لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَن تَبْتَغُواْ فَضْلاً مِّن رَّبِّكُمْ فَإِذَا أَفَضْتُم مِّنْ عَرَفَاتٍ فَاذْكُرُواْ اللّهَ عِندَ الْمَشْعَرِ الْحَرَامِ وَاذْكُرُوهُ كَمَا هَدَاكُمْ وَإِن كُنتُم مِّن قَبْلِهِ لَمِنَ الضَّآلِّينَ
Leyse aleykum cunâhun en tebtegû fadlan min rabbikum fe izâ efadtum min arafâtin fezkurûllâhe indel meş’aril harâm(harâmi), vezkurûhu kemâ hedâkum, ve in kuntum min kablihî le mined dâllîn(dâllîne).
leyse | : değil |
aleykum | : sizin üzerinize, size |
cunâhun | : günah |
en tebtegû | : aramanız, talep etmeniz, istemeniz |
fadlan | : lütuf, kerem, fazl, Allah’tan gelen nur |
min rabbi-kum | : Rabbinizden |
fe | : o zaman, artık |
izâ | : olduğu zaman |
efadtum | : topluca geldiniz, akın akın geldiniz |
min arafâtin | : Arafat’tan |
fe uzkurû | : o zaman zikredin |
allâhe | : Allah |
inde | : yanında |
el meş’ari el harâmi | : Meş’aril Haram, Arafat’tan dönüş |
ve uzkurû-hu | : ve onu zikredin |
kemâ | : gibi, şeklinde, şekilde |
hedâ-kum | : sizi hidayete erdirdi |
ve in | : ve ise, sadece, doğrusu |
kuntum | : siz oldunuz, idiniz |
min kabli-hî | : ondan önce |
le | : elbette |
min ed dâllîne | : dalâlette olanlardan |
Diyanet İşleri = (Hac mevsiminde ticaret yaparak) Rabbinizin lütuf ve keremini istemekte size bir günah yoktur. Arafat’tan ayrılıp (sel gibi Müzdelife’ye) akın ettiğinizde, Meş’ar-i Haram’da Allah’ı zikredin. Onu, size gösterdiği gibi zikredin. Doğrusu siz onun yol göstermesinden önce yolunu şaşırmışlardan idiniz.
Abdulbaki Gölpınarlı = Rabbinizden rızık fazlalığı isteyerek ticarette bulunmanızda bir beis yok. Arafat'tan seller gibi boşanıp hep berâber inince de Meş'ar-ül-Harâm'da Allah'ı anın. Hem de o, size doğru yolu nasıl gösterdi, onu anmanızı nasıl bellettiyse öyle anın. Bundan önce gerçekten de sapıklardandınız ya.
Abdullah Parlıyan = Bununla beraber, hac mevsiminde ticaret yaparak kâr ve yarar istemenizde size bir günah yoktur. Arafat'tan kalabalıklar halinde dalga dalga Müzdelife'ye indiğinizde, Allah'ı gündeminizde tutun ve O'nu, yolunuzu gerçekten kaybetmişken, size doğru yolu gösteren bir ilah olarak tanıyın.
Adem Uğur = (Hac mevsiminde ticaret yaparak) Rabbinizden gelecek bir lütfu (kazancı) aramanızda size herhangi bir günah yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin ve O'nu size gösterdiği şekilde anın. Şüphesiz siz daha önce yanlış gidenlerden idiniz.
Ahmed Hulusi = (Hac süresi içinde) Rabbinizin fazlından istemenizde bir suç yoktur. Arafat'tan hep birlikte akıp dönerken, Meşari Haram'da (Müzdelife) Allâh'ı zikredin. O'nu, hidâyetinin sizde açığa çıktığı kadarıyla zikredin. Muhakkak ki bundan önce siz (hakikatten) sapmışlardandınız.
Ahmet Tekin = Hac mevsiminde ticaret yaparak, Rabbinizden gelecek bir lütfu, kazancı aramanızda size herhangi bir günah yoktur.Arafattan akın akın indiğinizde, Meş’ar-i Haram yanında, Müzdelife’de Allah’ı zikredin. Allah’a ibadet edin, Allah’ın dinini, şeriatını anlatın. Allah’ın, Kur’ân’da ve Rasûlünün sünnetinde size öğrettiği şekilde şer’î mükellefiyetleri yerine getirerek, dinini, kitabını ve sünneti anlatarak onu zikredin. Doğrusu siz, bundan önce, başlarına buyruk hareket ederek dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih edenler arasındaydınız.
Ahmet Varol = Rabbinizden bir lütuf istemenizde sizin için herhangi bir sakınca yoktur. [41] Arafat'tan topluca indiğinizde Meş'ar-ı Haram'da Allah'ı anın. O size doğru olanı gösterdiği gibi siz de O'nu anın. Gerçekte siz bundan önce sapıklardan idiniz.
Ali Bulaç = Rabbinizden bir fazl istemenizde sizce sakınca yoktur. Arafat'tan hep birlikte indiğinizde Allah'ı Meş'ar-ı Haram'da anın. O, sizi nasıl doğru yola yöneltip ilettiyse, siz de O'nu anın. Gerçek şu ki, siz bundan evvel sapmışlardandınız.
Ali Fikri Yavuz = Hac mevsiminde Rabbinizin fazlından ticaret istemeniz (alışveriş etmeniz) size günah değildir. Arafat’dan dönüşünüzde Meş’ari Haram nâmındaki yerde Allah’ı zikredin. O, size nasıl hidayet etti ise, siz de onu öylece anın. Doğrusu siz Bundan önce (Allah’ın hidayetinden evvel) cidden sapıklardandınız.
Ali Ünal = (Başka zamanlarda olduğu gibi, Hac sırasında da) Rabbinizin fazl u kereminden (kazanç) talep etmenizde bir beis yoktur. (Fakat kazanç talebine dalıp da Hac menasikini ihmal etmeyin.) (Vakfeden sonra) Arafat’tan sel gibi boşanıp aktığınızda Meş’ar i Haram civarında (Müzdelife’de) Allah’ı zikredin. O, nasıl sizi hidayete erdirmişse, (bunun idrak ve şuuru içinde) O’nu öyle zikredin. (Düşünün ki,) O sizi hidayet etmeden önce imandan, ibadetten habersiz, yanlış yollarda, ne yaptığını bilmez şaşkınlar güruhu idiniz.
Bayraktar Bayraklı = Rabbinizden gelecek bir lütfu aramanızda size herhangi bir günah yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde, Meş‘ar-i Harâm'da Allah'ı anın ve O'nu size gösterdiği şekilde anın. Şüphesiz siz, daha önce yanlış gidenlerden idiniz.
Bekir Sadak = Rabbiniz'den refah istemenizde bir engel yoktur. Arafat'tan indiginizde, Allah'i Mesari Haram'da anin; O'nu, size gosterdigi sekilde zikredin. Nitekim siz onceleri hic suphesiz sapiklardandiniz.
Celal Yıldırım = Rabbinizden (ticaret amacıyla) kâr ve yarar istemenizde size bir günah yoktur. Arafat'tan akıp geldiğinizde Meş'ar-i Haram yanında Allah'ı anın. O sizi nasıl doğruya eriştirdiyse siz de O'nu öylece anın ; her ne kadar bundan önce sapık kimselerdendiniz (ama şimdi doğru yola eriştirildiniz).
Cemal Külünkoğlu = (Bununla beraber), Rabbinizden (hac esnasında) bir lütuf elde etmek için ticaret yaparsanız günah işlemiş olmazsınız. Arafat'tan ayrılıp (Müzdelife'ye) akın ettiğinizde, Meş'ar-i Haram'da (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (O'nu dua ve telbiye ile anın). Ve size doğru yolu gösterdiği gibi siz de O'nu anın! Doğrusu siz O'nun yol göstermesinden önce yolunu şaşırmışlardan idiniz.
Diyanet İşleri (eski) = Rabbiniz'den refah istemenizde bir engel yoktur. Arafat'tan indiğinizde, Allah'ı Meşari Haram'da anın; O'nu, size gösterdiği şekilde zikredin. Nitekim siz önceleri hiç şüphesiz sapıklardandınız.
Diyanet Vakfi = (Hac mevsiminde ticaret yaparak) Rabbinizden gelecek bir lütfu (kazancı) aramanızda size herhangi bir günah yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin ve O'nu size gösterdiği şekilde anın. Şüphesiz siz daha önce yanlış gidenlerden idiniz
Edip Yüksel = Rabbinizin lütfunu (hac bölgesinde ticaret yaparak) aramanızda sakınca yok. Arafat'tan ayrıldığınızda Kutsal Bölgede ALLAH'ı anın. Sizi doğru yola ilettiği için O'nu anın; bundan önce siz sapıtmıştınız.
Elmalılı Hamdi Yazır = rabbınızın fazlından ticaret istemeniz size günah değildir, derken Arafattan ifaza ettiniz mi Meş'arı haram yanında Allahı zikredin hem onu size doğrusunu öğrettiği gibi zikredin, doğrusu siz bundan evvel cidden şaşırmışlardan idiniz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hac mevsiminde Rabbinizden rızık isteyerek ticaret yapmanız size günah değildir. Arafattan sel gibi taşarak döndüğünüzde Meş'ari'l-Haram yanında, Allah'ı zikredin. O'nu, size doğrusunu öğrettiği gibi zikredin. Doğrusu siz, bundan önce gerçekten yolunu şaşırmışlardan idiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Rabbinizin lütfunu istemenizde size bir günah yoktur. Arafat'tan indiğiniz zaman Meş'ar- i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin. O'nu, size gösterdiği şekilde zikredin. Doğrusu siz, bundan önce gerçekten sapmışlardandınız.
Gültekin Onan = Rabbinizden (hac bölgesinde ticaret yaparak) bir fazl istemenizde sakınca yoktur. Arafat'tan hep birlikte indiğinizde Tanrı'yı Meş'ar-ı Haram'da anın. O sizi nasıl doğru yola yöneltip ilettiyse, siz de O'nu anın. Gerçek şu ki, siz bundan önce sapmışlardınız.
Harun Yıldırım = Rabbinizden herhangi bir lütfu aramanızda size bir günah yoktur. Arafat’tan hep birlikte indiğinizde Meş’arı Haram’ın yanında Allah’ı zikredin. Size hidayet ettiği gibi O’nu zikredin! Muhakkak siz ondan önce sapıklardan idiniz.
Hasan Basri Çantay = (Hacc mevsiminde ticâretle) Rabbinizden rızık istemenizde bir günâh yokdur. Arafatdan (orada «vakfe» den sonra, seller gibi) boşanıp (elbirlik) akdığınız zaman «Meş'ar-i haraam» ın yanında Allahı zikredin, O, size nasıl hidâyet etdiyse siz de Onu öylece anın. (Bilirsiniz ya) siz bundan evvel gerçek sapıklardandınız!
Hayrat Neşriyat = (Hac esnâsında ticâret yaparak) Rabbinizden bir ihsan aramanızda size bir günah yoktur. Nihâyet Arafat’tan (ayrılıp) akın ettiğiniz zaman, Meş'ar-i Harâm (tepesi) yanında(Müzdelife’de) artık Allah’ı zikredin! Ve (O) sizi hidâyete erdirdiği gibi, (siz de) O’nu zikredin! Doğrusu (siz) bundan evvel de elbette dalâlete düşenlerdendiniz.
İbni Kesir = Rabbınızın lutf-u keremini aramanızda bir günah yoktur. Arafat'tan geri döndüğünüz zaman, Meş'ar-ı Haram'ın yanında Allah'ı zikredin. O, sizi hidayete ulaştırdığı gibi, siz de O'nu zikredin. Nitekim siz bundan önce, sapıklardan idiniz.
Kadri Çelik = (Hacda) Rabbinizden bir yarar dilemenizde (ticaret yapmanızda) bir sakınca yoktur. Arafat'tan akın ettiğinizde, Allah'ı Meş'ar'il Haram'da anın; sizi hidayete ulaştırdığı gibi, siz de O'nu zikredin. Şüphesiz (unutmayınız ki) bundan önce sapık olanlardan idiniz.
Muhammed Esed = (Bununla beraber), Rabbinizden (hac esnasında) bir lütuf elde etmek için çalışırsanız günah işlemiş olmazsınız. Arafat'tan kalabalıklar halinde dalga dalga indiğinizde, kutsal mahalde Allah'ı anın ve O'nu, yolunuzu gerçekten kaybetmişken size doğru yolu gösteren bir İlah olarak anın.
Mustafa İslamoğlu = Rabbinizin lutfundan pay almak istemenizde size bir vebal yoktur. Arafat'tan çağlayıp akarken Meş'ari'l-Haram'da Allah'ı anın! Artık O'nu, size gösterdiği gibi anın! Doğrusu siz, bundan önce yolunu şaşıranlar arasındaydınız.
Ömer Nasuhi Bilmen = Rabbinizden bir rızık talep etmeniz sizin üzerinize bir günah değildir. Arafat'tan geri döndüğünüz zaman Allah Teâlâ'yı Meş'ar-i Haram yanında hemen zikrediniz. Ve O'nu, size hidâyet ettiği gibi zikreyleyiniz. Şüphe yok ki, siz bundan evvel dalâlette kalmış kimselerden idiniz.
Ömer Öngüt = Rabbinizin lütuf ve ihsanını aramanızda size hiçbir vebal ve günah yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i haram'ın yanında Allah'ı zikredin. O size nasıl hidayet ettiyse, siz de O'nu öylece zikredin. Bundan evvel siz sapıklardan idiniz.
Şaban Piriş = Rabbinizden rızık/fazl istemenizde her hangi bir günah yoktur. Arafat’tan ayrılınca Meş’ari Haram’da Allah’ı zikredin. Nitekim, O, size yol göstermeden önce gerçekten, şaşkınlardan / dalalette olanlardan idiniz ya!
Sadık Türkmen = (hacda) rabbinizden bir lütuf istemenizde/ticaret yapmanızda size bir günah yoktur. Arafat’tan ayrılıp (Müzdelife’ye) akın ettiğinizde, Allah’ı Meş’arı Haram’ın yanında zikredin/bolca anın. Şüphesiz bundan önce sapıklardan idiniz.
Seyyid Kutub = Rabbinizin lütuf ve keremini istemenizin hiçbir sakıncası yoktur. Arafat'tan aşağı inince Meşar- ı Haram'da Allah'ı anın. O sizi nasıl doğru yola iletti ise siz de O'nu anın. Zira O'nun yol göstermesinden önce, kuşkusuz, sapıklardan idiniz.
Suat Yıldırım = Hac mevsiminde ticaret yaparak, Rabbinizden size gelecek kâr ve yarar taleb etmenizde size bir vebal yoktur. Arafat’ta vakfeden ayrılıp sel gibi Müzdelife’ye doğru akın ettiğinizde, Meş’ar-ı Haram’da Allah’ı zikredin. O size nasıl güzelce doğru yolu gösterdiyse, siz de öyle güzel bir şekilde O’nu zikredin! Bilirsiniz ki, O’nun yol göstermesinden önce siz yolu şaşırmış kimselerdendiniz.
Süleyman Ateş = Rabbinizin lutuf ve keremini aramanızda sizin için bir günâh yoktur. Arafat(taki duruş)tan ayrılıp (Müzdelife'ye) akın edince Meş'ar-i harâm'da Allâh'ı anın, O'nun size gösterdiği biçimde O'nu anın. O'nun yol göstermesinden önce siz, sapıklardan idiniz.
Tefhim-ul Kuran = Rabbinizden bir fazl istemenizde size sakınca yoktur. Arafat'tan hep birlikte indiğinizde Allah'ı Meş'ar-ı Haram'da anın. O, sizi nasıl doğru yola yöneltip ilettiyse, siz de O'nu anın. Gerçek şu ki, siz bundan evvel sapık olanlardandınız.
Ümit Şimşek = Rabbinizden size erişecek bir nimeti aramanızda sakınca yoktur. Arafat'tan sökün ettiğiniz zaman, Müzdelife'deki Meş'ar-ı Haramda Allah'ı anın. Onun size yol gösterişine karşılık, siz de Onu anın. Yoksa, daha önce siz şaşkınlar arasındaydınız.
Yaşar Nuri Öztürk = Rabb'inizden bir lütuf ve bereket istemenizde hiç bir sakınca yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin. O'nu, O'nun size gösterdiği gibi anın. Siz bundan önce gerçekten sapıklardan idiniz.
İskender Ali Mihr = Rabbinizden fazl istemeniz size günah değildir. Artık Arafat’tan akın akın geldiğiniz zaman Meş’aril Haram’ın yanında Allah’ı zikredin. Ve sizi hidayete erdirdiği şekilde siz de O’nu zikredin. Ve siz ondan (hidayetten) önce ise, elbette dalâlette kalanlardandınız.
İlyas Yorulmaz = Rabbinizden lütuf (hayırlı kazanç) istemeniz günah (yasak) değildir. Arafat dan topluca inip, Mescidi Harama geldiğinizde Allah’ı anın. Allah’ın sizi doğru yola ulaştırdığını hatırlayın ki, ondan önce sapkınlardandınız.