فَاذْكُرُونِي أَذْكُرْكُمْ وَاشْكُرُواْ لِي وَلاَ تَكْفُرُونِ
Fezkurûnî ezkurkum veşkurû lî ve lâ tekfurûn(tekfurûni).
Diyanet İşleri = Öyleyse yalnız beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin.
Abdulbaki Gölpınarlı = Artık siz de anın beni, anın da ben de anayım sizi. Nankörlüğü bırakın da şükredin bana.
Abdullah Parlıyan = Öyleyse siz, bütün zamanlarınızda ve bütün imkanlarınızla her yerde beni anın, ben de sizi her an bağışlamak ve sevap vermekle anayım. Verdiğim nimetlere karşı bana şükredin, nankörlük etmeyin.
Adem Uğur = Öyle ise siz beni (ibadetle) anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın bana nankörlük etmeyin!
Ahmed Hulusi = O halde zikirle, şükürle, ibadetle, dinimi, şeriatımı anlatarak beni anın ki, ben de size lütfumla muamele yapayım. Bana şükredin, bile bile beni inkâr ederek, ihsan ettiğim nimetlere nankörlük etmeyin.
Ahmet Tekin = O halde zikirle, şükürle, ibadetle, dinimi, şeriatımı anlatarak beni anın ki, ben de size lütfumla muamele yapayım. Bana şükredin, bile bile beni inkâr ederek, ihsan ettiğim nimetlere nankörlük etmeyin.
Ahmet Varol = Şu halde beni anın ki ben de sizi anayım ve bana şükredin, bana karşı nankörlük etmeyin.
Ali Bulaç = Öyleyse (yalnızca) Beni anın, Ben de sizi anayım; ve (yalnızca) Bana şükredin ve (sakın) nankörlük etmeyin.
Ali Fikri Yavuz = O halde siz, bana itaat ve ibadet ederek beni anın ki, ben de sizi mağfiretimle anayım. Nimetlerime şükredin de nankörlük yaparak küfre varmayın. (Beni ve nimetlerimi inkâr etmeyin.)
Ali Ünal = Öyleyse siz de Beni hiç hatırınızdan çıkarmayın ve lâyık olduğum şekilde anın ki, Ben de sizi unutmayayım ve hep anayım; ayrıca Bana şükredin ve katiyen nankörlükte bulunmayın.
Bayraktar Bayraklı = Öyleyse beni anınız ki ben de sizi anayım. Bana şükrediniz, bana nankörlük etmeyiniz.[31]
Bekir Sadak = Artik Beni anin, Ben de sizi anayim; Bana sukredin, nankorluk etmeyin. *
Celal Yıldırım = O halde anın Beni, anayım sizi; şükredin Bana ve sakın nankörlük etmeyin.
Cemal Külünkoğlu = O halde beni (ibadetle ve itaatle) hatırlayın ki ben de sizi (rahmet ve mağfiretle) hatırlayayım. Bana şükredin ve asla nankörlük etmeyin!
Diyanet İşleri (eski) = Artık Beni anın, Ben de sizi anayım; Bana şükredin, nankörlük etmeyin.
Diyanet Vakfi = Öyle ise siz beni (ibadetle) anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın bana nankörlük etmeyin!
Edip Yüksel = Beni hatırlayın ki ben de sizi hatırlayayım. Bana teşekkür edin; nankörlük etmeyin.
Elmalılı Hamdi Yazır = o halde anın beni, anayım sizi ve şükredin de bana nankörlük etmeyin
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O halde anın Beni, anayım sizi; Bana şükredin, nankörlük etmeyin!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O halde beni anın, ben de sizi anayım. Bana şükredin de nankörlük etmeyin.
Gültekin Onan = Öyleyse (yalnızca) beni anın. Ben de sizi anayım. Ve yalnızca bana şükredin ve (sakın) küfretmeyin.
Harun Yıldırım = O halde beni anın ki ben de sizi anayım ve bana şükredin; bana küfür (nankörlük) etmeyin.
Hasan Basri Çantay = Öyle ise siz beni (taatle, ibâdetle) anın, ben de sizi (sevab ile, mağfiretle) anayım. Bir de bana şükredin, bana nankörlük etmeyin.
Hayrat Neşriyat = Öyle ise beni (ibâdetle) zikredin ki, (ben de) sizi (rahmetimle) yâd edeyim; ve bana şükredin fakat bana nankörlük etmeyin!
İbni Kesir = Öyleyse Beni zikredin ki, Ben de sizi anayım. Bir de Bana şükredin, nankörlük etmeyin.
Kadri Çelik = O halde artık beni anın da ben de sizi anayım. Bana şükredin ve asla küfranda bulunmayın.
Muhammed Esed = Öyleyse Beni anın ki, Ben de sizi anayım; Bana şükredin ve Beni inkar etmeyin.
Mustafa İslamoğlu = Şu halde, beni anın ki ben de sizi anayım! Ve bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin!
Ömer Nasuhi Bilmen = Artık Beni zikrediniz ki Ben de sizi zikredeyim ve Bana şükrediniz, Bana nankörlükte bulunmayınız.
Ömer Öngüt = Öyleyse siz beni zikredin ki, ben de sizi zikredeyim. Bana şükredin, nankörlük etmeyin.
Şaban Piriş = Beni zikredin ki ben de sizi zikredeyim. Bana şükredin, nankörlük etmeyin.
Sadık Türkmen = Öyleyse yalnız Beni zikredin (ne emrettiğimi hatırlayın) ki, Ben de sizi (af ve bağışlama ile) zikredeyim/hatırlayayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin.
Seyyid Kutub = O halde siz beni hatırlayın ki, ben de sizi hatırlayayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin.
Suat Yıldırım = Öyleyse siz Ben’i zikredin ki Ben de sizi anayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin.
Süleyman Ateş = Öyle ise beni anın ki, ben de sizi anayım; bana şükredin, nankörlük etmeyin.
Tefhim-ul Kuran = Öyleyse (yalnızca) Beni anın, Ben de sizi anayım; ve (yalnızca) bana şükredin ve (sakın) nankörlük etmeyin.
Ümit Şimşek = Siz Beni anın ki, Ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın nankörlük etmeyin.
Yaşar Nuri Öztürk = Anın beni ki, anayım sizi. Şükredin bana, sakın nankörlük etmeyin!
İskender Ali Mihr = Öyle ise Beni zikredin ki Ben de sizi zikredeyim. Ve Bana şükredin ve Beni inkâr etmeyin.
İlyas Yorulmaz = Beni hatırlayın, bende sizi hatırlayayım, bana şükredin, beni inkâr etmeyin.