فَخَرَجَ مِنْهَا خَائِفًا يَتَرَقَّبُ قَالَ رَبِّ نَجِّنِي مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
Fe harace minhâ hâifen yeterakkabu, kâle rabbi neccinî minel kavmiz zâlimîn(zâlimîne).
fe | : artık, böylece |
harece | : çıktı |
min-hâ | : oradan |
hâifen | : korkarak |
yeterakkabu | : gözetleyerek, gözleyerek |
kâle | : dedi |
rabbi | : Rabbim |
necci-nî | : beni kurtar |
min el kavmi | : kavminden |
ez zâlimîne | : zalimler |
Diyanet İşleri = Mûsâ, korku içinde etrafı gözetleyerek şehirden çıktı ve “Ey Rabbim! Beni bu zalim kavimden kurtar” dedi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Mûsâ, korkarak, çekinip gözetleyerek şehirden çıktı ve Rabbim dedi, sen beni zâlim topluluktan kurtar.
Abdullah Parlıyan = Bunun üzerine Musa, korku içinde çevresine bakınarak ve “Ey Rabbim! Yaradılış gayesi dışında yaşayan bu topluma karşı beni koru” diye dua ederek oradan çıkıp uzaklaştı.
Adem Uğur = Musa korka korka, (etrafı) gözetleyerek oradan çıktı. "Rabbim! Beni zalimler güruhundan kurtar" dedi.
Ahmed Hulusi = Bunun üzerine (Musa) korkarak, (etrafı) gözetleyerek oradan çıktı. . . (Musa) dedi ki: "Rabbim, zâlim toplumdan beni kurtar!"
Ahmet Tekin = Mûsâ korka korka, etrafı gözetleyerek şehirden çıktı.'Rabbim, inkâr ile, isyan ile, baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen, insanları köleleştirmekte devam eden zâlim, müşrik bir kavimden beni kurtar' dedi.
Ahmet Varol = Bunun üzerine korkuyla etrafı gözetleyerek oradan çıktı. 'Rabbim! Beni zalimler topluluğundan kurtar' dedi.
Ali Bulaç = Böylece oradan korku içinde (çevreyi) gözetleyerek çıkıp gitti: "Rabbim, zalimler topluluğundan beni kurtar" dedi.
Ali Fikri Yavuz = Mûsa korkarak ve sağı solu gözetliyerek hemen şehirden çıktı; şöyle dedi: “- Ey Rabbim! Beni bu zalimler kavminden kurtar.”
Ali Ünal = Musa, etrafı gözetleyerek endişe içinde şehirden çıktı; “Rabbim,” diyordu, “beni şu zalimler güruhunun elinden kurtar!”
Bayraktar Bayraklı = Bunun üzerine Mûsâ, korku içinde çevresini gözetleyerek oradan çıktı. “Ey Rabbim! Beni, zâlim toplumdan kurtar!” dedi.
Bekir Sadak = Musa, korku icinde cevresini gozetleyerek oradan cikti. «Rabbim! Beni zalim milletten kurtar» dedi. *
Celal Yıldırım = Bu haber üzerine Musâ, korku içinde etrafı gözeterek çıktı (da şehirden uzaklaştı): «Ey Rabbim! Beni şu zâlim milletten kurtar» dedi.
Cemal Külünkoğlu = (Bunun üzerine Musa) korku içinde etrafı gözetleyerek şehirden çıktı ve: “Ey Rabbim! Beni bu zalim kavimden kurtar!” diye dua etti.
Diyanet İşleri (eski) = Musa, korku içinde çevresini gözetleyerek oradan çıktı. 'Rabbim! Beni zalim milletten kurtar' dedi.
Diyanet Vakfi = Musa korka korka, (etrafı) gözetleyerek oradan çıktı. «Rabbim! Beni zalimler güruhundan kurtar» dedi.
Edip Yüksel = Korku içinde, çevreyi kollayarak oradan kaçtı. 'Rabbim, beni şu zalim toplumdan kurtar,' dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır = Derhal oradan korku ile çıktı gözetiyordu, dedi: ya rabbi! kurtar beni bu zalim kavmden
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hemen korku içinde çevreyi gözetleyerek şehirden çıktı ve: «Ey Rabbim, kurtar beni bu zalim kavimden!» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Musa korka korka, (etrafı) gözetleyerek oradan çıktı. «Rabbim! Beni zalimler güruhundan kurtar» dedi.
Gültekin Onan = Böylece oradan korku içinde (çevreyi) gözetleyerek çıkıp gitti: "Rabbim, zalimler topluluğundan beni kurtar" dedi.
Harun Yıldırım = Musa korka korka, (etrafı) gözetleyerek oradan çıktı. "Rabbim! Beni zalimler güruhundan kurtar" dedi.
Hasan Basri Çantay = Bunun üzerine (Musa) korkarak (ve etrafı) gözetleyerek oradan çıkdı. «Rabbim, dedi, beni o zaalimler güruhundan kurtar».
Hayrat Neşriyat = Bunun üzerine (Mûsâ) korkuya kapılan biri olarak (ve etrâfı) gözetleyerek oradan(şehirden) çıktı. 'Rabbim! Beni bu zâlimler topluluğundan kurtar!' dedi.
İbni Kesir = Bunun üzerine korku içinde gözetleyerek oradan çıktı ve: Rabbım; beni, o zalimler güruhundan kurtar, dedi.
Kadri Çelik = Böylece oradan korku içinde (çevreyi) gözetleyerek çıkıp gitti: “Rabbim! Zalimler topluluğundan beni kurtar” dedi.
Muhammed Esed = Bunun üzerine (Musa) korku içinde çevresine bakınarak ve "Ey Rabbim, zalimlere karşı beni koru!" diye dua ederek oradan uzaklaştı.
Mustafa İslamoğlu = Bunun üzerine, korku dolu gözlerle etrafa bakınarak orayı terk ederken, bir yandan şöyle yakarıyordu: "Rabbim! Beni şu zalim toplumun elinden kurtar!"
Ömer Nasuhi Bilmen = Bunun üzerine (Hazreti Mûsa da) oradan korkar ve gözetir olarak çıktı. «Yarabbi! beni o zalimlerden olan kavimden necâta erdir» dedi.
Ömer Öngüt = Bunun üzerine korku içinde etrafı gözetleyerek oradan çıktı. “Rabbim! Beni şu zâlimler gürûhundan kurtar. ” dedi.
Şaban Piriş = Bunun üzerine korku içinde etrafını gözetleyerek oradan çıkıp gitti. -Rabbim, dedi. Beni zalim kavimden kurtar.
Sadık Türkmen = Oradan korku içinde etrafı kollayarak hemen çıktı. “Rabbim! Beni zalim kavimden kurtar” dedi.
Seyyid Kutub = Musa, korku içinde çevresini gözetleyerek şehirden çıktı. «Rabb'im! Beni şu zalim kavimden kurtar.» dedi.
Suat Yıldırım = Hemen oradan ayrılıp, hep etrafını kontrol ederek endişe içinde şehirden çıktı ve:"Şu zalimler güruhunun elinden beni halas eyle ya Rabbî!" diye yalvardı.
Süleyman Ateş = (Mûsâ, etrafı) kollayarak, korka korka oradan çıktı: "Rabbim, beni şu zâlim kavimden kurtar!" dedi.
Tefhim-ul Kuran = Böylece oradan korku içinde (çevreyi) gözetleyerek çıkıp gitti: «Rabbim, zalimler topluluğundan beni kurtar» dedi.
Ümit Şimşek = Musa şehirden korku içinde ve etrafı gözetleyerek çıktı. 'Yâ Rabbi, beni zalimler güruhundan kurtar' diyordu.
Yaşar Nuri Öztürk = Bunun üzerine Mûsa, oradan korka korka çıktı. Her yanı gözlüyordu. Şöyle yakardı: "Rabbim, beni şu zalimler topluluğundan kurtar!"
İskender Ali Mihr = Böylece oradan korkuyla (etrafını) gözleyerek çıktı: "Rabbim, beni (bu) zalimler kavminden kurtar." dedi.
İlyas Yorulmaz = Etrafını gözetleyerek korku içinde şehirden çıktı ve “Rabbim beni bu zalimler topluluğundan kurtar” diye dua etti.