أَلا إِنَّهُمْ هُمُ الْمُفْسِدُونَ وَلَكِن لاَّ يَشْعُرُونَ
E lâ innehum humul mufsidûne ve lâkin lâ yeş’urûn(yeş’urûne).
e lâ | : değil mi, (öyle) değil mi |
inne-hum | : muhakkak ki onlar, gerçekten onlar |
hum | : onlar |
el mufsidûne | : fesat çıkaranlar |
ve | : ve |
lâkin | : lâkin, fakat |
lâ yeş’urûne | : (şuurunda) bilincinde olmazlar, |
Diyanet İşleri = İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Bilin ki onlardır fesatçılar ama anlamazlar.
Abdullah Parlıyan = Dikkat edin, gerçekte onlar bozgunculardır ama anlamazlar.
Adem Uğur = Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lâkin anlamazlar.
Ahmed Hulusi = Biline ki, kesinlikle onlar ifsat edenlerdir (olayı olması gerekenden saptıranlar); ne var ki bunun şuurunda değillerdir.
Ahmet Tekin = Aldanmayın, onlar, asıl onlar Allah’ın emrine karşı gelmeleri, isyanları sebebiyle bozguncudurlar. Fakat yaptıklarının farkında değiller.
Ahmet Varol = İyi bilinmelidir ki, asıl bozguncular onlardır ama bunun bilincinde değillerdir.
Ali Bulaç = Bilin ki; gerçekten, asıl fesatçılar bunlardır, ama şuurunda değildirler.
Ali Fikri Yavuz = İyi bilin ki, onlar, ortalığı ifsad edenlerdir. Lâkin şuurları yok, farkında değillerdir.
Ali Ünal = Asla! Hiç kuşkusuz onlar bozguncuların ta kendileridir ama, (gerçek idrakten yoksun bulundukları için, neyin ıslah neyin bozgunculuk olduğunun) farkında değillerdir.
Bayraktar Bayraklı = Onların bozguncu olduklarını iyi bilin. Lâkin onlar bunun farkında değillerdir.
Bekir Sadak = Iyi bilin ki, asil bozguncular kendileridir, lakin farkinda degillerdir.
Celal Yıldırım = Haberiniz olsun ki, onlar, onlardır ancak fesadçılar, ama farkında değillerdir.
Cemal Külünkoğlu = İyi bilin ki, onlar yozlaşmaya ve çürümeye yol açan kimselerdir ama bunun kendileri de farkında değillerdir.
Diyanet İşleri (eski) = İyi bilin ki, asıl bozguncular kendileridir, lakin farkında değillerdir.
Diyanet Vakfi = Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lâkin anlamazlar.
Edip Yüksel = Oysa onlardır asıl bozguncu; farkında bile değiller.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ha! Doğrusu bunlar ortalığı ifsat edenlerdir bunlar lâkin şuurları yok farkında değillerdir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ha! Doğrusu bunlar ortalığı karıştıranlardır. Fakat şuurları olmadığından farkında değillerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İyi bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir, fakat anlamazlar.
Gültekin Onan = Oysa asıl bozguncular / fesad çıkarıcılar onlardır; bilincinde (şuurunda) bile değiller.
Harun Yıldırım = Dikkat edin! Doğrusu onlar fesat çıkaranların tâ kendileridir, ne var ki onlar farkında değiller…
Hasan Basri Çantay = Gözünü aç, onlar muhakkak ki fesadcıların ta kendileridir. Fakat şuurlarını işletmezler.
Hayrat Neşriyat = Dikkat edin! Şübhesiz ki onlar, müfsidlerin (bozguncuların) ta kendileridir, fakat idrâk etmezler.
İbni Kesir = Bilesin ki onlar, fesadçıların ta kendileridir de bunun farında değiller.
Kadri Çelik = İyi bilin ki asıl fesat çıkaranlar kendileridir, lakin bilincinde değillerdir.
Muhammed Esed = Gerçekte onlar yozlaşmaya ve çürümeye yol açan kimselerdir, ama bunu (kendileri de) idrak etmezler.
Mustafa İslamoğlu = Aman dikkat, kesinlikle onlar fesatçıların ta kendileridirler, ama bunun farkında dahi değiller.
Ömer Nasuhi Bilmen = Haberiniz olsun ki müfsid olan şahıslar, onların kendileridir. Fakat bunu anlamazlar.
Ömer Öngüt = İyi bilin ki asıl ortalığı ifsat edenler kendileridir. Lâkin anlamazlar.
Şaban Piriş = İyi bilin ki asıl bozguncular kendileridir, fakat farkında değillerdir.
Sadık Türkmen = Iyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değiller.
Seyyid Kutub = İyi bilesiniz ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, fakat bunun farkında değildirler...
Suat Yıldırım = Gözünüzü açın, bunlar bozguncuların ta kendileridir, lâkin şuurları yok, farkında değiller.
Süleyman Ateş = İyi bilin ki, onlar bozgunculardır; fakat anlamazlar.
Tefhim-ul Kuran = Haberiniz olsun; gerçekten, asıl fesatçılar bunlardır, ama şuurunda değildirler.
Ümit Şimşek = Dikkat edin, onlar bozguncuların tâ kendisidir; lâkin bunun bilincinde değillerdir.
Yaşar Nuri Öztürk = Dikkat edin, gerçekte onlar, bozgun getirenlerin ta kendileridir de bunun bilincinde olmuyorlar.
İskender Ali Mihr = Gerçekten onlar, fesat çıkaranlar, onlar değil mi? Ve lâkin farkında değiller.
İlyas Yorulmaz = Hâlbuki! Yeryüzünü bozguna uğratanlar onlar değil mi? Fakat bunun bilincinde değiller.