacak bir kelime yaptı ki, onlar(onun dînine) dönsünler!
İbni Kesir = Ve onu; belki dönerler diye ardından gelenler için kalıcı bir kelime kıldı.
Kadri Çelik = Ve onu (tevhit kelimesini), belki dönerler diye ardından gelenler için kalıcı bir kelime kıldı.
Muhammed Esed = Ve bunu, daha sonra gelenler arasında yaşamaya devam eden bir söz olarak söyledi ki onlar (daima) o (sözü hatırlayıp ona) dönsünler.
Mustafa İslamoğlu = Bunu, ardından gelenler arasındaki baki kalacak bir söz olarak söyledi; belki (bu hak söze) dönerler diye.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onu (o ifadesini) zürriyeti arasında bâki bir kelime kıldı. Belki onlar, dönüverirler (diye).
Ömer Öngüt = Bu sözü, ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı. Artık belki doğru yola dönerler.
Şaban Piriş = Onu, belki dönerler diye arkasında kalıcı bir söz haline getirdi.
Sadık Türkmen = (İbrahim) bu sözü, ardında kalıcı bir söz yaptı ki, onlar doğru yola dönsünler.
Seyyid Kutub = ve bu tevhid sözünün ardından kalıcı bir söz yaptı ki, insanlar Allah'a dönsünler.
Suat Yıldırım = O, bu sözü hakka dönsünler diye, gelecek nesillere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı.
Süleyman Ateş = Ve bu sözü ardında kalıcı bir söz yaptı ki (insanlar Allah'a kulluğa) dönsünler.
Tefhim-ul Kuran = Ve bunu (bu tevhid inancını) onun ardında (kendi soyunda) kalıcı bir kelime olarak kılıp bıraktı ki belki (Allah'a) dönerler diye.
Ümit Şimşek = İnsanlar hakka dönsünler diye, İbrahim bu sözü ardında miras bıraktı.
Yaşar Nuri Öztürk = O, sözünü, kendinden sonra yaşayacak bir mesaj yaptı ki, insanlar hakka dönebilsinler.
İskender Ali Mihr = Ve onu, zürriyeti içinde bâki (kalıcı) bir kelime kıldı. Umulur ki böylece onlar (putlardan) dönerler.
İlyas Yorulmaz = Allah, İbrahim’in sözünü gelecek insanlar için kalıcı bir söz yaptı ki, belki insanlar (inkârlarından) dönerler.