وَلَقَد تَّرَكْنَاهَا آيَةً فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ
Ve lekad tereknâhâ âyeten fe hel min muddekir(muddekirin).
ve lekad | : ve andolsun |
tereknâ-hâ | : onu bıraktık |
âyeten | : âyet, ibret |
fe | : böylece, buna rağmen |
hel min muddekirin | : tezekkür eden (ibret alan) var mı |
Diyanet İşleri = Andolsun, biz onu (tufan olayını) bir ibret olarak bıraktık. Var mı düşünüp öğüt alan?
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve andolsun ki bir delil olarak bıraktık onu, fakat bir ibret alan mı var?
Abdullah Parlıyan = Andolsun o geminin yapılışını veya tufan hadisesini veya geminin kalıntılarını açık bir belge, tarihi bir ibret ve ayet olarak bıraktık. Öyleyse yok mudur ondan ders almak isteyen?
Adem Uğur = Andolsun ki onu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur?
Ahmed Hulusi = Andolsun ki onu (tekneyi insanlar için) bir işaret olarak (geride) bıraktık! Düşünen yok mu?
Ahmet Tekin = Bu gemileri bir ibret, bir kalıntı olarak bıraktık. Düşünen ibret alan var mı hiç?
Ahmet Varol = Andolsun ki, bunu bir ibret olarak bıraktık. Fakat öğüt alan var mı?
Ali Bulaç = Andolsun, Biz bunu bir ayet olarak bıraktık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?
Ali Fikri Yavuz = Celâlim hakkı için, biz bu vak’ayı (veya gemiyi), bir alâmet (ve ibret dersi) olarak bıraktık; fakat düşünen mi var?
Ali Ünal = (Nihayet dağa oturdu ve onu) gerçeğe bir alâmet, bir ibret olsun diye yerinde bırakıp koruduk. Böyle iken, ibret alacak yok mudur?
Bayraktar Bayraklı = Andolsun ki, gemiyi bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur?
Bekir Sadak = And olsun ki Biz, o gemiyi bir ibret olarak biraktik; ogut alan yok mudur?
Celal Yıldırım = And olsun ki biz, o gemiyi bir âyet (açık belge ve tarihî bir ibret) olarak bıraktık. Acaba öğüt ve ibret alan var mıdır?
Cemal Külünkoğlu = Andolsun, biz o (tufan olayı)nı bir ibret olarak bıraktık. Var mı düşünüp öğüt alan?
Diyanet İşleri (eski) = And olsun ki Biz, o gemiyi bir ibret olarak bıraktık; öğüt alan yok mudur?
Diyanet Vakfi = Andolsun ki onu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur?
Edip Yüksel = Bunu bir ders olarak bıraktık. Öğüt alan yok mudur?
Elmalılı Hamdi Yazır = Celâlim hakkı için bıraktık ta onu bir âyet olarak, fakat düşünen mi var?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Andolsun ki, o gemiyi bir ibret olarak bıraktık. Fakat düşünen mi var ki,
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bunu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur?
Gültekin Onan = Andolsun, biz bunu bir ayet olarak bıraktık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?
Harun Yıldırım = Andolsun ki biz onu bir ayet olarak bıraktık. O halde var mı ibret alıp düşünen?
Hasan Basri Çantay = Andolsun ki biz bunu bir âyet olarak bırakmışızdır. O halde bir düşünüb ibret alan var mı?
Hayrat Neşriyat = Celâlim hakkı için, bunu (bu gemiyi ve tûfan alâmetlerini) bir ibret olarak bıraktık; o hâlde bir ibret alan var mı?
İbni Kesir = Andolsun ki Biz, onu bir ayet olarak bıraktık. Düşünüp ibret alan var mı?
Kadri Çelik = Şüphesiz biz bunu bir ayet olarak bıraktık. Fakat hatırlayıp kendine gelen var mı?
Muhammed Esed = Ve böyle (yüzen gemi)leri (insana rahmetimizin) ebedi bir işareti kıldık. Öyleyse, yok mudur ondan ders almak isteyen?
Mustafa İslamoğlu = Doğrusu Biz, bu (kıssayı) bir (ibret) belgesi olarak bıraktık: öyleyse yok mudur ders alan?
Ömer Nasuhi Bilmen = (15-16) Ve şanım hakkı için onu (o gemiyi) bir ibret olmak üzere bıraktık fakat hani yâd edip ibret alan? Artık Benim azabım ve korkutmam nasıl imiş?
Ömer Öngüt = Andolsun ki biz onu bir ibret olarak bıraktık. Öğüt alan yok mudur?
Şaban Piriş = Onu bir ayet (işaret) olarak bırakmıştık. İbret alan var mı?
Sadık Türkmen = Ant olsun, onu bir ibret olarak bıraktık. Düşünüp de ibret alan yok mudur?
Seyyid Kutub = Biz onu bir ibret dersi olarak geride bıraktık. İbret alan yok mu?
Suat Yıldırım = Biz bir ibret olsun diye, o gemiyi geriye bıraktık. Haydi, var mı ibret alan?
Süleyman Ateş = Bunu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur?
Tefhim-ul Kuran = Andolsun, biz bunu bir ayet olarak bıraktık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?
Ümit Şimşek = Biz onu geride bir ibret olarak bıraktık. Fakat hani ibret alacak olan?
Yaşar Nuri Öztürk = Yemin olsun ki, biz onu bir ibret ve işaret olarak arkaya bıraktık. Yok mu araştırıp öğüt alacak?
İskender Ali Mihr = Ve andolsun ki Biz, onu (o gemiyi) bir âyet (ibret) olarak bıraktık. Buna rağmen tezekkür eden (ibret alan) var mı?
İlyas Yorulmaz = Yalanlayan Nuh toplumunu da, gelecek kuşaklara ibret olarak bıraktık. Düşünen yok mudur?