Önceki Ayet Sonraki Ayet  
7. Sûre A’râf/182

 وَالَّذِينَ كَذَّبُواْ بِآيَاتِنَا سَنَسْتَدْرِجُهُم مِّنْ حَيْثُ لاَ يَعْلَمُونَ

  Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ se nestedricuhum min haysu lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

Kelime Karşılaştırma
vellezine (ve ellezîne) : ve o kimseler, onlar
kezzebû : yalanladılar
bi ayâti-nâ : âyetlerimizi
se nestedricu-hum : onların derecelerini yavaş yavaş azaltacağız
min haysu : bir yerden
lâ ya’lemûne : bilmezler (bilemezler)
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, biz onları bilemeyecekleri bir yerden yavaş yavaş felakete götüreceğiz.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Delillerimizi yalanlayanlara gelince: Biz onları yavaş-yavaş hiç anlamayacakları noktalardan helâke yaklaştırır-dururuz.

 Abdullah Parlıyan = Ama ayetlerimizi yalanlamaya kalkışan kimselere gelince, onları farkına varmayacakları şekilde yavaş yavaş, basamak basamak, kahrolacakları sonuca yaklaştıracağız.

 Adem Uğur = Âyetlerimizi yalanlayanları, hiç bilmeyecekleri yerden yavaş yavaş helâke götüreceğiz.

 Ahmed Hulusi = (Hakikate) işaretlerimizi yalanlayanları, hiç bilmedikleri taraftan aşama aşama (mekr yollu) helâke götürürüz.

 Ahmet Tekin = Âyetlerimizi, Kur’ân’ımızı yalanlayanları, hesap edemiyecekleri yerlerden yavaş yavaş gerilemeye, helâke sürükleyeceğiz.

 Ahmet Varol = Ayetlerimizi yalanlayanları bilmedikleri bir yönden yavaş yavaş helake yaklaştıracağız.

 Ali Bulaç = Ayetlerimizi yalanlayanları ise, onları bilmiyecekleri bir yönden derece derece (günahları yükletip azaba) yaklaştıracağız.

 Ali Fikri Yavuz = Biz, âyetlerimizi (Kur’an’ı) yalanlıyanları, bilemiyecekleri yönden azar azar helâke yaklaştırırız.

 Ali Ünal = Âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onları (tuttukları yolun sonucu olarak) hiç farkına varmayacakları şekilde ve hiç bilmedikleri bir yerden adım adım helâke sürükleriz.

 Bayraktar Bayraklı = Âyetlerimizi yalanlayanları, hiç bilemeyecekleri yerden adım adım helâke yaklaştırırız.

 Bekir Sadak = Ayetlerimzi yalan sayanlari, bilmedikleri yonden, agir agir sonuclarina yaklastiracagiz.

 Celal Yıldırım = Âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onları farkına varmayacakları şekilde yavaş yavaş, basamak basamak (kahrolacakları) sonuca yaklaştıracağız.

 Cemal Külünkoğlu = Ama ayetlerimizi yalanlamaya kalkışan kimselere gelince; onları, hiç bilmeyecekleri yerden adım adım felakete götüreceğiz.

 Diyanet İşleri (eski) = Ayetlerimizi yalan sayanları, bilmedikleri yönden, ağır ağır sonuçlarına yaklaştıracağız.

 Diyanet Vakfi = Âyetlerimizi yalanlayanları, hiç bilmeyecekleri yerden yavaş yavaş helâke götüreceğiz.

 Edip Yüksel = Ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar farketmeden onları yavaş yavaş sonlarına yaklaştıracağız.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Âyetlerimizi tekzib etmekte olanlar ise biz onları bilemiyecekleri cihetten istidrac ile yuvarlıyacağız

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ayetlerimizi yalanlamakta olanları ise, bilemeyecekleri yönlerden yavaş yavaş yuvarlayacağız.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Âyetlerimizi inkâr edenlere gelince, biz onları, bilemiyecekleri yönlerden derece derece düşüşe yuvarlayacağız.

 Gültekin Onan = Ayetlerimizi yalanlayanları ise onların bilmeyecekleri bir yönden derece derece (azaba) yaklaştıracağız.

 Harun Yıldırım = Ayetlerimizi yalanlayanlar var ya, biz onları bilmeyecekleri bir yönden derece derece azaba yaklaştıracağız.

 Hasan Basri Çantay = Âyetlerimizi yalan sayanları biz bilmeyecekleri nokta (lardan derece derece (yavaş yavaş) helake yaklaşdırırız.

 Hayrat Neşriyat = Âyetlerimizi yalanlayanları ise, bilmedikleri yerden yavaş yavaş (helâke)yaklaştırırız.

 İbni Kesir = Ayetlerimizi yalanlayanlara gelince; Biz, onları bilmeyecekleri noktadan derece derece helake yaklaştırırız.

 Kadri Çelik = Ayetlerimizi yalanlayanları, hiç bilmeyecekleri yerden yavaş yavaş (helâke) yaklaştıracağız.

 Muhammed Esed = Ama ayetlerimizi yalanlamaya kalkışan kimselere gelince; onları, ne olup bittiğinden haberleri olmadan adım adım alçaltacağız:

 Mustafa İslamoğlu = Ayetlerimizi yalan sayan kimselere gelince: onları bir süreç içerisinde yavaş yavaş eriteceğiz de farkına dahi varmayacaklar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve o kimseler ki, Bizim âyetlerimizi tekzîp ettiler, işte onları bilmez oldukları cihetten yavaş yavaş helâke yaklaştıracağız.

 Ömer Öngüt = Âyetlerimizi yalanlayanları, hiç bilmeyecekleri yerden yavaş yavaş helâka yaklaştıracağız.

 Şaban Piriş = Ayetlerimizi yalanlayanları ise yavaş yavaş bilmedikleri bir yerden (sonuçlarına) yaklaştıracağız.

 Sadık Türkmen = Ayetlerimizi yalanlayanları ise; bilmedikleri yönden derece derece helâke yaklaştıracağız.

 Seyyid Kutub = Ayetlerimizi yalanlayanları hiç farkına varmayacakları biçimde yavaş yavaş kötü akıbetlerine yaklaştıracağız.

 Suat Yıldırım = Âyetlerimizi yalan sayanları, farkına varamayacakları şekilde yavaş yavaş helâke yaklaştırırız.

 Süleyman Ateş = Âyetlerimizi yalanlayanları, hiç bilmeyecekleri yerden yavaş yavaş helâke yaklaştıracağız.

 Tefhim-ul Kuran = Ayetlerimizi yalanlayanları ise, biz onları bilmiyecekleri bir yönden derece derece (günahları yükletip azaba) yaklaştıracağız.

 Ümit Şimşek = Âyetlerimizi yalanlayanları ise, hiç ummadıkları bir yönden yavaş yavaş helâke yaklaştıracağız.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ayetlerimizi yalanlayanları, hiç bilemeyecekleri bir yerden ağır ağır çöküşe götüreceğiz.

 İskender Ali Mihr = Âyetlerimizi yalanlayanları, onların derecelerini, bilemeyecekleri bir yerden yavaş yavaş azaltacağız (böylece yavaş yavaş helâke yaklaştıracağız).

 İlyas Yorulmaz = Ayetlerimizi yalanlayanları, haberleri olmadan yavaş yavaş yakalayacağız.