وَأُمْلِي لَهُمْ إِنَّ كَيْدِي مَتِينٌ
Ve umlî lehum, inne keydî metîn(metînun)
Diyanet İşleri = Ben onlara mühlet veririm. Şüphesiz benim tuzağım çetindir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve ben onlara mühlet veririm, şüphe yok ki azâbım pek şiddetlidir.
Abdullah Parlıyan = Onları bir süre kendi hallerine bıraksam da bilin ki, onlarla ilgili düzenim çok sağlamdır.
Adem Uğur = Onlara mühlet veririm; (ama) benim cezam çetindir.
Ahmed Hulusi = İstediklerini yapmaları için süre de tanırım onlara. . . Muhakkak ki benim ince düzenim metîndir (pek sağlamdır).
Ahmet Tekin = Onlara mühlet de vermiş olabilirim. Unutmayın ki, benim, sizin tahmin edemeyeceğiniz helâk etme planımdan kurtuluş yoktur.
Ahmet Varol = Onlara mühlet veriyorum. Şüphesiz benim tuzağım çok sağlamdır.
Ali Bulaç = Onlara bir süre tanıyorum. Hiç şüphesiz benim düzenim (cezalandırmam) sapasağlamdır.
Ali Fikri Yavuz = Bir de ben, onlara mühlet veririm, (istedikleri gibi yaşarlar). Fakat ihsan görünüşünde, helâk ve perişan edişim pek çetindir.
Ali Ünal = Onlara belli bir süreye kadar mühlet veririm. (Onlar, bu şekilde hayatta kalmalarını kendilerine bağlasalar da, bu, helâke doğru sürüklenmelerinde haklarındaki hükmün tamamlanması içindir. İşte,) Benim ‘tuzağım’ ve vakti geldiğinde cezalandırmam, kesinlikle karşı konulamaz kuvvettedir.
Bayraktar Bayraklı = Onlara mühlet veriyorum; cezalandırmam çok çetindir.
Bekir Sadak = Onlara mahsustan muhlet veririm, cunku Benim duzenim cetindir.
Celal Yıldırım = Onlara mühlet veririm. Doğrusu benim onlarla ilgili düzenim çok metindir.
Cemal Külünkoğlu = Ben onlara bir süre tanıyorum. Hiç şüphesiz benim düzenim sapasağlamdır.
Diyanet İşleri (eski) = Onlara mahsustan mühlet veririm, çünkü Benim düzenim çetindir.
Diyanet Vakfi = Onlara mühlet veririm; (ama) benim cezam çetindir.
Edip Yüksel = Hatta onlara umut veririm. Planım çetindir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve ben onların ipini uzatırım, çünkü keydim pek metîndir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve Ben onlara mühlet de veririm, çünkü benim kahrım çok çetindir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ayrıca ben onlara mühlet de veririm. Fakat benim tuzak kurup helâk edişim pek çetindir.
Gültekin Onan = Onlara (belli) bir süre tanıyorum. Hiç kuşkusuz benim düzenim (cezalandırmam) sapasağlamdır.
Harun Yıldırım = Ben onlara mühlet veriyorum. Muhakkak ki benim düzenim sağlamdır.
Hasan Basri Çantay = Ben onlara mühlet veririm. (Onların iplerini uzatıveririm!) Benim lütuf yüzünden kahrım (tahammül edilemeyecek kadar) çetindir.
Hayrat Neşriyat = Hem onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim tuzağım (onları âniden yakalamam) pek çetindir!
İbni Kesir = Ben, onlara mühlet veririm. Muhakkak ki Benim düzenim çetindir.
Kadri Çelik = Onlara mühlet veririm; (ama) benim düzenim çetindir.
Muhammed Esed = çünkü onları bir süre kendi hallerine bıraksam bile, bilin ki Benim ince tertibim çok sağlamdır!
Mustafa İslamoğlu = Onları bir süre kendi hallerine bıraksam bile, unutmayın ki onların entrikalarını başlarına geçiren düzenim çok sağlamdır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve ben onlara mühlet veririm. Şüphe yok ki, benim yakalamam pek şedittir.
Ömer Öngüt = Onlara mühlet veririm. Çünkü benim tuzağım çetindir.
Şaban Piriş = Onlara süre veriyorum. Fakat benim tuzağım çetindir.
Sadık Türkmen = Onlara mühlet veriyorum. Şüphesiz ki Benim planım sağlamdır.
Seyyid Kutub = Onlara mühlet veririm. Çünkü benim tuzağım sağlamdır.
Suat Yıldırım = Ben onlara mühlet veririm; fakat vakti gelince Benim cezalandırmam pek kesin ve şiddetlidir.
Süleyman Ateş = Onlara mühlet veriyorum, çünkü benim tuzağım sağlamdır.
Tefhim-ul Kuran = Onlara bir süre tanıyorum. Hiç şüphesiz benim düzenim (cezalandırmam) sapasağlamdır.
Ümit Şimşek = Ben mühlet veririm; tuzağım ise pek çetindir.
Yaşar Nuri Öztürk = Süre tanıyorum onlara. Çünkü benim tuzağım pek yamandır.
İskender Ali Mihr = Ve onlara mühlet veririm, benim tuzağım (hilem) metindir (çetindir, katlanması zordur).
İlyas Yorulmaz = Onlara mühlet veriyorum, çünkü benim pek sağlam planlarım var.