أَفَحَسِبْتُمْ أَنَّمَا خَلَقْنَاكُمْ عَبَثًا وَأَنَّكُمْ إِلَيْنَا لَا تُرْجَعُونَ
E fe hasibtum ennemâ halaknâkum abesen ve ennekum ileynâ lâ turceûn(turceûne).
e | : mı |
fe | : öyleyse, artık |
hasibtum | : siz zannettiniz |
ennemâ | : olduğunu |
halaknâ-kum | : sizi yarattık |
abesen | : abes olarak, boş yere |
ve enne-kum | : ve muhakkak siz |
ileynâ | : bize |
lâ turceûne | : döndürülmeyecek |
Diyanet İşleri = “Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?”
Abdulbaki Gölpınarlı = Yoksa sizi ancak boşu boşuna yarattık gerçekten de dönüp tapımıza gelmeyeceksiniz mi sanıyordunuz?
Abdullah Parlıyan = Sizi boşuna ve amaçsız yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?
Adem Uğur = Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız?
Ahmed Hulusi = "Sizi boş yere yarattığımızı ve sizin gerçekten bize rücu ettirilmeyeceğinizi mi sandınız?"
Ahmet Tekin = 'Sizi kesinkes boş yere yarattığımızı mı, sizin, huzurumuza getirilip hesaba çekilmeyeceğinizi mi sandınız?
Ahmet Varol = Yoksa sizi boşuna yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?
Ali Bulaç = "Bizim, sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve gerçekten bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?"
Ali Fikri Yavuz = Sizi ancak boşuna yarattığımızı ve gerçekten bize döndürülmiyeceğinizi mi zannettiniz?”
Ali Ünal = (Ey insanlar!) Yoksa sizi eğlence olsun diye boşuna yarattığımızı ve hayatınızın hesabını vermek üzere Bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?
Bayraktar Bayraklı = “Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız?”
Bekir Sadak = (114-11) 5 Allah' «Pek az kaldiniz, keski bilseydiniz! Sizi bosuna yarattigimizi ve Bize dondurulmeyeceginizi mi sandiniz?» der.
Celal Yıldırım = Sizi boşuna, amaçsız yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız ?
Cemal Külünkoğlu = “Sizi ancak boşuna yarattığımızı ve gerçekten bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?”
Diyanet İşleri (eski) = (114-115) Allah' 'Pek az kaldınız, keşke bilseydiniz! Sizi boşuna yarattığımızı ve Bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?' der.
Diyanet Vakfi = Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız?
Edip Yüksel = 'Sizi boş yere yarattığımızı ve bize dönmeyeceğinizi mi sandınız?'
Elmalılı Hamdi Yazır = (Ey insanlar!) Yoksa sizi eğlence olsun diye boşuna yarattığımızı ve hayatınızın hesabını vermek üzere Bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Yoksa siz, Bizim sizi boş yere yarattığımızı ve Bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (114-11) 5 Allah' «Pek az kaldiniz, keski bilseydiniz! Sizi bosuna yarattigimizi ve Bize dondurulmeyeceginizi mi sandiniz?» der.
Gültekin Onan = "Bizim, sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve gerçekten bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?"
Harun Yıldırım = Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız?
Hasan Basri Çantay = «Ya sizi ancak boş yere yaratdığımızı ve sizin hakıykaten bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız»?
Hayrat Neşriyat = 'Sizi ancak boşuna yarattığımızı ve gerçekten siz bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?'
İbni Kesir = Sizi boşuna yarattığımızı ve Bize hiç döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?
Kadri Çelik = “Bizim, sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve sizin gerçekten bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?”
Muhammed Esed = Sizi boş ve anlamsız bir oyun için yarattığımızı ve Bize dönmek zorunda olmadığınızı mı sanıyordunuz?"
Mustafa İslamoğlu = Şimdi Bizim sizi boş yere ve amaçsız yarattığımız; dahası (hesap vermek için) Bize döndürülmeyeceğinizi sanıyorsunuz, öyle mi?
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ya siz zannettiniz mi ki, Biz sizi ancak bir abes yere yarattık ve hakikaten siz Bize döndürülmeyeceksiniz?»
Ömer Öngüt = “Bizim sizi boş yere yarattığımızı ve huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?”
Şaban Piriş = Sizi, boş yere yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?
Sadık Türkmen = “yoksa, sizi boş yere yarattığımızı mı sandınız? Bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sandınız?”
Seyyid Kutub = Sizi boşuna yarattığımızı ve huzurumuza döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?
Suat Yıldırım = "Bizim sizi boşuna yarattığımızı, Bizim huzurumuza dönüp hesap vermeyeceğinizi mi sandınız?"
Süleyman Ateş = "Bizim sizi boş yere, bir oyun ve eğlence olarak yarattığımızı ve sizin bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sandınız?"
Tefhim-ul Kuran = «Bizim, sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve sizin gerçekten bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?»
Ümit Şimşek = 'Yoksa sizi boş yere yarattığımızı ve bir daha huzurumuza dönmeyeceğinizi mi sandınız?'
Yaşar Nuri Öztürk = "Sizi, boş yere yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?"
İskender Ali Mihr = Öyleyse Bizim, sizi abes olarak (boş yere) yarattığımızı ve Bize döndürülmeyeceğinizi mi zannettiniz?
İlyas Yorulmaz = “Bizim sizi boşa yarattığımızı ve bize dönmeyeceğinizi mi zannediyordunuz?” dedi.