وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ مَرْيَمَ إِذِ انتَبَذَتْ مِنْ أَهْلِهَا مَكَانًا شَرْقِيًّا
Vezkur fil kitâbı meryem(meryeme), izintebezet min ehlihâ mekânen şarkıyyâ(şarkıyyen).
vezkur (ve uzkur) | : ve zikret |
fîl kitâbı (fî el kitabı) | : kitapta |
meryeme | : Meryem’i |
izintebezet (iz intebezet) | : çekilmişti, uzaklaşmıştı |
min ehli-hâ | : ailesinden |
mekânen | : bir yer, bir mekân |
şarkıyyen | : şark (doğu) tarafı |
Diyanet İşleri = (16-17) (Ey Muhammed!) Kitap’ta (Kur’an’da) Meryem’i de an. Hani ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiş ve (kendini onlardan uzak tutmak için) onlarla arasında bir perde germişti. Biz, ona Cebrail’i göndermiştik de ona tam bir insan şeklinde görünmüştü.
Abdulbaki Gölpınarlı = Kitapta Meryem'i de an. Hani o, âilesinden ayrılmış, doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Abdullah Parlıyan = Ey Rasûlüm! Sana indirdiğimiz kitaptaki Meryem kıssasını da hatırla ve başkalarına da hatırlat. Hani O ailesinden ayrılıp, evinin doğu tarafına çekilmişti de,
Adem Uğur = (Resûlüm!) Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Ahmed Hulusi = Gelen bilgiler içinde Meryem'i de hatırlat (zikret). . . Hani o ailesinden (uzakta, mabedin) doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Ahmet Tekin = Meryem ile ilgili kitapta, Kur’ân’da zikredilenleri insanlara anlat. Hani, Meryem, ailesinden uzaklaşarak, bulunduğu yerin, evin doğu tarafına çekilmişti.
Ahmet Varol = Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Ali Bulaç = Kitap'ta Meryem'i de zikret. Hani o, ailesinden kopup doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Ali Fikri Yavuz = (Ey Resûlüm) Kur’ân’daki Meryem kıssasını (onlara) oku. Hani o, ibadet için) ailesinden ayrılıp (evinin veya Beytü’l-Makdis’in) doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Ali Ünal = (Ey Rasûlüm,) Kitap’ta Meryem’i de an. O, ibadet ve tefekkür için ailesinden ayrılıp, Ma’bed’in doğuya bakan bir odasına çekilmişti.
Bayraktar Bayraklı = Kitapta Meryem'i de an! O, ailesinden ayrılmış ve doğu yönünde bir yere çekilmişti.[308]
Bekir Sadak = Kitabda Meryem'i de an. O, ailesinden ayrilarak, dogu yonunde bir yere cekilmisti.
Celal Yıldırım = Kitapta Meryem'i de ân; hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafına çekilmişti.
Cemal Külünkoğlu = (16-17) (Ey Muhammed!) Kitapta (Kur'an'da) Meryem (hakkında anlattıklarımızı da) hatırla! Hani o, ailesinden ayrılarak (evinin veya mescidin) doğu tarafında bir yere çekilmişti. Komşuları ile arasına bir perde germişti. Bu sırada ona ruhumuzu (Cebrail'i) göndermiştik de (o) ona düzgün bir insan şeklinde görünmüştü.
Diyanet İşleri (eski) = Kitabda Meryem'i de an. O, ailesinden ayrılarak, doğu yönünde bir yere çekilmişti.
Diyanet Vakfi = (Resûlüm!) Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Edip Yüksel = Kitapta Meryem'i de an. Ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Elmalılı Hamdi Yazır = Kitabda Meryemi de an, o vakıt ki ailesinden çekildi de şark tarafından bir mekâna
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Kitap'da Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Ey Muhammed!) Kur'ân'daki Meryem kıssasını da an (insanlara anlat). Hani o, ailesinden ayrılarak (evinin veya mescidin) doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Gültekin Onan = Kitap'ta Meryem'i de zikret. Hani o, ehlinden (ailesinden) kopup doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Harun Yıldırım = Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Hasan Basri Çantay = Kitabda Meryem (kıssasını) da an. Hani o, aailesinden ayrılıb şark tarafında bir yere çekilmişdi.
Hayrat Neşriyat = (Habîbim, yâ Muhammed!) Kitab’da (bu Kur’ân’da) Meryem’i de yâd et! Hani, âilesinden (ayrılarak evinin hemen yanında) doğu tarafında bir yere çekilmişti.
İbni Kesir = Kitab'da Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak Doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Kadri Çelik = Kitap'ta Meryem'i de zikret. Hani o, ailesinden kopup doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Muhammed Esed = Ve bu ilahi mesajda Meryem'i de an. Hani, o ailesinden ayrılıp doğu yönünde bir yere çekilmişti;
Mustafa İslamoğlu = Bu kitapta Meryem'i de gündeme taşı! Hani o ailesinden ayrılarak doğu yönünde bir yere çekilmişti.
Ömer Nasuhi Bilmen = Kitapta Meryem'i de yâd et. O vakit ki, ailesinden ayrılarak şark tarafında bir yere çekilmişti.
Ömer Öngüt = Resulüm! Kitapta Meryem'i de an. Hani o, âilesinden ayrılarak, doğu yönünde bir yere çekilmişti.
Şaban Piriş = -Kitapta Meryem’i de an! Hani o, ailesinden ayrılarak doğuda bir yere gitmişti.
Sadık Türkmen = Kitap’tameryem’i de hatırla/Meryem’den de bahset! Hani bir zaman; ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Seyyid Kutub = Bu Kitap'ta Meryem hakkında anlattıklarımızı da hatırla. Hani O, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Suat Yıldırım = Kitapta Meryem’i de an! Hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekiliverdi.
Süleyman Ateş = Kitapta Meryem'i de an. Bir zaman o âilesinden ayrılıp doğu yönünde bir yere çekilmişti.
Tefhim-ul Kuran = Kitap'ta Meryem'i de zikret. Hani o, ailesinden kopup doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Ümit Şimşek = Kitapta Meryem'i de an. Hani o ailesinden ayrılmış ve doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Yaşar Nuri Öztürk = Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir mekâna çekilmişti.
İskender Ali Mihr = Kitap’ta Hz. Meryem’i zikret. Ailesinden ayrılıp, şark (doğu) tarafında bir yere çekilmişti.
İlyas Yorulmaz = Kitapta Meryem’i de an. Bir vakit, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere kendini atmıştı.