فَلْيَنظُرِ الْإِنسَانُ إِلَى طَعَامِهِ
Felyanzuril insânu ilâ taâmihî.
fe li yanzuri | : işte baksın |
el insânu | : insan |
ilâ taâmi-hî | : taamına, yemeğine |
Diyanet İşleri = Her şeyden önce insan, yediği yemeğine bir baksın!
Abdulbaki Gölpınarlı = Artık insan, yediğine de bir baksın.
Abdullah Parlıyan = O halde insan bir kerede yediği şeylere baksın.
Adem Uğur = İnsan, yediğine bir baksın!
Ahmed Hulusi = İnsan yediğine bir baksın!
Ahmet Tekin = İnsan yediğine düşünerek bir baksın.
Ahmet Varol = İnsan yiyeceğine bir baksın.
Ali Bulaç = Bir de insan, yediğine bir bakıversin;
Ali Fikri Yavuz = Bir de o insan (yediği) yemeğine baksın; (onu rızık olarak kendisine nasıl verdik):
Ali Ünal = Ama insan, yiyeceğine bir baksın:
Bayraktar Bayraklı = İnsan, yediğine bir baksın!
Bekir Sadak = Insan,yiyecegine bir baksin;
Celal Yıldırım = Bir de insan, yiyeceğine bir baksın !
Cemal Külünkoğlu = Bir de insan, yiyeceklerin(in kaynağın)a bir baksın.
Diyanet İşleri (eski) = İnsan, yiyeceğine bir baksın;
Diyanet Vakfi = İnsan, yediğine bir baksın!
Edip Yüksel = İnsan, yiyeceğine bir baksın!
Elmalılı Hamdi Yazır = Bir de insan taamına baksın
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bir de o insan yiyeceğine baksın!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bir de o insan yiyeceğine baksın.
Gültekin Onan = Bir de insan, yediğine bir bakıversin;
Harun Yıldırım = Öyleyse insan yediğine bir baksın.
Hasan Basri Çantay = Öyle ya, o insan (bir kerre) yediğine baksın.
Hayrat Neşriyat = Şimdi o insan, yiyeceğine (bir) baksın!
İbni Kesir = Öyle ya insan yiyeceğine bir baksın.
Kadri Çelik = Bir de insan, yediğine bir bakıversin!
Muhammed Esed = Öyleyse insan, yiyeceklerin(in kaynağın)a bir baksın:
Mustafa İslamoğlu = İnsanoğlu yediklerine bir baksın:
Ömer Nasuhi Bilmen = (23-24) Hayır hayır.. Ona emrettiği şeyi, o yerine getirmedi. İnsan, bir de taamına bakıversin.
Ömer Öngüt = İnsan yediğine bir baksın!
Şaban Piriş = İnsan yemeğine bir baksın.
Sadık Türkmen = İnsan yiyeceğine bir baksın.
Seyyid Kutub = İnsan yiyeceğine bir baksın.
Suat Yıldırım = Bir de o insan (yediği) yemeğine baksın; (onu rızık olarak kendisine nasıl verdik):
Süleyman Ateş = İnsan şu yiyeceğine baksın.
Tefhim-ul Kuran = İnsan, yediğine bir baksın!
Ümit Şimşek = Insan,yiyecegine bir baksin;
Yaşar Nuri Öztürk = Hadi, bakıversin insan, kendi yiyeceğine!
İskender Ali Mihr = İşte insan yemeğine baksın.
İlyas Yorulmaz = İnsan yediği yiyeceğine, şöyle bir baksın.