فَرَاغَ إِلَى أَهْلِهِ فَجَاء بِعِجْلٍ سَمِينٍ
Fe râga ilâ ehlihî fe câe bi iclin semînin.
Diyanet İşleri = Hissettirmeden ailesinin yanına gidip, (pişirilmiş) semiz bir buzağı getirdi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Derken bir bahâneyle ailesinin yanına gitmişti de bir semiz dana getirmişti.
Abdullah Parlıyan = Hemen ailesinin yanına giderek, kızartılmış semiz bir buzağı eti ile geldi.
Adem Uğur = Hemen ailesinin yanına giderek semiz bir dana (kebabını) getirmiş,
Ahmed Hulusi = Ailesine yöneldi de semiz (kızartılmış) bir buzağı eti getirdi.
Ahmet Tekin = Sezdirmeden hanımının yanına gitti. Kızartılmış semiz bir buzağıyı bütün olarak getirdi.
Ahmet Varol = Hemen gizlice hanımının yanına gidip semiz bir dana getirdi.
Ali Bulaç = Hemen (onlara) sezdirmeden ailesine gidip, çok geçmeden semiz bir buzağı ile (geri) geldi.
Ali Fikri Yavuz = Hemen bir bahane ile ailesine giderek bir semiz dana (kesib etini) getirdi de,
Ali Ünal = Beklemeden ailesinin yanına geçti ve semiz dana kebabı getirdi.
Bayraktar Bayraklı = Hemen hanımının yanına giderek, semiz bir dana kebabını getirmişti.
Bekir Sadak = (26-27) Hemen ailesine giderek semiz bir buzagi getirmis, onlarin onune surup: «Yemez misiniz?» demisti.
Celal Yıldırım = Bir sebep bulup ailesinin yanına giderek (kızartılmış) semiz bir buzağı ile geldi.
Cemal Külünkoğlu = (26-27) Hemen (bir bahane ile) ailesinin yanına giderek, (pişirilmiş) besili bir dana getirmiş ve onların önüne koyup: “Buyurmaz mısınız?” demişti.
Diyanet İşleri (eski) = (26-27) Hemen ailesine giderek semiz bir buzağı getirmiş, onların önüne sürüp: 'Yemez misiniz?' demişti.
Diyanet Vakfi = Hemen ailesinin yanına giderek semiz bir dana (kebabını) getirmiş,
Edip Yüksel = Ailesine yöneldi ve sonra semiz bir buzağı ile geldi.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hemen bir bahâne ile ehline gitti, bir semiz daha getirdi de
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hemen bir bahane ile ailesine gidip semiz bir dana getirdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İbrahim, sonra ailesine giderek semiz bir buzağı (eti) getirdi.
Gültekin Onan = Hemen (onlara) sezdirmeden ehline (ailesine) gidip, çok geçmeden semiz bir buzağı ile (geri) geldi.
Harun Yıldırım = Hemen sezdirmeden ailesine gidip, çok geçmeden semiz bir buzağı ile geldi.
Hasan Basri Çantay = Hemen (gizlice) ailesine gidib semiz bir dana getirdi de,
Hayrat Neşriyat = Hemen sezdirmeden âilesinin yanına gitti, çok geçmeden (kızartılmış) semiz bir buzağı (eti) getirdi.
İbni Kesir = Hemen ailesine giderek semiz bir buzağı ile gelmiş,
Kadri Çelik = Hemen (onlara) sezdirmeden ailesine gidip, çok geçmeden semiz bir buzağı ile (geri) geldi.
Muhammed Esed = Sonra sessizce evine dönerek semiz bir (kızartılmış) buzağı getirmiş,
Mustafa İslamoğlu = Sonra, usulca ailesine yönelerek (kızartılmış) semiz bir buzağı getirmiş,
Ömer Nasuhi Bilmen = Hemen bir bahane ile ailesinin yanına gitti, derhal semîz bir buzağı ile geldi.
Ömer Öngüt = Hemen âilesinin yanına giderek semiz bir dana (kebabı) getirtti.
Şaban Piriş = Ailesinin yanına gidip, besili bir dana getirmişti.
Sadık Türkmen = Hemen, bir bahane ile ailesine gitti, besili bir buzağı getirdi.
Seyyid Kutub = Gizlice ailesinin yanına gitti, semiz bir buzağı getirdi
Suat Yıldırım = (26-27) Onlara yemek getirmek için gizlice ailesinin yanına geçti ve semiz bir dana kebabı getirdi. Önlerine koyup "buyurmaz mısınız?" diye ikram etti.
Süleyman Ateş = (Konuklarına yemek hazırlamak için) gizlice âilesinin yanına gitti, semiz bir buzağı getirdi.
Tefhim-ul Kuran = Hemen (onlara) sezdirmeden ailesine gidip, çok geçmeden semiz bir buzağı ile (geri) geldi.
Ümit Şimşek = Sonra ailesinin yanına vardı, semiz bir buzağıyla döndü.
Yaşar Nuri Öztürk = Hemen ailesinin yanına gitti; semiz bir dana getirdi.
İskender Ali Mihr = Bunun üzerine (Hz. İbrâhîm) gizlice ailesinin yanına gidip hemen (kızarmış) semiz bir buzağı getirdi.
İlyas Yorulmaz = Hemen ailesinin yanına dönüp ve (pişirilmiş) yağlı bir buzağı ile geri gelmişti.