وَبَارَكْنَا عَلَيْهِ وَعَلَى إِسْحَقَ وَمِن ذُرِّيَّتِهِمَا مُحْسِنٌ وَظَالِمٌ لِّنَفْسِهِ مُبِينٌ
Ve bâraknâ aleyhi ve alâ ishâk(ishâka), ve min zurriyyetihimâ muhsinun ve zâlimun li nefsihi mubîn(mubînun).
ve bâreknâ | : ve bereket verdik, mübarek kıldık |
aleyhi | : ona |
ve alâ ishâka | : ve İshak’a |
ve min zurriyyeti-himâ | : ve ikisinin zürriyetinden |
muhsinun | : muhsin olan |
ve zâlimun | : ve zalim olan, zulmeden |
li nefsi-hi | : nefsine, kendine |
mubînun | : apaçık |
Diyanet İşleri = Onu da İshak’ı da uğurlu kıldık. Her ikisinin nesillerinden iyilik yapanlar da vardı, kendine apaçık zulmedenler de.
Abdulbaki Gölpınarlı = O'nu da, İshak'ı da uğurlu kıldık, ama onların soylarından iyi işler yapanlar da çıkacak, varoluş gayesi dışına çıkan da olacaktır.
Abdullah Parlıyan = O'nu da, İshak'ı da uğurlu kıldık, ama onların soylarından iyi işler yapanlar da çıkacak, varoluş gayesi dışına çıkan da olacaktır.
Adem Uğur = Kendisini ve İshak'ı mübarek (kutlu ve bereketli) eyledik. Lâkin her ikisinin neslinden iyi kimseler olacağı gibi, kendine açıktan açığa kötülük edenler de olacak.
Ahmed Hulusi = Onun üzerine de İshak'ın üzerine de bereket lütfettik. . . O ikisinin neslinden muhsin de var, kendi nefsine apaçık zulmeden de var.
Ahmet Tekin = Ona da, İshak'a da bereketler verdik. Onların soylarından iyilik eden de var, kendine açıkça haksızlık eden de.
Ahmet Varol = Ona da, İshak'a da bereketler verdik. Onların soylarından iyilik eden de var, kendine açıkça haksızlık eden de.
Ali Bulaç = Hem İbrahîm’e, hem İshâk’a bereketler verdik. Her ikisinin soyundan mümin olan da var, nefsine açık zulmeden de var.
Ali Fikri Yavuz = Hem İbrahîm’e, hem İshâk’a bereketler verdik. Her ikisinin soyundan mümin olan da var, nefsine açık zulmeden de var.
Ali Ünal = Onu ve İshâk ailesini mübarek kıldık. O ikisinin soyundan iyi iş yapanlar da, kendilerine açıkça zulmedenler de vardır.
Bayraktar Bayraklı = Kendisini ve Ishak'i mubarek kildik; ikisinin soyunda iyi olan da vardir, aciktan aciga kendisine yazik eden de vardir. *
Bekir Sadak = Kendisini ve Ishak'i mubarek kildik; ikisinin soyunda iyi olan da vardir, aciktan aciga kendisine yazik eden de vardir. *
Celal Yıldırım = Onu da, İshâk'ı da mübarek kıldık (üzerlerine feyiz, bereket ve rahmet indirdik). İkisinin soyundan iyiler de vardır; kendine açıkça zulmeden de vardır.
Cemal Külünkoğlu = Onu da, İshak'ı da mübarek kıldık (üzerlerine feyiz, bereket ve rahmet indirdik). İkisinin soyundan iyiler de vardır; kendine açıkça zulmedenler de.
Diyanet İşleri (eski) = Kendisini ve İshak'ı mübarek kıldık; ikisinin soyundan iyi olan da vardır, açıktan açığa kendisine yazık eden de vardır.
Diyanet Vakfi = (112-113) Sâlihlerden bir peygamber olarak O'na (İbrahim'e) İshak'ı müjdeledik. Kendisini ve İshak'ı mübarek (kutlu ve bereketli) eyledik. Lâkin her ikisinin neslinden iyi kimseler olacağı gibi, kendine açıktan açığa kötülük edenler de olacak.
Edip Yüksel = Ona da İshak'a da lütufta bulunduk. Kuşkusuz, ikisinin de soyundan hem iyi davrananlar var, hem kendisine zulmedenler.
Elmalılı Hamdi Yazır = onu ve İshak'ı kutsadık ama onların soyundan iyi işler yapan da çıkacak, kendisine açıkça zulmeden de.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = dahası onu ve İshak'ı mübarek kıldık: ama o ikisinin soyundan dürüst ve erdemli olan da var, kendisine açıkça zulmeden de.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ve onun üzerine ve İshak üzerine bereketler verdik ve ikisinin zürriyetinden muhsin olan da vardır ve nefsine apaçık zulmeden de.
Gültekin Onan = İbrahim'e de İshak'a da bereketler verdik. Lâkin her ikisinin neslinden iyi kimseler olacağı gibi, kendisine açıktan açığa zulmedenler de olacak.
Harun Yıldırım = Onu da İshak’ı da bereketlendirdik. Onların soyundan iyiler de, kendilerine gerçekten zulmedenler de vardır.
Hasan Basri Çantay = Ona ve İshak’a bereketler verdik. Onların neslinden iyi davranan da var, açıkça kendi benliğine zulmeden de var.
Hayrat Neşriyat = Ona da, İshâk’a da bereket verdik. Her ikisinin neslinden iyilik eden de, nefsine apaçık zulmeden de bulunur.
İbni Kesir = Kendisine de İshak’a da feyiz ve bereketler verdik. Onların neslinden gelenler arasında iyi davranan da var, kendi nefsine açıkça zulmeden de!
Kadri Çelik = Kendisine de, İshâk'a da bereketler verdik. Onların neslinden (gelenler arasında) iyi hareket eden de var, açıkça kendisine zulmeden de.
Muhammed Esed = onu ve İshak'ı kutsadık ama onların soyundan iyi işler yapan da çıkacak, kendisine açıkça zulmeden de.
Mustafa İslamoğlu = dahası onu ve İshak'ı mübarek kıldık: ama o ikisinin soyundan dürüst ve erdemli olan da var, kendisine açıkça zulmeden de.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onun üzerine ve İshak üzerine bereketler verdik ve ikisinin zürriyetinden muhsin olan da vardır ve nefsine apaçık zulmeden de.
Ömer Öngüt = İbrahim'e de İshak'a da bereketler verdik. Lâkin her ikisinin neslinden iyi kimseler olacağı gibi, kendisine açıktan açığa zulmedenler de olacak.
Şaban Piriş = Onu da İshak’ı da bereketlendirdik. Onların soyundan iyiler de, kendilerine gerçekten zulmedenler de vardır.
Sadık Türkmen = Ona ve İshak’a bereketler verdik. Onların neslinden iyi davranan da var, açıkça kendi benliğine zulmeden de var.
Seyyid Kutub = Kendisini ve İshak'ı kutlu ve bereketli kıldık. Her ikisinin neslinden iyi kimseler olacağı gibi, açıkça kendisine zulmeden de olacaktır.
Suat Yıldırım = Kendisine de İshak’a da feyiz ve bereketler verdik. Onların neslinden gelenler arasında iyi davranan da var, kendi nefsine açıkça zulmeden de!
Süleyman Ateş = Kendisine de, İshâk'a da bereketler verdik. Onların neslinden (gelenler arasında) iyi hareket eden de var, açıkça kendisine zulmeden de.
Tefhim-ul Kuran = Ona da, İshak'a da bereketler verdik. İkisinin soyundan, ihsanda bulunan (muhsin olan) da var, açıkça kendi nefsine zulmetmekte olan da.
Ümit Şimşek = Onu da, İshak'ı da kutlu ve uğurlu kıldık. İkisinin neslinden de hem iyi kulluk edenler var, hem de kendisine açıkça zulmedenler.
Yaşar Nuri Öztürk = Ona da İshak'a da bereketler lütfettik. Onların zürriyetlerinden iyi düşünüp iyi davranan da var, öz benliğine açıkça zulmeden de var.
İskender Ali Mihr = Ve O’na (Hz. İbrâhîm’e) ve İshak’a bereket verdik (mübarek kıldık). Ve ikisinin zürriyetinden muhsin olan (da), nefsine apaçık zulmeden (de) var.
İlyas Yorulmaz = İbrahim ve İshak’a bereketler yağdırdık. Onların neslinden güzel davrananlar olduğu gibi, açıkça kendi nefislerine zulmedenler de oldu.