وَأَنَّا مِنَّا الْمُسْلِمُونَ وَمِنَّا الْقَاسِطُونَ فَمَنْ أَسْلَمَ فَأُوْلَئِكَ تَحَرَّوْا رَشَدًا
Ve ennâ minnel muslimûne ve minnel kâsitûn(kâsitûne), fe men esleme fe ulâike teharrev reşedâ(reşeden).
ve ennâ | : ve gerçekten biz |
min-nâ | : bizden (bir kısmımız) |
el muslimûne | : Allah’a teslim olanlar |
ve min-nâ | : ve bizden (bir kısmımız) |
el kâsitûne | : kasitun olanlar, kalpleri kasiyet bağlamış olanlar |
fe | : artık, bundan sonra |
men | : kim |
esleme | : teslim oldu |
fe | : artık, bundan sonra |
ulâike | : işte onlar |
teharrev | : ararlar |
raşeden | : irşad olma |
Diyanet İşleri = “Kuşkusuz içimizde müslüman olanlar da var, hak yoldan sapanlar da var. Kim müslüman olursa, işte onlar doğruyu arayıp bulmuşlardır.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve gerçekten de bizden, Müslüman olanlar da var, gerçekten sapıp zulmedenler de; artık kimler Müslüman olursa onlardır doğruluk yolunu arayıp bulanlar.
Abdullah Parlıyan = Cinler devamla: “Ve gerçekten bizden müslümanlar da var, yaratılış gayesi dışında yaşayanlar da. Artık kim müslüman olmuş ise, en iyi yolu aramış ve bulmuştur.
Adem Uğur = İçimizde, (Allah'a) teslimiyet gösterenler de var, hak yoldan sapanlar da var. Teslimiyet gösteren kimseler, doğru yolu arayanlardır.
Ahmed Hulusi = "Bizden teslim olmuşlar da vardır, hükümlere âsi olan zâlimler de vardır. . . Teslim olanlar, hakikatin olgunluğuna talip olanlardır. "
Ahmet Tekin = 'İçimizde İslâm’ı yaşayan müslümanlar da var. Hak yoldan sapan zalimler de var. Müslüman olanlar, işte onlar doğru huzurlu ve aydınlık yolu arayanlardır.'
Ahmet Varol = Bizden Müslümanlar da var, haksızlık edenler (doğru yoldan sapanlar) da. Kim Müslüman olursa işte onlar doğruyu arayıp bulmuşlardır.
Ali Bulaç = "Ve elbette bizden müslüman olanlar da var, zulmedenler de. İşte (Allah'a) teslim olanlar, artık onlar 'gerçeği ve doğruyu' araştırıp bulanlardır."
Ali Fikri Yavuz = Gerçekten bizim içimizde (Kur’an’a ve Peygambere iman eden) müslümanlar da var, bizden (iman etmiyen) zalimler de var. Müslüman olanlar, işte onlar hidayeti arayanlardır; (ve ona lâyık bulunanlardır).
Ali Ünal = ‘Gerçek şu ki, içimizde Allah’a teslimiyet yolunu seçmiş olanlar bulunduğu gibi, yine içimizde Allah’a isyan yolunu seçmiş sapkınlar da var. Ama her kim Allah’a teslimiyet yolunu seçmişse, hiç şüphesiz onlar, doğruyu aramış ve bulmuş olanlardır.
Bayraktar Bayraklı = “Bizden Allah'a teslim olanlar da var, hak yoldan sapanlar da var. Müslüman olanlar doğruyu araştıranlardır.”
Bekir Sadak = «cimizde, kendini Allah'a vermis olanlar da, yazik edenler de vardir. Kendini Allah'a veren kimseler, iste onlar, dogru yolu arayanlar, ona layik olanlardir.»
Celal Yıldırım = Hakikat içimizde (Allah'a) teslimiyet gösterenler de var, kendine yazık eden haksızlar da var. İslâm'ı kabul edenler, doğru yolu arayıp seçenlerdir.
Cemal Külünkoğlu = “Kuşkusuz içimizde Müslüman olanlar da var, hak yoldan sapanlar da. Kim Müslüman olursa, işte onlar doğruyu arayıp bulmuşlardır.”
Diyanet İşleri (eski) = 'İçimizde, kendini Allah'a vermiş olanlar da, yazık edenler de vardır. Kendini Allah'a veren kimseler, işte onlar, doğru yolu arayanlar, ona layık olanlardır.'
Diyanet Vakfi = İçimizde, (Allah'a) teslimiyet gösterenler de var, hak yoldan sapanlar da var. Teslimiyet gösteren kimseler, doğru yolu arayanlardır.
Edip Yüksel = 'Aramızdan müslümanlar da var uzlaşmacılar da vardır.' Kim teslim olursa, işte gerçeği araştıranlar onlardır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve doğrusu bizler: bizlerden müslimler de var, haksızlar da var, müslim olanlar, işte onlar rüşd-ü savabı arıyanlardır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve doğrusu bizler: Bizlerden müslümanlar da var, bizlerden haksızlar da var. Müslüman olanlar, işte onlar doğru yolu arayanlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Ve biz, bizlerden müslümanlar da var, hak yoldan sapanlar da var. Müslüman olanlar, işte onlar doğru yolu arayanlardır.»
Gültekin Onan = "Ve elbette bizden müslüman olanlar da var, zulmedenler de. İşte (Tanrı'ya) teslim olanlar, artık onlar 'gerçeği ve doğruyu' araştırıp bulanlardır."
Harun Yıldırım = “Ve elbette bizden müslüman da vardır, zulmedenler de. Müslümanlar, onlar doğruyu arayanlardır.”
Hasan Basri Çantay = «Gerçek kimimiz müslümanlar, kimimiz ise zulmedenlerdir. Müslüman olan kişiler (yok mu?) işte onlar doğru yolu ara (yıb bul) muşlardır».
Hayrat Neşriyat = 'Doğrusu biz ki, bizden Müslüman olanlar da var ve içimizden (hak yoldan)sapanlar da var. Fakat kim Müslüman olursa, işte onlar doğru yolu aramışlardır.'
İbni Kesir = İçimizden teslim olanlar da vardır, kendilerine yazık edenler de. Kim teslim olursa; işte onlar, doğru yolu aramış olanlardır.
Kadri Çelik = “Ve elbette bizden Müslüman olanlar da var, hak yoldan sapanlar da. İşte (Allah'a) teslim olanlar, gerçekte kemali arayan kimselerdir.”
Muhammed Esed = Ama içimizde kendilerini Allah'a teslim edenler bulun(duğu doğrud)ur, tıpkı kendilerini zulme kaptıranlar bulunduğu gibi. Kendilerini Allah'a teslim edenler doğru ile eğriyi ayırd etme bilincine ulaşanlardır;
Mustafa İslamoğlu = Bununla beraber, içimizden Allah'a tam teslim olanlar da var, kendisine kötülük edenler de; ama her kim Allah'a teslim olursa, işte onlar doğru bir bilinç inşa etmenin hakkını verenlerdir.
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ve muhakkak ki, bizden müslümanlar da vardır ve bizden mütecavizler de vardır, artık kimler İslâmiyet'e nâil olmuşlar ise, işte onlar doğru yolu araştırmışlardır.»
Ömer Öngüt = "İçimizde kendini Allah'a vermiş müslümanlar da var, hak yolundan sapan zâlimler de var. Kendini Allah'a veren müslümanlar; işte onlar hidayet yolunu arayanlardır. "
Şaban Piriş = Bizden müslüman olanlar da var, sapmış olanlarımız da var. Müslüman olanlar, işte onlar doğru yola yönelenlerdir.
Sadık Türkmen = Doğrusu bizler; bizden teslim olanlar da var, sapıtıp zulmedenler de var. Kim teslim olursa işte onlar, doğru yolu araştırarak (Allah’a) yönelmiş olanlardır.
Seyyid Kutub = Aramızda Müslümanlar olduğu gibi gerçeğe sırt çevirenler de var. Müslüman olanlar, doğruyu arayıp bulanlardır.
Suat Yıldırım = "Bizden Allah’a itaat edenlerin yanında, hak yoldan sapan kâfirler de var. Allah’a itaat ve teslimiyet gösterenler, doğru yolu arayanlardır."
Süleyman Ateş = Ve biz, bizden müslümanlar da var ve bizden doğru yoldan sapanlar da var. Kimler müslüman olursa işte onlar doğru yolu aramışlardır.
Tefhim-ul Kuran = «Ve elbette bizden Müslüman olanlar da var, zulmedenler de. İşte (Allah'a) teslim olanlar, artık onlar 'gerçeği ve doğruyu' araştırıp bulanlardır.»
Ümit Şimşek = 'İçimizden Müslüman olanlar da var, haktan ayrılanlar da. Müslüman olanlar, doğru yolu arayıp bulmuş olanlardır.
Yaşar Nuri Öztürk = "Nihayet, bizden Allah'a teslim olanlar da var, haksızlığa sapıp çizgiden çıkanlar da var. Allah'a teslim olanlar, işte onlar, doğruyu ve hayrı aramışlardır.
İskender Ali Mihr = Ve gerçekten bizden, (Allah’a) teslim olanlar da var ve bizden kasitun (kalpleri kasiyet bağlamış) olanlar da var. Artık kim (Allah’a) teslim olmuşsa işte onlar, irşad olmayı (nefsin ve iradenin teslimini) arayanlardır (dileyenlerdir).
İlyas Yorulmaz = Bizim içimizden Allah’a teslim olmuşlar olduğu gibi, Allah’a başkalarını denk (ortak) tutanlarda var. Rabbine teslim olan kimse, onlar doğru olana hemen sarılanlardır.