أَفَلَا يَنظُرُونَ إِلَى الْإِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ
E fe lâ yanzurûne ilâl ibili keyfe hulikat.
e | : mi |
fe | : böylece, artık, hâlâ |
lâ yanzurûne | : bakmıyorlar, bakmazlar |
ilâ el ibili | : deveye |
keyfe | : nasıl |
hulikat | : yaratılmış |
Diyanet İşleri = Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır!
Abdulbaki Gölpınarlı = Hâlâ mı bakmazlar deveye, nasıl da yaratılmış?
Abdullah Parlıyan = Peki o inkârcılar bakmazlar mı ki, yağmur yüklü bulutlara, nasılda yaratılmış onlar veya deveye bakmazlar mı nasıl da diğer hayvanlardan değişik özelliklerde yaratılmış.
Adem Uğur = (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, bakmazlar mı?
Ahmed Hulusi = Bakmıyorlar mı el İbil'e (yağmur yüklü bulutlara) nasıl yaratılmış?
Ahmet Tekin = İnsanlar, develere bakıp bir şeyler anlamıyorlar mı? Nasıl yaratılmış?
Ahmet Varol = Onlar develerin nasıl yaratıldığına bakmıyorlar mı?
Ali Bulaç = Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı?
Ali Fikri Yavuz = (O kâfirler, ibret gözü ile) hâlâ bakmazlar mı deveye, nasıl yaratılmış? (Kudret ve ilmimize delâlet eden eserleri onda görmezler mi)?
Ali Ünal = Bakmazlar mı deveye, nasıl yaratılmış?
Bayraktar Bayraklı = (17-20) Develerin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bakmazlar mı?[753]
Bekir Sadak = (17-20) Bu insanlar, devenin nasil yaratildigina, gogun nasil yukseltildigine, daglarin nasil dikildigine, yerin nasil yayildigina bir bakmazlar mi?
Celal Yıldırım = Devenin nasıl aratıldığına,
Cemal Külünkoğlu = Bakmıyorlar mı deveye, nasıl yaratılmıştır!
Diyanet İşleri (eski) = (17-20) Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?
Diyanet Vakfi = (17-20) (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?
Edip Yüksel = Bakmazlar mı develere, nasıl yaratıldı?
Elmalılı Hamdi Yazır = Ya hâlâ bakmazlar mı o deveye: nasıl yaratılmış?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hala bakmazlar mı o deveye ki, nasıl yaratılmış?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bakmıyorlar mı o develere, nasıl yaratılmış?
Gültekin Onan = Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı?
Harun Yıldırım = Bakmıyorlar mı o deveye, nasıl yaratıldı?
Hasan Basri Çantay = Onlar haalâ (ibretle) bakmazlar mı o deveye, nasıl yaratılmışdır o?
Hayrat Neşriyat = (Onlar) hiç deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmış?
İbni Kesir = Onlar deveye bakmazlar mı, nasıl yaratılmıştır?
Kadri Çelik = Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratılmış?
Muhammed Esed = Peki, (o yeniden dirilmeyi inkar edenler) bakmazlar mı yağmur yüklü bulutlara (ve görmezler mi) nasıl yaratılmış onlar?
Mustafa İslamoğlu = Peki, (yeniden dirilişi inkar edenler) yağmur yüklü bulutlara bakmazlar mı nasıl yaratılmış?
Ömer Nasuhi Bilmen = Artık develere bakmazlar mı ki, nasıl yaratılmış?
Ömer Öngüt = Develere bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmış?
Şaban Piriş = Bakmazlar mı deveye? Nasıl yaratıldı?
Sadık Türkmen = Peki (o yeniden dirilmeyi inkâr edenler); yağmur yüklü bulutlara/deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmış?
Seyyid Kutub = Bu insanlar bakmıyorlar mı, develerin nasıl yaratıldığına?
Suat Yıldırım = O kâfirler bakıp düşünmezler mi: (Mesela) deve nasıl yaratılmış?
Süleyman Ateş = Bakmıyorlar mı develere, nasıl yaratılmış?
Tefhim-ul Kuran = Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı?
Ümit Şimşek = Deveye bakmazlar mı, nasıl yaratılmış?
Yaşar Nuri Öztürk = Bakmıyorlar mı o deveye, nasıl yaratıldı!
İskender Ali Mihr = Onlar hâlâ deveye bakmıyorlar mı ki, nasıl yaratılmış?
İlyas Yorulmaz = İnsan deveye bakmıyor mu, nasıl yaratılmış?