لِّلْكَافِرينَ لَيْسَ لَهُ دَافِعٌ
Lil kâfirîne leyse lehu dâfi’(dâfiun).
li el kâfirîne | : kâfirler için |
leyse | : yoktur |
lehu | : onu |
dâfiun | : def edecek kimse, bertaraf edecek, geri çevirecek |
Diyanet İşleri = (1-3) Soran birisi, yükselme yollarının sahibi Allah tarafından kâfirlere kesinlikle inecek olan ve hiç kimsenin uzaklaştıramayacağı azabı sordu.
Abdulbaki Gölpınarlı = O azâbı ki kâfirlerin başından defedecek yok.
Abdullah Parlıyan = Gerçekleri örtbas eden kâfirlerin başına. Öyleyse bil ki, hiçbir şey o azabı onlardan engelleyemez.
Adem Uğur = İnkârcılar için; ki onu savacak yoktur,
Ahmed Hulusi = Hakikat bilgisini inkâr edenler içindir (azap olan ölüm)! Onu savacak yoktur.
Ahmet Tekin = Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler, nankörler için, kimsenin geri çeviremeyeceği bir azap istedi.
Ahmet Varol = Kâfirler için, onu engelleyecek yoktur.
Ali Bulaç = Kafirler için olan bu (azabı) geri çevirecek yoktur.
Ali Fikri Yavuz = Kâfirler için öyle bir azab ki, yoktur onu bir engelleyen.
Ali Ünal = O azap ki, onu kâfirlerden savacak hiçbir kuvvet yoktur.
Bayraktar Bayraklı = (1-3) Birisi, yükselme derecelerinin sahibi olan Allah'tan kâfirlere gelecek olan ve hiç kimsenin savaşamayacağı azabı sordu. [673][674]
Bekir Sadak = (1-3) Birisi, yuksek derecelere sahip olan Allah katindan, inkarcilara gelecek ve savunulmasi imkansiz olacak azabi soruyor.
Celal Yıldırım = (1-2-3) Bir soran, yükselme yollarının ve basamaklarının sahibi Allah'tan kâfirlerin başına gelecek ve hiçbir kimsenin savamayacağı azabı soruyor.
Cemal Külünkoğlu = İnkârcılar için olan bu (azabı) geri çevirecek yoktur.
Diyanet İşleri (eski) = (1-3) Birisi, yüksek derecelere sahip olan Allah katından, inkarcılara gelecek ve savunulması imkansız olacak azabı soruyor.
Diyanet Vakfi = (1-3) Birisi, yükselme derecelerinin sahibi olan Allah katından inkârcılara gelecek olan ve hiç kimsenin savamayacağı azabı istedi!
Edip Yüksel = Onu inkarcılardan savacak kimse yoktur.
Elmalılı Hamdi Yazır = Kâfirler için yok onu defi' edecek
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Kafirler için yok onu engelleyecek.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kâfirler için onu savacak yok.
Gültekin Onan = Kafirler için olan bu (azabı) geri çevirecek yoktur.
Harun Yıldırım = Kâfirler için; onu önleyebilecek yoktur,
Hasan Basri Çantay = (O) kâfirlere mahsusdur ki onu (kendilerinden) hiçbir önleyecek (defedebilecek) yokdur.
Hayrat Neşriyat = (O azab) kâfirler içindir ki onu (kendilerinden) def' edecek kimse yoktur.
İbni Kesir = O; kafirler içindir ve onu engelleyecek yoktur.
Kadri Çelik = Küfre sapanlar için olan bu (azabı), geri çevirecek kimse yoktur.
Muhammed Esed = hakikati inkar edenlerin (başına). (Öyleyse, bil ki) hiçbir şey ona mani olamaz;
Mustafa İslamoğlu = (ki o azap) inkar edenlere hastır, kimsenin ona (karşı) kendini savunmaya mecali yoktur.
Ömer Nasuhi Bilmen = (1-2) Bir talip, vaki olacak azabı taleb etti. Kâfirler için onu bertaraf edecek yoktur.
Ömer Öngüt = O, kâfirler içindir ve onu menedecek hiç kimse yoktur.
Şaban Piriş = Kafirler için.. Onu önleyecek hiç kimse yoktur.
Sadık Türkmen = Inkârcılar içindir, onu önleyecek yoktur.
Seyyid Kutub = Kafirlerin başına; ki onu savacak yoktur.
Suat Yıldırım = O azap ki onu, kâfirlerden uzaklaştıracak hiçbir kuvvet yoktur.
Süleyman Ateş = Kâfirler için, ki onu savacak yoktur,
Tefhim-ul Kuran = Kafirler için olan, bu (azabı) geri çevirecek kimse yoktur.
Ümit Şimşek = Kâfirler için bir azap ki, onu önleyecek yoktur.
Yaşar Nuri Öztürk = Küfre sapanlar içindir o. Yoktur onu savacak.
İskender Ali Mihr = Kâfirler için, onu geri çevirecek kimse yoktur.
İlyas Yorulmaz = Gerçekleri inkâr edenler için meydana gelecek o azaba mani olacak hiçbir kimse yoktur.