وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لاَ تُفْسِدُواْ فِي الأَرْضِ قَالُواْ إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ
Ve izâ kîle lehum lâ tufsidû fîl ardı, kâlû innemâ nahnu muslihûn(muslihûne).
ve izâ | : ve o zaman, olunca |
kîle lehum | : onlara ..... denildi |
lâ tufsidû | : fesat çıkartmayın |
fî el ardı | : yeryüzünde |
kâlû | : dediler |
innemâ | : ancak, sadece |
nahnu | : biz |
muslihûne | : ıslâh ediciler, ıslâh edenler |
Diyanet İşleri = Bunlara, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde, “Biz ancak ıslah edicileriz!” derler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Onlara, yeryüzünde fesat çıkarmayın dendi mi, derler ki: Biz ıslâh edicileriz.
Abdullah Parlıyan = Onlara “Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayın” dendiği zaman: “Biz sadece düzelticileriz” diye cevap verirler.
Adem Uğur = Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, "Biz ancak ıslah edicileriz" derler.
Ahmed Hulusi = Onlara, arzda (yeryüzünde ve bedende) fesat çıkarmayın (varoluş amacına uygun olmayan şekilde hareket etmeyin), denildiğinde: "Biz ıslahçılarız (yerli yerinde kullananlarız)" dediler.
Ahmet Tekin = Onlara:'Yeryüzünde, ülkede nifak çıkararak, kâfirlerle işbirliği yaparak, mü’minleri bölerek fesat çıkarmayın, bozgunculuk yapmayın' denildiği zaman;'Biz düzen sağlayıcılarız, ıslah edicileriz, din ve dünya işlerini, sosyal ilişkileri düzgün yaşayanlarız' derler.
Ahmet Varol = Bu kimselere: 'Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın' denildiği zaman: 'Biz yalnızca düzeltenleriz' derler.
Ali Bulaç = Kendilerine: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde: "Biz sadece ıslah edicileriz" derler.
Ali Fikri Yavuz = Onlara: Yeryüzünde (küfür ve günah işleyerek, müminleri aldatarak) fesad çıkarmayın, denildiği zaman: “-Bizim işimiz, ıslâh etmektir.” derler.
Ali Ünal = (Hasta kalbleri ve ardı arkası kesilmez yalanlarıyla çıkarmaya çalıştıkları fitneler dolayısıyla) ne zaman kendilerine (mü’minlere düşen bir vazife olarak) “Memlekette bozgunculuk çıkarıp (bütün bir topluma zarar vermeyin!”) dense, “Ne münasebet! Biz, sadece ıslah edici, sulh ü salâhı temin edici insanlarız.” mukabelesinde bulunurlar.
Bayraktar Bayraklı = Onlara, “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın!” denildiğinde, “Biz ancak ıslah edici kimseleriz” derler.
Bekir Sadak = Kendilerine: «Yeryuzunde bozgunculuk yapmayin» dendigi zaman, «Bizler sadece islah edicileriz» derler.
Celal Yıldırım = Hem onlara : «Yeryüzünde fesad çıkarmayın» denildiğinde, «biz ancak ıslâh edicileriz» derler.
Cemal Külünkoğlu = Onlara: “Yeryüzünde yozlaşmaya ve bozgunculuğa yol açmayın” denildiğinde: “Biz sadece iyileştirmeye çalışıyoruz” derler.
Diyanet İşleri (eski) = Kendilerine: 'Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın' dendiği zaman, 'Bizler sadece ıslah edicileriz' derler.
Diyanet Vakfi = Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, «Biz ancak ıslah edicileriz» derler.
Edip Yüksel = Kendilerine, 'Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın,' denildiğinde 'Bizler sadece düzeltenleriz,' derler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hem bunlara yer yüzünü fesada vermeyin denildiği zaman biz ancak ıslahcılarız derler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlara: «Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın!» denildiği zaman: «Biz ancak düzelticileriz» derler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hem onlara: «Yeryüzünde fesat çıkarmayın.» denildiğinde: «Biz ancak ıslah edicileriz.» derler.
Gültekin Onan = Kendilerine "yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın" denildiğinde "bizler sadece düzeltenleriz / islah edicileriz" derler.
Harun Yıldırım = Onlara:“Yeryüzünde fesat çıkarmayın!” denildiğinde onlar: “Biz ancak ıslah edicileriz” derler.
Hasan Basri Çantay = Kendilerine «Yer (yüzün) de fesâd yapmayın» denildiği zaman «Biz ancak islâh edicileriz» derler.
Hayrat Neşriyat = Onlara: 'Yeryüzünde fesad çıkarmayın!' denildiği zaman ise: 'Biz ancak ıslâh edici kimseleriz' derler.
İbni Kesir = Kendilerine: yeryüzünde bozgun çıkarmayın, denildiğinde, biz ancak ıslah edicileriz, derler.
Kadri Çelik = Kendilerine, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiği zaman, “Bizler sadece ıslah edicileriz” derler.
Muhammed Esed = Onlara "Yeryüzünde yozlaşmaya ve çürümeye yol açmayın!" dediklerinde "Biz sadece düzeltmeye ve iyileştirmeye çalışıyoruz!" diye cevap verirler.
Mustafa İslamoğlu = Kendilerine "Yeryüzünde fesat çıkarmayın!" denildiğinde, "Biz sadece ıslahatçılarız" derler.
Ömer Nasuhi Bilmen = Onlara, «Yeryüzünde fesatta bulunmayınız,» denilince onlar, «Biz ancak ıslah edici kimseleriz,» derler.
Ömer Öngüt = Kendilerine: “Yeryüzünde fesat çıkarmayın!” denildiği zaman, “Biz ancak ıslah edicileriz. ” derler.
Şaban Piriş = Onlara: -Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın, dendiği zaman: -Bizler sadece ıslah edicileriz, derler.
Sadık Türkmen = Onlara: “Yeryüzünde fesat/terör çıkarmayın” denildiği zaman; “Bizler ancak ıslah edicileriz/düzelticileriz” derler.
Seyyid Kutub = Onlara «yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayın» denildiği vakit «Biz yapıcı, düzeltici kimseleriz» derler.
Suat Yıldırım = Ne zaman onlara: "Yeryüzüne fesat saçmayın!" denilse "Biz sadece barışçıyız, ortalığı düzeltmekten başka işimiz yok!" derler.
Süleyman Ateş = Onlara: "Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın," dendiği zaman: "Biz sadece düzelticileriz," derler.
Tefhim-ul Kuran = Kendilerine: «Yeryüzünde fesat çıkarmayın» denildiğinde: «Biz yalnızca ıslah edicileriz» derler.
Ümit Şimşek = Onlara 'Yeryüzünde bozgunculuk etmeyin' dendiğinde, 'Biz ancak düzeltiyoruz' derler.
Yaşar Nuri Öztürk = Onlara, "Yeryüzünde bozgun çıkartmayın" dendiğinde, "Tam tersine, bizler barış ve esenlik getirenleriz" demişlerdir.
İskender Ali Mihr = Onlara (Allah’a ulaşmayı dilemedikleri için, kalpleri engelli ve başkalarını hidayetten men ettikleri için Allah’ın hastalıklarını artırdığı insanlara): “Yeryüzünde fesat çıkarmayın (başkalarını Allah’ın yolundan men etmeyin)!” denildiği zaman: “Biz sadece ıslâh ediciyiz.” dediler.
İlyas Yorulmaz = Onlara yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayın denilince “Biz sadece ıslah edicileriz” derler.