فَإِن لَّمْ تَفْعَلُواْ فَأْذَنُواْ بِحَرْبٍ مِّنَ اللّهِ وَرَسُولِهِ وَإِن تُبْتُمْ فَلَكُمْ رُؤُوسُ أَمْوَالِكُمْ لاَ تَظْلِمُونَ وَلاَ تُظْلَمُونَ
Fe in lem tef’alû fe’zenû bi harbin minallâhi ve resûlih(resûlihî), ve in tubtum fe lekum ruûsu emvâlikum, lâ tazlimûne ve lâ tuzlemûn(tuzlemûne).
fe | : o zaman, o taktirde, bundan sonra |
in lem tef’alû | : eğer yapmazsanız |
fe’zenû (fe izenû) | : o taktirde bilin |
bi harbin | : harbi, savaşı |
min allâhi | : Allah’tan |
ve resûli-hi | : ve onun resûlü |
ve in | : ve eğer |
tubtum | : tövbe ettiniz |
fe | : o zaman, artık, o taktirde |
lekum | : sizin |
ruûsu | : ana mallar, ana para |
emvâli-kum | : sizin mallarınız |
lâ tazlimûne | : zulmetmezsiniz, haksızlık etmezsiniz |
ve lâ tuzlemûne | : ve zulmedilmezsiniz, haksızlığa uğramazsınız |
Diyanet İşleri = Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Resûlüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, anaparalarınız sizindir. Böylece siz ne başkalarına haksızlık etmiş olursunuz, ne de başkaları size haksızlık etmiş olur.
Abdulbaki Gölpınarlı = Bunu yapmazsanız bilin ki Allah'la ve Peygamberiyle savaşa giriştiniz. Tövbe ederseniz anamalınız sizindir, ne zulmedersiniz, ne zulüm görürsünüz.
Abdullah Parlıyan = Çünkü böyle yapmazsanız, o zaman Allah ve elçisi tarafından açılmış bir savaştan haberiniz olsun! Ama eğer tevbe ederseniz, ana paranızı almaya hak kazanırsınız. Böylece ne haksızlık yapmış ve ne de haksızlığa uğramış olursunuz.
Adem Uğur = Şayet (faiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allah ve Resûlü tarafından (faizcilere karşı) açılan savaştan haberiniz olsun. Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz.
Ahmed Hulusi = Eğer bunu yapmazsanız, bilin ki Allâh ve Rasûlüne savaş açmış olursunuz. Eğer bu yanlış tutumunuzu idrak edip bir daha yapmamak üzere vazgeçerseniz, anaparanızı almaya hak kazanırsınız. (Böylece) ne zulmetmiş ne de zulme uğramış olursunuz.
Ahmet Tekin = Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Rasulü tarafından fâizcilere verilen savaş ültimatomundan haberiniz olsun.Eğer tevbe ederseniz, günah işlemekten vazgeçip Allah’a itaate yönelirseniz, anaparalarınız sizindir. Haksızlık etmeyeceksiniz, haksızlığa da uğratılmayacaksınız.
Ahmet Varol = Eğer bunu yapmazsanız, Allah'a ve peygamberine karşı bir savaş ilan edin. [58] Eğer tevbe ederseniz ana mallarınız sizindir. Böylece haksızlık etmeyeceğiniz gibi haksızlığa da uğratılmamış olursunuz.
Ali Bulaç = Şayet böyle yapmazsanız, Allah'a ve Resulüne karşı savaş açtığınızı bilin. Eğer tevbe ederseniz, artık sermayeleriniz sizindir. (Böylece) Ne zulmetmiş olursunuz, ne zulme uğratılmış olursunuz.
Ali Fikri Yavuz = Yok, eğer bu fâizi terketmezseniz bilin ki, Allah’a ve peygamberinize karşı harbe girmişsiniz. Eğer ribâ almaktan tevbe ederseniz ana paranız sizindir; ve böylece ne zâlim olursunuz, ne de zulme uğramış bulunursunuz.
Ali Ünal = Eğer böyle yapmaz da (faizi helâl saymaya veya haram kabul etmekle birlikte almaya devam ederseniz,) Allah ve Rasûlü’nden size karşı savaş açıldığı malûmunuz olsun. Eğer tevbe eder (ve artık faizden tam olarak vazgeçerseniz), anaparanız sizindir. Böylece ne zulmetmiş, ne de zulme maruz kalmış olursunuz.
Bayraktar Bayraklı = Eğer böyle yapmazsanız, biliniz ki Allah'a ve Peygamberine savaş açmış olursunuz. Ama eğer tövbe ederseniz, ana paranızı geri almaya hak kazanırsınız. Böylece ne haksızlık yapmış, ne de haksızlığa uğramış olursunuz.
Bekir Sadak = Boyle yapmazsaniz, bunun Allah'a ve peygamberine karsi acilmis bir savas oldugunu bilin. Eger tevbe ederseniz sermayeniz sizindir. Boylece haksizlik etmemis ve haksizliga ugramamis olursunuz.
Celal Yıldırım = Yok eğer böyle yapmazsanız, artık Allah'a ve Peygamberine karşı savaş açtığınızı bilin. Eğer tevbe edip (faizcilikten vazgeçerseniz) ana sermayeniz sizindir. Artık ne haksızlık eder, ne de haksızlığa uğramış olursunuz.
Cemal Külünkoğlu = Yok, eğer faizi terk etmezseniz bilin ki, Allah'a ve Resulüne karşı savaş açmışsınız. Eğer faiz almaktan tevbe ederseniz anaparanız sizindir ve böylece ne zalim olursunuz, ne de zulme uğramış bulunursunuz.
Diyanet İşleri (eski) = Böyle yapmazsanız, bunun Allah'a ve Peygamberine karşı açılmış bir savaş olduğunu bilin. Eğer tevbe ederseniz sermayeniz sizindir. Böylece haksızlık etmemiş ve haksızlığa uğramamış olursunuz.
Diyanet Vakfi = Şayet (faiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allah ve Resûlü tarafından (faizcilere karşı) açılan savaştan haberiniz olsun. Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz.
Edip Yüksel = Böyle yapmazsanız ALLAH'tan ve elçisinden bir savaş bekleyin. Tevbe ederseniz anaparanız yine sizindir. Ne haksızlık edin ne de haksızlığa uğrayın.
Elmalılı Hamdi Yazır = Yok eğer yapmazsanız o halde Allah ve Resulünden mutlak bir harb olunacağını bilin ve eğer tevbe ederseniz re'sülmallarınız sizindir, ne zalim olursunuz ne mazlûm.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Eğer böyle yapmazsanız, o halde Allah ve O'nun elçisi tarafından bir savaş açılacağını bilin. Eğer tevbe ederseniz, ana paranız sizindir. Ne haksızlık etmiş, ne de haksızlığa uğramış olursunuz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Eğer böyle yapmazsanız, o zaman Allah ve Resulü tarafından size savaş açılmış olduğunu bilin. Eğer tevbe ederseniz, sermayeleriniz sizindir. Haksızlık etmezsiniz, haksızlığa da uğramazsınız.
Gültekin Onan = Şayet böyle yapmazsanız, Allah'a ve Resulüne karşı savaş açtığınızı bilin. Eğer tevbe ederseniz, artık sermayeleriniz sizindir. (Böylece) Ne zulmetmiş olursunuz, ne zulme uğratılmış olursunuz.
Harun Yıldırım = Şayet yapmazsanız artık Allah ve Rasulü'nün size savaş açmış olduğunu kesinlikle bilin! Tevbe ederseniz ana paranız size aittir. Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız.
Hasan Basri Çantay = İşte (böyle) yapmazsanız Allaha ve Peygamberine karşı harb (e girmiş olduğunuzu) bilin. Eğer (tefeciliğe, mürâbehacılığa) tevbe ederseniz mallarınızın başları (sermâyeleriniz) yine sizindir. (Bu suretle) ne haksızlık yapmış, ne de haksızlığa uğratılmış olmazsınız.
Hayrat Neşriyat = Buna rağmen böyle yapmazsanız, o hâlde Allah ve Resûlünden (size karşı açılmış)bir savaş olduğunu bilin! Fakat tevbe ederseniz, artık sermâyeleriniz sizindir. Ne haksızlık etmiş, ne de haksızlığa uğratılmış olursunuz.
İbni Kesir = Böyle yapmazsanız, bunun Allah'a ve peygambere karşı bir harb olduğunu bilin. Şayet tevbe ederseniz, sermayeniz sizindir. Hem haksızlık yapmamış, hem de haksızlığa uğratılmamış olursunuz.
Kadri Çelik = Böyle yapmazsanız, (bunun) Allah'a ve elçisine karşı açılmış bir savaş olduğunu bilin. Eğer tevbe ederseniz sermayeniz sizindir. Böylece zulmetmemiş ve zulme uğramamış olursunuz.
Muhammed Esed = çünkü eğer böyle yapmazsanız, bilin ki Allah'a ve Elçisine savaş açmış olursunuz. Ama eğer tevbe ederseniz, ana-paranız(ı geri almay)a hak kazanırsınız: Böylece ne haksızlık yapmış ne de haksızlığa uğramış olursunuz.
Mustafa İslamoğlu = Fakat bunu hala yapmıyorsanız, bu durumda Allah ve Rasulü'ne (güvensizlik ilan ederek) azılı bir savaş açmışsınız demektir. Eğer tevbe ederseniz, sermayeniz size aittir: Böylece ne haksızlık yapmış, ne de haksızlığa uğramış olursunuz.
Ömer Nasuhi Bilmen = Eğer böyle yapmazsanız Allah Teâlâ ile Resûlü tarafından bir harb malûmunuz olsun ve eğer tövbe ederseniz sermayeniz sizindir. Ne zulüm edersiniz ne de zulme uğrarsınız.
Ömer Öngüt = Yok eğer fâizi terketmezseniz, bunun Allah'a ve Peygamber'ine açılmış bir savaş olduğunu bilin. Eğer fâiz almaktan tevbe ederseniz, ana paranız yine sizindir. Böylece ne kimseye haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz.
Şaban Piriş = Eğer böyle yapmazsanız, bunun Allah’a ve Elçisi'ne karşı açılmış bir savaş olduğunu bilin... Şayet tevbe ederseniz, ana paranız sizindir. (Böylece) zulmetmemiş ve de zulme uğramamış olursunuz.
Sadık Türkmen = Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Rasûlüyle savaşa girdiğinizi bilin! Eğer tövbe edecek olursanız, ana mallarınız sizindir. Böylece siz ne başkalarına haksızlık etmiş olursunuz, ne de başkaları size haksızlık etmiş olur.
Seyyid Kutub = Eğer böyle yapmazsanız Allah ve Resulü tarafından açılmış bir savaşla karşı karşıya olduğunuzu bilin. Eğer faizciliğe tevbe ederseniz ana sermaye sizin olur. Böylece ne haksızlık etmiş ve ne de haksızlığa uğramış olursunuz.
Suat Yıldırım = Eğer böyle yapmazsanız Allah ve Resulü tarafından size savaş açıldığını biliniz! Eğer faizcilikten tövbe ederseniz, sermayeleriniz sizindir. Böylece ne haksızlık eder, ne de haksızlığa uğrarsınız.
Süleyman Ateş = Eğer böyle yapmazsanız, Allâh ve Elçisiyle savaşa girdiğinizi bilin. Tevbe ederseniz, ana malınız sizindir. Ne haksızlık edersiniz, ne de haksızlığa uğratılırsınız.
Tefhim-ul Kuran = Şayet böyle yapmazsanız, Allah'a ve Rasulüne karşı savaş açtığınızı bilin. Eğer tevbe ederseniz, artık sermayeleriniz sizindir. (Böylece) Ne zulmetmiş olursunuz, ne de zulme uğratılmış olursunuz.
Ümit Şimşek = Bunu yapmazsanız, Allah ve Resulü ile savaş halinde olduğunuzu bilin. Ama tevbe edecek olursanız, ana malınız sizindir. Böylece ne haksızlık etmiş, ne de haksızlığa uğramış olmazsınız.
Yaşar Nuri Öztürk = Eğer bunu yapmazsanız Allah ve resulünden bir harp ilanını duymuş olun. Tövbe ederseniz, mallarınızın esasları/ana paralarınız sizindir; ne zulmeden olursunuz ne de zulme uğratılan.
İskender Ali Mihr = Bundan sonra eğer (bunu) yapmazsanız, o zaman Allah ve O’nun Resûl’ü tarafından savaşa maruz kalacağınızı bilin (savaşa hazır olun). Ve şâyet tövbe ederseniz o taktirde ana malınız (sermayeniz) sizindir. Ve zulmetmezsiniz ve zulmedilmezsiniz.
İlyas Yorulmaz = Eğer faizden vazgeçmez iseniz, Allah’a ve resulüne savaş ilan etmişsiniz demektir. Yok, eğer vazgeçerseniz (tövbe ederseniz. ), anaparanız sizindir. Böylece zulmetmemiş ve zulme de uğramamış olursunuz.