اللّهُ يَسْتَهْزِئُ بِهِمْ وَيَمُدُّهُمْ فِي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ
Allâhu yestehziu bihim ve yemudduhum fî tugyânihim ya’mehûn(ya’mehûne).
allâhu | : Allah |
yestehziu | : alay eder |
bi-him | : onlarla |
ve | : ve |
yemuddu-hum | : onlara mühlet verir |
fî | : içinde |
tugyâni-him | : onların azgınlıkları |
ya’mehûne | : bocalarlar, şaşkın kalırlar |
Diyanet İşleri = Gerçekte Allah onlarla alay eder (alaylarından dolayı onları cezalandırır); azgınlıkları içinde bocalayıp dururlarken onlara mühlet verir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Allah onlarla alay eder, taşkınlıklarında, azgınlıklarında başı boş dolaşsınlar diye mühlet verir onlara.
Abdullah Parlıyan = Allah da bu alaycı tavırlarından dolayı, onlara hak ettikleri karşılığı verecek ve onları azgınlıklarıyla başbaşa bırakacak, şaşkınca bocalamaya terkedecektir.
Adem Uğur = Gerçekte, Allah onlarla istihza (alay) eder de azgınlıklarında onlara fırsat verir, bu yüzden onlar bir müddet başıboş dolaşırlar.
Ahmed Hulusi = (Hakikatleri olan Allâh'ı anlamamakta ısrarları dolayısıyla) Allâh kendileriyle alay ediyor ve basîretsizlikleri dolayısıyla azgınlıklarına müsaade ediyor!
Ahmet Tekin = Allah alayları sebebiyle onları cezalandıracak. Azgınlıkları içinde biraz daha bocalasınlar diye onlara mühlet vermiştir.
Ahmet Varol = Asıl, Allah onlarla alay etmekte ve taşkınlıkta ileri gitmeleri konusunda kendilerine fırsat vermektedir.
Ali Bulaç = (Asıl) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarına (belli bir) süre tanır.
Ali Fikri Yavuz = Cenâb’ı Allah münafıkları, ettikleri istihzanın cezası ile cezalandırır; ve azgınlıkları içinde başıboş dolaşmalarına mühlet verir.
Ali Ünal = (Bu davranışları, sadece kendileriyle âdeta alay edilmesini ve dalâleti istemekten başka bir şey olmadığı için) Allah da alaylarının karşılığını vermekte ve bir süre daha gayesiz, başıboş sürüklenip dursunlar diye azgınlıkları içinde onlara mühlet tanımaktadır.
Bayraktar Bayraklı = Allah onlarla alay ediyor ve taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarına süre tanıyor.
Bekir Sadak = Onlarla Allah alay eder ve taskinliklari icinde bocalar durumda birakir.
Celal Yıldırım = Allah onlarla alay eder de kendilerini taşkınlıkları içinde bocalar şekilde bırakır.
Cemal Külünkoğlu = Allah, (bu alaycı tavırlarından dolayı) onların alaylarına mukabele eder ve taşkınlıkları içinde serserice dolaşmalarına mühlet verir.
Diyanet İşleri (eski) = Onlarla Allah alay eder ve taşkınlıkları içinde bocalar durumda bırakır.
Diyanet Vakfi = Gerçekte, Allah onlarla istihza (alay) eder de azgınlıklarında onlara fırsat verir, bu yüzden onlar bir müddet başıboş dolaşırlar.
Edip Yüksel = ALLAH da, taşkınlıkları içinde bocalar durumda bırakarak onlarla alay eder.
Elmalılı Hamdi Yazır = Allah onlarla istihza ediyor da tuğyanları içinde bocalarlarken kendilerini sürüklüyor
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Asıl Allah onlarla alay ediyor ve taşkınlıkları içinde bocalarlarken kendilerini sürükleyip götürüyor.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Asıl) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde serserice dolaşmalarına mühlet verir.
Gültekin Onan = Tanrı da onlarla alay eder ve taşkınlıkları (tuğyan) içinde bocalamalarına / şaşkınca dolaşmalarına (ya'mehun) süre tanır.
Harun Yıldırım = Allah da onlarla alay eder ve azgınlıkları içerisinde bocalar bir halde kendilerine mühlet verir.
Hasan Basri Çantay = (Asıl) Allah onlarla istihza eder ve taşkınlıkları, azgınlıkları içinde serseri dolaşmalarına mühlet verir.
Hayrat Neşriyat = (Bil'akis) Allah onlarla alay eder ve onlara mühlet verir (de), azgınlıkları içinde bocalayıp dururlar.
İbni Kesir = Allah da onlarla istihza eder ve azgınlıklarında şaşkın bir halde dolaştırır.
Kadri Çelik = Allah da onlarla alay eder ve şaşkınlık içinde bocalayıp dursunlar diye onlara taşkınlıklarında mühlet verir.
Muhammed Esed = Allah da bu alaycı tavırlarından dolayı onlara hak ettikleri karşılığı verecek ve onları küstahlıkları ile baş başa şaşkınca bocalamaya terk edecektir.
Mustafa İslamoğlu = Allah da onların alaylarına karşılık verir ve onları kendi tuğyanlarına gömülmüş olarak bırakır, şaşkın şaşkın debelenirler.
Ömer Nasuhi Bilmen = Allah Teâlâ ise onlar ile istihzâ eder. Onları kendi azgınlıklarında şaşkın bir halde bırakır.
Ömer Öngüt = Allah da kendileriyle alay eder, azgınlıklarında onlara mühlet verir, bu yüzden onlar bir müddet başı-boş dolaşırlar.
Şaban Piriş = Allah da onlarla alay eder ve onları taşkınlıkları içinde şaşkın bir halde bırakır.
Sadık Türkmen = Allah da onlarla alay eder. Ve onlara mühlet verir. Onları azgınlıkları içinde bocalar hâlde bırakır.
Seyyid Kutub = Aslında onlarla alay eden ve kendilerini azgınlıkları içinde debelenmeye bırakan Allah'tır.
Suat Yıldırım = Allah da kendileriyle alay eder ve azgınlıklarında onlara mühlet verir; böylece onlar bir müddet başıboş dolaşırlar.
Süleyman Ateş = Allâh da kendileriyle alay eder ve onları bırakır; taşkınları içinde bocalayıp dururlar.
Tefhim-ul Kuran = Allah da onlarla alay eder ve tuğyan (azgınca taşkınlık) ları içinde şaşkınca dolaşmalarına (belli bir) süre verir.
Ümit Şimşek = Oysa Allah onları maskaraya çeviriyor. Ve onlara mühlet veriyor; onlar da azgınlıkları içinde bocalayıp duruyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk = Allah onlarla alay ediyor ve onları, kendi azgınlıkları içinde bocalar bir halde sürüklüyor.
İskender Ali Mihr = Allah da onlarla istihza (alay) eder ve onlara mühlet verir. Onlar, kendi azgınlıkları (isyanları) içinde bocalarlar.
İlyas Yorulmaz = Allah da onları, içinde bulundukları azgınlık içerisinde, bocalar bir halde bırakarak eğlenir.