فَأَعْرَضُوا فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ سَيْلَ الْعَرِمِ وَبَدَّلْنَاهُم بِجَنَّتَيْهِمْ جَنَّتَيْنِ ذَوَاتَى أُكُلٍ خَمْطٍ وَأَثْلٍ وَشَيْءٍ مِّن سِدْرٍ قَلِيلٍ
Fe a’radû fe erselnâ aleyhim seylel arimi ve beddelnâhum bi cenneteyhim cenneteyni zevâtey ukulin hamtın ve eslin ve şeyin min sidrin kalîl(kalîlin).
fe | : sonra, bunun üzerine, fakat |
a’radû | : yüz çevirdiler |
fe | : sonra, bunun üzerine, fakat |
erselnâ | : biz gönderdik |
aleyhim | : onların üzerine |
seyle | : sel |
el arimi | : Arim (bir vadi adı) |
ve beddelnâ-hum | : ve onlara tebdil ettik, dönüştürdük |
bi cennetey-him | : onların iki bahçesini |
cenneteyni | : iki bahçe |
zevâtey | : sahip |
ukulin | : meyve |
hamtın | : acı, buruk |
ve eslin | : ve meyvesiz ağaç |
ve şey’in | : ve bir şey |
min sidrin | : sidr ağacından |
kalîlin | : az |
Diyanet İşleri = Fakat onlar yüz çevirdiler. Biz de üzerlerine Arim selini gönderdik. Onların bahçelerini ekşi meyveli ağaçlar, acı ılgın ve biraz da sedir ağacı bulunan iki bahçeye çevirdik.
Abdulbaki Gölpınarlı = Derken yüz çevirdiler de onlara selin suyunu gönderdik ve bahçelerini, ancak böğürtlen, ılgın ve birazcık da köknar yetiştiren iki çorak tarlaya çevirdik.
Abdullah Parlıyan = Ama onlar bizden yüz çevirip uzaklaştılar. Biz de üzerlerine, barajlarını yıkıp geçen bir sel gönderdik de, verimli iki bahçeleri sadece böğürtlen, ılgın ve köknar ağacından ibaret, virane bir bahçe şekline geliverdi.
Adem Uğur = Ama onlar yüz çevirdiler. Bu yüzden üzerlerine Arim selini gönderdik. Onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı ılgınlı ve içinde biraz da sedir ağacı bulunan iki (harap) bahçeye çevirdik.
Ahmed Hulusi = Onlar yüz çevirdiler. . . Bu yüzden onlara Arım Seli'ni irsâl ettik ve (baraj yıkılmasıyla oluşan bu sel ile) onların iki bahçesini, acı meyveli ağaçlar ve birkaç sedir ağacından ibaret hâle dönüştürdük.
Ahmet Tekin = Ama onlar bu nimetlere şükürden yüz çevirdiler. Bu yüzden, bendi tahrip edilerek yıkılan barajlarının sularını, Arim Sellerini onlara musallat ettik. Onların iki bahçesini, acı buruk yemişli ılgın ve içinde biraz da sedir ağacı bulunan iki harap bahçeye çevirdik.
Ahmet Varol = Ancak onlar yüz çevirdiler. Bu yüzden biz de üzerlerine Arim selini gönderdik ve onların iki bahçelerini, buruk yemişli, acı ılgınlı ve içinde az sayıda Sedir ağacı bulunan iki bahçeye dönüştürdük.
Ali Bulaç = Ancak onlar yüz çevirdiler, böylece biz de onlara Arim selini gönderdik. Ve onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı ılgınlı ve içinde az bir şey de sedir ağacı olan iki bahçeye dönüştürdük.
Ali Fikri Yavuz = Fakat onlar, (peygamberlerin davetini kabulden) yüz çevirdiler. Biz de üzerlerine Arim vadisinin selini salıverdik ve o güzelim iki taraflı bahçelerini, buruk yemişli, acı meyvalı, dikeni çok ve meyvası az ağaçlardan ibaret iki harab bahçeye çevirdik.
Ali Ünal = Fakat onlar bu davetten hoşlanmadılar ve yüz çevirdiler. Biz de üzerlerine (yıkılan) barajlardan boşanmış bir sel gönderdik ve onların sağdan–soldan uzanıp giden o güzelim bahçelerini içinde sadece acı–buruk yemişli bitkiler, ılgınlık ve meyvesi az, dikeni çok ağaçlar biten bahçelere çevirdik.
Bayraktar Bayraklı = Buna rağmen onlar yüz çevirdiler. Biz de onların üzerlerine barajları yıkan o seli gönderdik. Onların bahçelerini acı yemişli, meyvesiz ve içinde birkaç sedir ağacı bulunan iki verimsiz bahçeye dönüştürdük.
Bekir Sadak = Fakat onlar yuz cevirdiler; bunun icin Biz de uzerlerine Arim selini gonderdik, onlarin bahcelerini, buruk yemisli, ilginlik ve icinde biraz da sedir agaci bulunan iki bahceye cevirdik.
Celal Yıldırım = Ne var ki, onlar (bu uyarıdan) yüzçevirdiler. Biz de üzerlerine  r i m S e l 'ini gönderdik. (O güzelim) iki bahçelerini, acımsı buruk yemişli, acı ılgın ve biraz da sidir (Arabistan kirazı) bulunan iki bahçeye çevirdik.
Cemal Külünkoğlu = Ancak onlar yüz çevirdiler, böylece biz de onlara Arîm selini gönderdik. Ve onların iki bahçesini, buruk (ekşi) yemişli, acı ılgınlı ve içinde biraz da sedir ağacı olan iki bahçeye dönüştürdük.
Diyanet İşleri (eski) = Fakat onlar yüz çevirdiler; bunun için Biz de üzerlerine Arim selini gönderdik, onların bahçelerini, buruk yemişli, ılgınlık ve içinde biraz da sedir ağacı bulunan iki bahçeye çevirdik.
Diyanet Vakfi = Ama onlar yüz çevirdiler. Bu yüzden üzerlerine Arim selini gönderdik. Onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı ılgınlı ve içinde biraz da sedir ağacı bulunan iki (harap) bahçeye çevirdik.
Edip Yüksel = Fakat onlar yüz çevirdiler. Biz de barajın selini onlara göndererek çifte bahçelerini, acı meyveler, ılgın ve biraz da sedir ağacı içeren çifte bahçelere çevirdik
Elmalılı Hamdi Yazır = Fakat onlar bakmadılar, biz de üzerlerine arim seylini salıverdik ve o dilber iki Cennetlerini buruk yemişli, ılgınlık, az bir şey de sidirden iki harap Cennete çevirdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Fakat onlar, yüz çevirdiler. Biz de üzerlerine Arim selini salıverdik ve o güzelim iki bahçelerini buruk yemişli, ılgınlı ve biraz da sidir ağacı bulunan iki harap bahçeye çevirdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Fakat onlar (şükürden yüz çevirdiler) bakmadılar. Biz de üzerlerine Arim selini salıverdik ve o güzelim iki bahçelerini buruk yemişli, ılgınlık ve içinde biraz da sidir ağacı bulunan iki harap bahçeye çevirdik.
Gültekin Onan = Ancak onlar yüz çevirdiler, böylece biz de onlara Arim selini gönderdik. Ve onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı ılgınlı ve içinde az bir şey de sedir ağacı olan iki bahçeye dönüştürdük.
Harun Yıldırım = Ama onlar yüz çevirdiler. Bu yüzden üzerlerine Arim selini gönderdik. Onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı ılgınlı ve içinde biraz da sedir ağacı bulunan iki (harap) bahçeye çevirdik.
Hasan Basri Çantay = Fakat onlar (bu nimetin şükründen) yüz çevirdiler. Biz de onlara Arim selini gönderdik. (O) ikişer cennetlerinin yerinde de ekşi yemişli, acı ılgınlı ve az bir şey de Arabistan kirazından (olmak üzere haraab) iki (şer) bostan peyda etdik.
Hayrat Neşriyat = Fakat (onlar, şükürden) yüz çevirdiler; bu yüzden üzerlerine Arim selini gönderdik ve onların iki bahçesini (de) buruk yemişli, acı ılgınlı ve (içinde) sidir ağacından az bir şey bulunan iki (harab) bahçeye çevirdik.
İbni Kesir = Ama onlar, yüz çevirdiler. Böylece Biz de üzerlerine Arim selini gönderdik. Ve onların iki bahçesini, buruk yemişli, ılgınlık ve biraz da sedir ağacı bulunan iki bahçeye çevirdik.
Kadri Çelik = Ancak onlar yüz çevirdiler, böylece biz de onlara Arîm (her şeyi yıkıp süpüren azap) selini gönderdik ve onların iki bahçesini; buruk yemişli, acı ılgınlı ve içinde az bir şey de sedir ağacı olan iki bahçeye dönüştürdük.
Muhammed Esed = Ama onlar (Bizden) yüz çevirip uzaklaştılar ve bu yüzden barajlarını yıkıp geçen, sahip oldukları (son derece verimli) iki bahçeyi sadece böğürtlen, ılgın ve birkaç tane (yabani) sedir ağacından ibaret (virane) bir bahçeye çeviren bir sel gönderdik.
Mustafa İslamoğlu = Ne var ki onlar yüz çevirdiler. İşte bu yüzden Biz onların üzerine (barajlarını) yıkan şiddetli bir sel gönderdik ve o iki has bahçeyi, acı meyveli çalılar ve ılgınlarla kaplı, içerisinde birkaç sedir cinsi ağaç bulunan harap bir bahçeye çevirdik.
Ömer Nasuhi Bilmen = Fakat onlar kaçındılar. Onların üzerlerine Arim selini gönderdik. Ve onların cennetlerini iki cennet ile tebdîl ettik ki, bu iki cennet pek acı meyve ağaçlarını ve acı ılgını ve biraz da Arabistan kirazı ağaçlarını (hâvi bulunuyordu).
Ömer Öngüt = Amma ne var ki yüz çevirdiler. Biz de üzerlerine Arim selini gönderdik. Onların o iki bahçesini buruk yemişli, acı ılgınlı ve içinde biraz da sedir ağacı bulunan iki bahçeye çevirdik.
Şaban Piriş = Yüz çevirmişlerdi de, onlara “arim seli”ni göndermiştik. Onların bahçelerini, buruk meyveli, acı ılgın ağaçlı ve bol otlu bahçelere çevirmiştik.
Sadık Türkmen = Ama onlar, yine de yüz çevirdiler. Biz de, derhal üzerlerine arim selini gönderdik. Onların o iki bahçesini; buruk yemişli, acı ılgınlı ve biraz da sedir ağacı bulunan iki bahçeye çevirdik.
Seyyid Kutub = Fakat onlar bu buyruğa sırt çevirdiler. Bu yüzden üzerlerine Arim selini göndererek o verimli ovalarını dikenli, kuru çalılıklı ve az sayıda sedir ağaçlı iki çorak ovaya dönüştürdük.
Suat Yıldırım = Fakat onlar bu dâvete sırtlarını döndüler, Biz de onların üzerlerine kükremiş, hırçın mı hırçın, bendleri yıkan bir sel gönderdik. O güzelim bahçelerini, içinde sadece buruk yemişli, ılgınlık, biraz da dikeni çok, meyvesi az ağaçlardan ibaret bozulmuş bahçelere çevirdik.
Süleyman Ateş = Ama (şükürden) yüz çevirdiler; bu yüzden üzerlerine Arim selini gönderdik; onların iki bahçesini buruk yemişli, acı meyvalı ve içinde biraz da sedir ağacı bulunan iki bahçeye çevirdik.
Tefhim-ul Kuran = Ancak onlar yüz çevirdiler, böylece biz de onlara Arim selini gönderdik. Ve onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı ılgınlı ve içinde az bir şey de sedir ağacı olan iki bahçeye dönüştürdük.
Ümit Şimşek = Fakat onlar yüz çevirdiler. Biz de onların üzerine barajlarını yıkan bir sel gönderdik ve o iki taraflı bağlarını buruk meyveli, acı ılgınlı ve biraz da sedir ağacı bulunan iki bahçeye çevirdik.
Yaşar Nuri Öztürk = Ne var ki onlar yüz çevirdiler; biz de üzerlerine Arim selini gönderdik. Onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı ılgınlı, birazcık da sedir ağacı bulunan iki bahçeye çevirdik.
İskender Ali Mihr = Fakat onlar yüz çevirdiler. Bunun üzerine onlara "arim" selini gönderdik. Ve onların iki bahçesini, acı meyveli ağaçlara, meyvesiz ağaçlara ve az miktarda sidr ağacını havi olan iki bahçeye tebdil ettik (dönüştürdük).
İlyas Yorulmaz = Sebe halkı mesajlarımızdan yüz çevirdi. Bizde onların üzerine büyük bir sel gönderdik. O verimli iki bahçelerini, böğürtlen, ılgın ve çok az bodur bitki veren bahçeler haline getirdik.