وَكَم مِّن مَّلَكٍ فِي السَّمَاوَاتِ لَا تُغْنِي شَفَاعَتُهُمْ شَيْئًا إِلَّا مِن بَعْدِ أَن يَأْذَنَ اللَّهُ لِمَن يَشَاء وَيَرْضَى
Ve kem min melekin fîs semâvâti lâ tugnî şefâatuhum şey’en illâ min ba’di en ye’zenallâhu limen yeşâu ve yerdâ.
ve kem | : ve nice |
min melekin | : melekler |
fî es semâvâti | : semalarda, göklerde |
lâ tugnî | : gani olmaz, fayda vermez |
şefâatu-hum | : onların şefaatleri |
şey’en | : bir şey |
illâ | : ancak, başka, hariç |
min ba’di | : den sonra |
en ye’zene | : izin vermesi |
allâhu | : Allah |
li men | : bir kimse için |
yeşâu | : diler |
ve yerdâ | : ve razı olur |
Diyanet İşleri = Göklerde nice melekler vardır ki onların şefaatleri; ancak Allah’ın izniyle, dilediği ve hoşnut olduğu kimselere yarar sağlar.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve göklerde nice melekler vardır ki Allah, dilediğine ve râzı olduğuna şefâat etmeleri için izin vermedikçe şefâatleri, hiçbir şeye yaramaz.
Abdullah Parlıyan = Göklerde ne kadar çok melek var ki; aracılıkta hiçbir faydaları olamaz. Meğer ki Allah'ın dilediği ve razı olduğu kimse için şefaat izni verilmiş olsun. İşte o zaman şefaatın faydası olur.
Adem Uğur = Göklerde nice melek var ki onların şefaatleri, dilediği ve hoşnut olduğu kimse için Allah'ın izin vermesi dışında, bir işe yaramaz.
Ahmed Hulusi = Semâlarda nice melek vardır ki, Allâh'ın dilediği ve razı olduğu için verdiği izin dışında, onların şefaati hiçbir fayda vermez!
Ahmet Tekin = Göklerde nice melekler var! Onların şefaatleri, ancak Allah izin verdikten sonra, Allah’ın sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, hoşnut olduğu akıllı ve sorumlu kimseler için fayda sağlar.
Ahmet Varol = Göklerde nice melekler vardır ki, Allah dilediği ve razı olduğu kimse için izin vermeden şefaatleri bir yarar sağlamaz.
Ali Bulaç = Göklerde nice melekler vardır ki, onların şefaatleri hiçbir şeyle yarar sağlamaz; ancak Allah'ın dileyip razı olduğu kimseye izin verdikten sonra başka.
Ali Fikri Yavuz = Göklerde nice melekler vardır da, Allah dileyib razı olduğuna izin vermeden önce, şefaatleri hiç bir şeye yaramaz.
Ali Ünal = Göklerde ne kadar melek bulunursa bulunsun, (farz–ı muhal, bir kimse için kendiliklerinden şefaatte bulunmaya teşebbüs edecek bile olsalar,) Allah dilemedikçe ve rıza gösterip izin vermedikçe herhangi bir kimse hakkındaki şefaatleri en küçük bir fayda sağlamaz.
Bayraktar Bayraklı = Göklerde nice melek var ki, Allah, kendilerine izin vermedikçe Allah'ın isteği ve rızası dışında kimseye şefaat edemezler.[591]
Bekir Sadak = Allah, diledigine ve hosnut olduguna izin vermedikce, goklerde bulunan nice meleklerin sefaati bir seye yaramaz.
Celal Yıldırım = Göklerde nice melekler vardır ki, şefaatleri hiçbir fayda vermez ; meğer ki Allah'ın dilediğine, razı olduğuna izin verdikten sonra şefaat etmiş olsunlar..
Cemal Külünkoğlu = Göklerde nice melekler vardır ki onların şefaatleri; ancak Allah'ın izniyle, dilediği ve hoşnut olduğu kimselere yarar sağlar.
Diyanet İşleri (eski) = Allah, dilediğine ve hoşnut olduğuna izin vermedikçe, göklerde bulunan nice meleklerin şefaati bir şeye yaramaz.
Diyanet Vakfi = Göklerde nice melek var ki onların şefaatleri, dilediği ve hoşnut olduğu kimse için Allah'ın izin vermesi dışında, bir işe yaramaz.
Edip Yüksel = Göklerdeki meleklerin bile şefaati bir yarar sağlamaz. Ancak ALLAH'ın dilediği kimse için izin vermesinden ve O'nun rızasına uygun olduktan sonra...
Elmalılı Hamdi Yazır = Göklerde nice Melâike vardır da Allah dileyip razıy olduğuna izin vermezden evvel şefaatleri hiçbir şey'e yaramaz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Göklerde nice melekler vardır ki, Allah'ın dileyip razı olduğuna izin vermeden önce şefaatleri hiçbir işe yaramaz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Göklerde nice melek var ki Allah'ın dileyip razı olduğuna izin vermeden önce onların şefaatları hiçbir işe yaramaz.
Gültekin Onan = Göklerde nice melekler vardır ki, onların şefaatleri hiçbir şeyle yarar sağlamaz; ancak Tanrı'nın dileyip razı olduğu kimseye izin verdikten sonra başka.
Harun Yıldırım = Göklerde nice melekler vardır ki, Allah’ın dileyip razı olduğu kimseye izin vermedikçe şefaatleri hiçbir yarar sağlamaz.
Hasan Basri Çantay = Göklerde nice melek vardır ki onların şefaatleri bile hiçbir şey'e yaramaz. Meğer ki (o şefaat) Allahın dileyeceği ve raazî olacağı kimseler için (ve ancak Onun) izin vermesinden sonra ola.
Hayrat Neşriyat = Göklerde nice melekler vardır ki, Allah’ın dileyeceği ve râzı olacağı kimseler için izin vermesinden sonra olması müstesnâ, onların şefâatleri de hiçbir fayda vermez.
İbni Kesir = Göklerde nice melek vardır ki; Allah, dileyeceği ve razı olacağı kimseler için izin vermedikçe onların şefaatı hiç bir şeye yaramaz.
Kadri Çelik = Göklerde ne kadar çok melek var ki; aracılıkta hiçbir faydaları olamaz. Meğer ki Allah'ın dilediği ve razı olduğu kimse için şefaat izni verilmiş olsun. İşte o zaman şefaatın faydası olur.
Muhammed Esed = Göklerde nice melek var ki onların şefaatleri, dilediği ve hoşnut olduğu kimse için Allah'ın izin vermesi dışında, bir işe yaramaz.
Mustafa İslamoğlu = Her ne kadar göklerdeki melek sayısı çoksa da, Allah'ın dilediği ve razı olduğu kimseler için verdiği şefaat izni olmadıkça, onların şefaati hiçbir fayda sağlamayacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve göklerde nice melekler vardır, onların şefaatleri hiçbir fâide vermez, meğer ki, Allah Teâlâ'nın dilediği ve razı olduğu kimse için müsaade verdiğinden sonra olsun.
Ömer Öngüt = Gökyüzünde nice melekler var ki, şefaatleri hiçbir fayda sağlamaz. Meğer ki Allah dilediğine ve râzı olduğuna izin verdikten sonra olsun!
Şaban Piriş = Göklerde nice melekler vardır ki, onların şefaatleri hiçbir şeyle yarar sağlamaz; ancak Allah'ın dileyip razı olduğu kimseye izin verdikten sonra başka.
Sadık Türkmen = Allah’ın dilediği ve razı olduğu kişiler hakkında izni olmadan, göklerde nice melekler vardır ki; onların şefaatleri hiçbir işe yaramaz/fayda vermez.
Seyyid Kutub = Göklerde nice melek var ki, Allah'ın dilediklerine ve hoşlandıklarına ilişkin izni olmadıkça, şefaatleri hiçbir yarar sağlamaz.
Suat Yıldırım = Nitekim göklerde nice melaike var ki, Allah’ın dilediği ve razı olduğu kimseler hakkında geçerli olması için izin çıkmadıkça, onların şefaatleri asla fayda vermez.
Süleyman Ateş = Göklerde nice melek var ki onların şefâ'ati hiçbir işe yaramaz. Meğer Allâh'ın dilediği ve râzı olduğu kimseye izin verdikten sonra olsun (ancak o zaman şefâ'atin faydası olur).
Tefhim-ul Kuran = Göklerde nice melekler vardır ki, onların şefaatleri hiçbir şeyle yarar sağlamaz; ancak Allah'ın dileyip razı olduğu kimseye izin verdikten sonra başka.
Ümit Şimşek = Göklerde nice melekler var ki, Allah dilediği ve razı olduğu kimseler hakkında izin vermedikçe, onların şefaati hiçbir fayda vermez.
Yaşar Nuri Öztürk = Göklerde nice melekler var ki, şefaatler hiçbir işe yaramaz. Allah'ın, dilediği ve hoşnut olduğu kimseler için izin vermesinden sonraki durum müstesna.
İskender Ali Mihr = Ve göklerde nice melekler vardır ki, onların şefaatleri (hiç)bir şeyle (hiçbir şekilde) fayda vermez. Allah’ın dilediği ve razı olduğu (tasarruf rızasına sahip) kimseye (devrin imamına) izin vermesinden sonrası hariç.
İlyas Yorulmaz = Göklerde nice melekler var. Onların şefaati, Allah’ın izin verdiği ve razı olduğundan başkasına, hiçbir şekilde fayda vermez.