فَوَرَبِّ السَّمَاء وَالْأَرْضِ إِنَّهُ لَحَقٌّ مِّثْلَ مَا أَنَّكُمْ تَنطِقُونَ
Fe ve rabbis semâi vel ardı innehu le hakkun misle mâ ennekum tentıkûn(tentıkûne).
Diyanet İşleri = Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki o (size va’dolunanlar), sizin konuşmanız gibi gerçektir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Gerçekten de andolsun göğün ve yeryüzünün Rabbine ki hiç şüphe yok, gerçektir o, nasıl siz konuşup söylüyorsunuz.
Abdullah Parlıyan = İşte o göğün ve yerin Rabbine andolsun ki, vaat olunduğunuz ceza, hesap, cennet, cehennem gibi şeyler, tıpkı söylediğiniz sözün, kendi sözünüz olduğunda şüpheniz olmadığı gibi doğrudur ve mutlaka gerçekleşecektir.
Adem Uğur = Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki bu vaad, sizin konuşmanız gibi kesin ve gerçektir.
Ahmed Hulusi = Semânın ve arzın Rabbine yemin ederim ki, kesinlikle o (bildirilen gelecektekiler), sizin konuşmanız kadar olağan bir gerçektir.
Ahmet Tekin = Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki, O Kur’ân sizin kullandığınız düşünce usullerine, mantığınıza, konuşma üslûbunuza benzer bir üslupla indirilen hakça düzeni içeren hak bir kitaptır.
Ahmet Varol = Göğün ve yerin Rabbine yemin olsun ki o, sizin konuşmanız gibi gerçektir.
Ali Bulaç = İşte, göğün ve yerin Rabbine andolsun ki, şüphesiz, o (size va'dedilen) sizin (aranızda) konuştuklarınız kadar, elbette kesin bir gerçektir.
Ali Fikri Yavuz = İşte o semânın ve yerin Rabbine yemin olsun ki, bu vaad olunan (cennet), sizin konuşmanız (sabit olduğu) gibi, muhakkak bir gerçektir.
Ali Ünal = Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki bu va’d, nasıl sizin konuşmanız bir gerçekse, size iletilen öyle bir gerçektir.
Bayraktar Bayraklı = Göğün ve yerin Rabbine yemin olsun ki, bu Kur'ân, sizin konuşmanız gibi kesin ve gerçektir.
Bekir Sadak = Gogun ve yerin Rabbine and olsun ki bu, sizin konusmaniz kadar kesin ve gercektir. *
Celal Yıldırım = Göğün ve yerin Rabbi hakkı için, gerçekten bu, sizin kendi konuşmanızda (şüpheniz olmadığı) gibi hakktır.
Cemal Külünkoğlu = Göklerin ve yerin Rabbine andolsun ki bu (ölümden sonraki hayat), sizin konuşmanız kadar kesin ve gerçektir.
Diyanet İşleri (eski) = Göğün ve yerin Rabbine and olsun ki bu, sizin konuşmanız kadar kesin ve gerçektir.
Diyanet Vakfi = Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki bu vaad, sizin konuşmanız gibi kesin ve gerçektir.
Edip Yüksel = Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki sizin konuşmanız nasıl bir gerçek ise, bu da öylece bir gerçektir.
Elmalılı Hamdi Yazır = İşte o Göğün ve Yerin rabbına kasem ederim ki o şübhesiz haktır sizin nâtık olmanız gibi
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İşte o göğün ve yerin Rabbine andolsun ki, o şüphesiz gerçektir; tıpkı sizin konuşmanız gibi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Gök ve yerin Rabbine andolsun ki size edilen o vaad, herhalde haktır. O tıpkı sizin konuşmanız gibi gerçektir.
Gültekin Onan = İşte, göğün ve yerin rabbine andolsun ki şüphesiz, o (size vaad edilen) sizin (aranızda) konuştuklarınız kadar, elbette kesin bir gerçektir.
Harun Yıldırım = İşte, göğün ve yerin Rabbine andolsun ki, şüphesiz o sizin konuştuklarınız kadar, elbette kesin bir gerçektir.
Hasan Basri Çantay = İşte o göğün ve yerin Rabbine andolsun ki (va'd olunduğunuz) o (şeyler) tıpkı sizin konuşduğunuz gibi şübhesiz ve kat'î bir gerçekdir.
Hayrat Neşriyat = İşte göğün ve yerin Rabbine and olsun ki, şübhesiz o, gerçekten sizin konuşmakta olmanız gibi kesin bir gerçektir.
İbni Kesir = Göğün ve yerin Rabbına andolsun ki; bu, sizin konuşmanız gibi kesin ve gerçektir.
Kadri Çelik = İşte göğün ve yerin Rabbine andolsun ki hiç tartışmasız o (rızık ve vaat edilenin gökte olduğu), sizin (kendi aranızda) konuştuklarınız kadar kuşkusu olmayan kesin bir gerçektir.
Muhammed Esed = yerin ve göğün Rabbine andolsun ki bu (ölümden sonraki hayat) gerçektir; konuşma (yeteneği)ne sahip olmanız kadar gerçek!
Mustafa İslamoğlu = Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki, bu (yeniden diriliş) en az(ından) sizin konuşma yeteneğiniz kadar gerçektir.
Ömer Nasuhi Bilmen = (22-23) Ve gökte de rızkınız ve vaadolunur olduğunuz şey (vardır). İşte o göğün ve yerin Rabbine kasem olsun ki o (size vaadedilen) herhalde sabittir, sizin söz söyler olmanız gibi (bir hakikattır).
Ömer Öngüt = Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki bu vaad, sizin konuşmanız gibi kesin ve gerçektir.
Şaban Piriş = Göğün ve yerin Rabb’ine andolsun ki, size vaat edilenler, tıpkı sizin konuşmanız gibi gerçektir.
Sadık Türkmen = Gökyüzünün ve yeryüzünün Rabbine ant olsun ki, kuşkusuz o sizin konuşmanız gibi gerçektir.
Seyyid Kutub = Göklerin ve yerin Rabb'ine and olsun ki bu vaad, sizin konuşmanız kadar kesin ve gerçektir.
Suat Yıldırım = Göğün ve yerin Rabbine yemin olsun ki bu vaad, tıpkı sizin konuşmanızın sabit olduğu gibi bir gerçektir.
Süleyman Ateş = Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki o, sizin konuştuğunuz gibi gerçektir.
Tefhim-ul Kuran = İşte, göğün ve yerin Rabbine andolsun ki, hiç tartışmasız, o (size va'dedilen) sizin (kendi aranızda) konuştuklarınız kadar, kuşkusu olmayan kesin bir gerçektir.
Ümit Şimşek = Göğün ve yerin Rabbine and olsun ki, sizin konuşmanız nasıl gerçek ise, bu vaad de öyle gerçektir.
Yaşar Nuri Öztürk = Göğün ve yerin Rabbine yemin olsun ki, o tıpkı sizin konuşabildiğiniz gibi kesin bir gerçektir.
İskender Ali Mihr = İşte Rabbe, semaya ve yere andolsun ki; şüphesiz o, mutlaka sizlerin konuştuğunuz şeyler kadar haktır.
İlyas Yorulmaz = Gökyüzünün ve yerin Rabbine yemin olsun ki, şu anda konuştuklarınızın benzerini, mutlaka hesap gününde konuşup, cevap vereceksiniz.