قَالَ كَذَلِكَ أَتَتْكَ آيَاتُنَا فَنَسِيتَهَا وَكَذَلِكَ الْيَوْمَ تُنسَى
Kâle kezâlike etetke âyâtunâ fe nesîtehâ, ve kezâlikel yevme tunsâ.
Diyanet İşleri = Allah, “Evet, öyle. Âyetlerimiz sana geldi de sen onları unuttun. Aynı şekilde bugün de sen unutuluyorsun” der.
Abdulbaki Gölpınarlı = Böylece der, sana delillerim geldi de unutuverdin onları, işte sen de tıpkı o çeşit unutulmadasın bugün.
Abdullah Parlıyan = Allah da ona, şunun için diye cevap verecek: “Sana mesajlarımız gelmişti de, sen onları gözardı edip unutmuştun. Bu gün de sen, aynen öylece gözardı edilip, unutulacaksın.”
Adem Uğur = (Allah) buyurur ki: İşte böyle. Çünkü sana âyetlerimiz geldi; ama sen onları unuttun. Bugün de aynı şekilde sen unutuluyorsun!
Ahmed Hulusi = (Rabbi) dedi ki: "İşte böyle. . . Delillerimiz sana geldi de sen onları (değerlendirmeyi) unuttun. Bunun sonucu olarak bu süreçte unutulursun (mahrum kalırsın unutup hatırlamadıklarından)!"
Ahmet Tekin = Allah:'Sen de böyle yaptın. Sana âyetlerimiz geldi. Sen onları umursamadın, unuttun. Bugün de, aynı şekilde sen cezaya mahkûmiyet içinde unutuluyorsun.' buyurur.
Ahmet Varol = (Allah da) der ki: 'Öyledir. Sana ayetlerimiz gelmişti de, onları unutmuştun. Bugün de sen işte böyle unutulursun!'
Ali Bulaç = (Allah da) Der ki: "İşte böyle, sana ayetlerimiz gelmişti, fakat sen onları unuttun, bugün de sen işte böyle unutulmaktasın."
Ali Fikri Yavuz = Allah buyurur ki: “- Cezan böyle, sana ayetlerimiz geldi de onları unuttun. İşte (onları unuttuğun gibi) bugün de öylece unutuluyorsun (körlük ve azab içine bırakılıyorsun).”
Ali Ünal = “Öyledir;” buyurur Allah, “âyetlerimiz sana geldiğinde sen onları nasıl unutup bir kenara bıraktıysan, bugün de sen öyle unutulur, bir kenara atılırsın.”
Bayraktar Bayraklı = Allah, “İşte böyle, âyetlerimiz sana gelmişti de, sen onları unutmuştun. Bu gün de öylece unutulursun” der.
Bekir Sadak = Allah: «Boyledir, ayetlerimiz sana gelmisti de sen onlari unutmustun, bugun de oylece unutulursun» der.
Celal Yıldırım = Allah ona: Bu böyledir. Âyetlerimiz sana geldi ama sen onları unuttun (bir tarafa itip terkettin). Bugün de sen öylece unutulurda (Cehennem'e) terkedilirsin, buyurur, d).
Cemal Külünkoğlu = (Allah da:) “Evet öyle. Ayetlerimiz sana gelmişti de sen onları unutmuştun ve bugün de aynen öyle unutulmaktasın!” buyurur.
Diyanet İşleri (eski) = Allah: 'Böyledir, ayetlerimiz sana gelmişti de sen onları unutmuştun, bugün de öylece unutulursun' der.
Diyanet Vakfi = (Allah) buyurur ki: İşte böyle. Çünkü sana âyetlerimiz geldi; ama sen onları unuttun. Bugün de aynı şekilde sen unutuluyorsun!
Edip Yüksel = Der ki: 'Çünkü sana ayetlerimiz ve mucizelerimiz geldiğinde sen onları unuttun. Bugün de sen unutuluyorsun.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Buyurur ki: öyle, sana âyetlerimiz geldi de onları unuttun, bugün de böyle bırakılacaksın
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Allah: «Öyle, sana ayetlerimiz geldi de sen onları unuttun. Bugün de böyle bırakılacaksın.» buyurur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Allah: «Böyledir, sana âyetlerimiz gelmişti de onları sen unutmuştun, bugün de öylece unutulursun» der.
Gültekin Onan = (Tanrı da) Der ki: "İşte böyle, sana ayetlerimiz gelmişti, fakat sen onları unuttun, bugün de sen işte böyle unutulmaktasın."
Harun Yıldırım = (Allah) buyurur ki: İşte böyle. Çünkü sana âyetlerimiz geldi; ama sen onları unuttun. Bugün de aynı şekilde sen unutuluyorsun!
Hasan Basri Çantay = (Allah da şöyle) buyurmuşdur: «Öyledir. Sana âyetlerimiz geldi de sen onları unutdun. İşte bugün de sen öylece unutuluyorsun».
Hayrat Neşriyat = (Allah:) 'İşte böyle! Sana âyetlerimiz gelmişti de (sen) onları unutmuştun. Bugün de (sen) öyle unutulursun!' buyurur.
İbni Kesir = Allah buyurur ki: Öyledir işte. Sana ayetlerimiz gelmişti de sen onları unutmuştun. Bugün de sen öylece unutulursun.
Kadri Çelik = (Allah da) Der ki: “İşte böyle, sana ayetlerimiz gelmişti de sen onları unutuvermiştin. İşte bugün de sen böyle unutulmaktasın.”
Muhammed Esed = (Allah da ona:) "Şunun için," diye cevap verecek, "sana mesajlarımız gelmişti de sen onları gözardı etmiştin; ve bugün de aynen öyle gözardı edileceksin!"
Mustafa İslamoğlu = (Allah) "Böyle gerekiyordu" diyecek, "Sana Bizim ayetlerimiz ulaşmıştı, fakat sen onları unutmuştun; sonuçta bugün de sen unutulacaksın!
Ömer Nasuhi Bilmen = (Allah Teâlâ da) Buyuruyor ki: «Öyledir. Sana âyetlerimiz geldi, sen hemen onları unutuverdin. Bugün de sen öylece unutulursun.»
Ömer Öngüt = Allah: “İşte böyle. Sana âyetlerimiz gelmişti de, sen onları unuttun. Bugün de sen aynı şekilde unutuluyorsun!” buyurur.
Şaban Piriş = -İşte böyle, sana ayetlerimiz gelmişti de sen onları ihmal etmiştin? Bugün sende ihmal edilirsin, der.
Sadık Türkmen = (Allah) buyurdu ki: “İşte böyledir. Ayetlerimiz sana geldi. Oysa sen onları unuttun (görmezlikten geldin). Sen de bugün işte böyle unutulursun.”
Seyyid Kutub = Allah da ona der ki: «İşte böyle. Vaktiyle sana ayetlerim geldi de onları unutmuştun. Bugün de böylece tarafımdan unutulursun.
Suat Yıldırım = Buyurur ki: "Bu böyledir. Nasıl âyetlerimiz sana geldiğinde sen onları unuttuysan, bu gün de sen öyle unutulur, bir kenara atılırsın."
Süleyman Ateş = (Allâh) buyurur ki: "Nasıl sana âyetlerimiz geldiği zaman, sen onları unuttuysan, bugün de sen öyle unutulursun!"
Tefhim-ul Kuran = (Allah da) Der ki: «İşte böyle, sana ayetlerimiz gelmişti, fakat sen onları unuttun, bugün de sen işte böyle unutulmaktasın.»
Ümit Şimşek = 'Öyleydin,' buyurur Allah. 'Fakat âyetlerimiz sana geldiğinde sen onları unuttun. Bugün de sen böyle unutulursun.'
Yaşar Nuri Öztürk = Allah buyurur: "Ayetlerimiz sana geldiğinde sen böyle unutmuştun; bugün de sen aynı şekilde unutuluyorsun."
İskender Ali Mihr = (Allahû Tealâ): “İşte böyle, âyetlerimiz sana geldi fakat sen onları unuttun. Ve aynı şekilde (senin yaptığın gibi), o gün (de) sen unutulursun.” dedi.
İlyas Yorulmaz = Rabbi “İşte böyle! Sana dünyada iken ayetlerim gelmişti, sende onu unuttun. Böylece şimdi de sen, bugün unutulacaksın” dedi.