كَلَّا لَئِن لَّمْ يَنتَهِ لَنَسْفَعًا بِالنَّاصِيَةِ
Kellâ le in lem yentehi le nesfean bin nâsıyeti.
kellâ | : hayır |
le in | : gerçekten eğer |
lem yentehi | : vazgeçmezse |
le nesfean | : mutlaka yakalarız, sürükleriz |
bi en nâsıyeti | : perçeminden |
Diyanet İşleri = (15-16) Hayır! Andolsun, eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkâr perçeminden yakalarız.
Abdulbaki Gölpınarlı = İş öyle değil, vazgeçmezse eğer elbette tutarız perçeminden.
Abdullah Parlıyan = Hayır, hayır o bu tuttuğu yoldan vazgeçmezse, onu perçeminden tutup ateşe sürükleyeceğiz.
Adem Uğur = Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), yakalarız (cehenneme atarız).
Ahmed Hulusi = Hayır (iş sandığı gibi değil)! Andolsun ki eğer vazgeçmezse, elbette onu alnından (beyninden) şiddetle tutup sürükleriz!
Ahmet Tekin = Onun yanına koymayız. Engellemesinden vazgeçmezse, o küfrün, müşriklerin liderinin perçeminden yakalar cehenneme sürükleriz.
Ahmet Varol = Hayır. Eğer (bu tutumundan) vazgeçmezse, andolsun ki onun perçeminden tutup sürükleyeceğiz.
Ali Bulaç = Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz;
Ali Fikri Yavuz = (Peygamberi namazdan alıkoymak isteyen kâfir Ebu Cehil, teşebbüs ve düşüncelerinden) vazgeçsin. Celâlim hakkı için, eğer (aklını başına alıb) vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden yakalayıb (ateşe) sürükleyeceğiz:
Ali Ünal = Hayır, hayır, olmaz böyle şey! Bu bakımdan, eğer bu tutumundan vazgeçmezse, Cehennem’e sürükleriz onu tutup perçeminden.
Bayraktar Bayraklı = (15-18) Hayır hayır! Eğer bu yaptığından vazgeçmezse, derhal onu o yalancı, günahkâr alnından yakalarız. O, hemen gidip meclisini çağırsın. Biz de zebanileri çağıracağız.[781]
Bekir Sadak = Ama bundan vazgecmezse, and olsun ki, onu perceminden,
Celal Yıldırım = (15-16) Hayır, hayır; o bu tutumundan vazgeçmezse, elbette onu alnından tutup, o yalancı günahkâr alından (Cehennem'e sürükleyeceğiz).
Cemal Külünkoğlu = (15-16) Hayır, eğer bundan vazgeçmezse o yalancı günahkârı perçeminden (alnından) yakalayacağız.
Diyanet İşleri (eski) = Ama bundan vazgeçmezse, and olsun ki, onu perçeminden,
Diyanet Vakfi = (15-19) Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), o yalancı, günahkâr alından (perçemden) yakalarız (cehenneme atarız). O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın. Biz de zebânîleri çağıracağız. Hayır! Ona uyma! Allah'a secde et ve (yalnızca O'na) yaklaş!
Edip Yüksel = Doğrusu, buna son vermezse, yakalarız perçeminden,
Elmalılı Hamdi Yazır = Sakın, Celâlim hakkı için eğer (akıllanıp) vazgeçmezse muhakkak sürükleyeceğiz elbet biz o alnı
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sakın, şanım hakkı için, eğer (akıllanıp) vazgeçmezse, muhakkak Biz sürükleyeceğiz o alnı!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (15-16) Hayır, hayır! Eğer o, bu davranışından vazgeçmezse, and olsun ki biz, onu perçeminden, o günahkâr ve yalancı perçeminden tutup cehenneme sürükleriz.
Gültekin Onan = Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz;
Harun Yıldırım = Hayır, hayır; eğer o, son vermeyecek olursa, elbette, alından tutup sürükleyeceğiz.
Hasan Basri Çantay = (Böyle şeylerden) sakınsın o. Eğer (küfründen) vaz geçmezse, andolsun, onu aln (ının saç) ından tutub (cehenneme) sürükleriz,
Hayrat Neşriyat = Hayır! Celâlim hakkı için, eğer (bundan) vazgeçmezse, elbette o perçem(in)den tutup (onu Cehenneme) sürükleriz!
İbni Kesir = Ama bundan vazgeçmezse; andolsun ki; onu alnından tutup sürükleriz.
Kadri Çelik = Hayır! Eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, şüphesiz onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz.
Muhammed Esed = Hayır, eğer vazgeçmezse, onu alnından tutup sürükleyeceğiz,
Mustafa İslamoğlu = Yoo! Eğer o buna bir son vermediyse, elbet perçeminden yakalayacağız;
Ömer Nasuhi Bilmen = Yok, yok... Eğer nihâyet vermezse, elbette ki Biz o alnı sürükleyeceğizdir.
Ömer Öngüt = Hayır! Eğer bundan vazgeçmezse, yemin olsun ki onu perçeminden tutup sürükleriz.
Şaban Piriş = -Hayır! Eğer son vermezse, elbette perçeminden yakalayıp, sürükleriz.
Sadık Türkmen = Hayır hayır! Eğer vazgeçmezse, onu alnından/perçeminden (yaptıklarıyla) yakalayacağız;
Seyyid Kutub = Hayır eğer bundan vazgeçmezse onu perçeminden yakalarız.
Suat Yıldırım = (15-16) Hayır! Hayır! Olmaz böyle şey! Eğer bu tutumundan vazgeçmezse, onu perçeminden tutup cehenneme sürükleriz. Evet, o yalancı ve suçlu perçeminden tutup sürükleriz.
Süleyman Ateş = Hayır, (olmaz böyle şey), eğer bundan vazgeçmezse (onu) perçem(in)den yakalar (ateşe sürükler)iz,
Tefhim-ul Kuran = Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz;
Ümit Şimşek = Hele bir vazgeçmesin, onu alnından yakalarız:
Yaşar Nuri Öztürk = İş, sandığı gibi değil! Eğer vazgeçmezse yemin olsun, o alnı mutlaka tutup sürteceğiz!
İskender Ali Mihr = Hayır, eğer o gerçekten vazgeçmezse, mutlaka Biz, onu perçeminden (alnından) yakalarız (sürükleriz).
İlyas Yorulmaz = Hayır! O bu tutumundan vazgeçmezse, mutlaka onun alnından yakalayıp sürükleyeceğiz.