إِنَّهُمْ لَهُمُ الْمَنصُورُونَ
İnnehum le humul mensûrûn(mensûrûne).
inne-hum | : muhakkak ki onlar |
le | : elbette, mutlaka |
hum | : onlar |
el mensûrûne | : yardım edilenler |
Diyanet İşleri = “Onlara mutlaka yardım edilecektir.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki onlar, elbette yardıma mazhar olacaklardır.
Abdullah Parlıyan = Kendilerine mutlaka yardım edilecektir.
Adem Uğur = Onlar mutlaka zafere ulaşacaklardır.
Ahmed Hulusi = Muhakkak ki onlar, elbette onlar zafere erdirilmişlerdir.
Ahmet Tekin = Onlar, kesinlikle onlar başarıya ulaşacaklar, zafer kazanacaklar.'
Ahmet Varol = Onlar elbette yardım göreceklerdir.
Ali Bulaç = Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır.
Ali Fikri Yavuz = “- Muhakkak onlar (peygamberler), bizzat onlar muzaffer olacaklardır.
Ali Ünal = Onlar, hiç şüphesiz onlardır yardıma mazhar olacaklar.
Bayraktar Bayraklı = Doğrusu, onlar yardım göreceklerdir.
Bekir Sadak = Onlar suphesiz yardim goreceklerdir.
Celal Yıldırım = (171-172) And olsun ki, peygamber olarak gönderdiğimiz kullarımız hakkında şu sözümüz sübut bulup gerçekleşmiştir: «Elbette onlar (peygamberler) yardım göreceklerdir.»
Cemal Külünkoğlu = (171-172) Andolsun ki, peygamber olarak gönderdiğimiz kullarımız hakkında bizim bir sözümüz vardır (O da): “Onlara mutlaka yardım edilecektir.”
Diyanet İşleri (eski) = Onlar şüphesiz yardım göreceklerdir.
Diyanet Vakfi = Onlar mutlaka zafere ulaşacaklardır.
Edip Yüksel = Onlar elbette zafere ulaşacaklar.
Elmalılı Hamdi Yazır = «Onlar elbette onlar muhakkak muzaffer olacaklardır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlar (var ya), elbette onlar muhakkak muzaffer olacaklardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (171-173) Andolsun ki peygamberlikle gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmiştir: «Onlar var ya, elbette onlar muzaffer olacaklardır ve elbette bizim ordularımız mutlaka galip geleceklerdir.»
Gültekin Onan = Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır.
Harun Yıldırım = Onlar mutlaka zafere ulaşacaklardır.
Hasan Basri Çantay = «Muhakkak onlar, behemehal onlar mansur (ve muzafferdirler.
Hayrat Neşriyat = Şübhe yok ki onlar, gerçekten kendilerine yardım olunacak kimselerdir.
İbni Kesir = Onlar muhakkak yardım görenlerdir.
Kadri Çelik = Onlar muhakkak yardım görenlerdir.
Muhammed Esed = kendilerine mutlaka yardım edilecektir
Mustafa İslamoğlu = mutlaka kendileri yardıma mazhar olacaklar;
Ömer Nasuhi Bilmen = (172-173) Şüphe yok ki, onlar elbette nusrete nâil olanlar onlardır. Ve muhakkak ki, Bizim ordumuz, elbette galipler olanlar onlardır.
Ömer Öngüt = Mutlaka kendilerine yardım edilecektir.
Şaban Piriş = Onlara mutlaka yardım edilecektir.
Sadık Türkmen = “şüphesiz onlar, yardım görenlerin ta kendileri olacaklardır.
Seyyid Kutub = Mutlaka kendilerine yardım edilecektir.
Suat Yıldırım = (171-173) Şu kesindir ki, Biz resul olarak gönderdiğimiz kullarımıza söz verdik ki onlar yardımımıza mazhar olacaklar ve Bizim ordumuz mutlaka galip gelecektir.
Süleyman Ateş = "Mutlaka zafere ulaştırılanlar kendileri olacaktır."
Tefhim-ul Kuran = Hiç tartışmasız onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır.
Ümit Şimşek = Onlara mutlaka yardım erişecektir.
Yaşar Nuri Öztürk = Onlar, yardım görenlerin ta kendileri olacaklar.
İskender Ali Mihr = Muhakkak ki onlar, mutlaka yardım edilecek olanlardır.
İlyas Yorulmaz = Onlara mutlaka yardım olunacak.