Önceki Ayet Sonraki Ayet  
37. Sûre Sâffât/114

 وَلَقَدْ مَنَنَّا عَلَى مُوسَى وَهَارُونَ

  Ve lekad menennâ alâ mûsâ ve hârûn(hârûne).

Kelime Karşılaştırma
ve lekad : ve andolsun
menennâ : ni’metlendirdik
alâ : üzerine, ... a
mûsâ : Musa
ve hârûne : ve Harun
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Andolsun, biz Mûsâ’ya ve Hârûn’a da lütufta bulunduk.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve andolsun ki biz, Mûsâ'ya ve Hârûn'a nîmetler verdik.

 Abdullah Parlıyan = Ve andolsun ki, biz Musa'ya ve Harun'a bol bol nimetler verdik.

 Adem Uğur = Andolsun biz Musa'ya da Harun'a da nimetler verdik.

 Ahmed Hulusi = Andolsun ki Musa ve Harun'a da lütufta bulunduk!

 Ahmet Tekin = Andolsun, biz Mûsâ’ya ve Hârûn’a da ihsanlarda bulunduk, nimetler verdik.

 Ahmet Varol = Andolsun ki, biz Musa'ya ve Harun'a da lütufta bulunduk.

 Ali Bulaç = Andolsun, biz Musa'ya ve Harun'a lütufta bulunduk.

 Ali Fikri Yavuz = Gerçekten biz, Mûsa ile Harûn’u da (peygamberlikle) nimetlendirdik.

 Ali Ünal = Musa ve Harun’a da lütf u ihsanda bulunduk.

 Bayraktar Bayraklı = Andolsun, biz Mûsâ ve Hârûn'a da lütufta bulunduk.[470]

 Bekir Sadak = And olsun ki Musa ve Harun'a da iyilikte bulunmustuk.

 Celal Yıldırım = And olsun ki, biz, Musâ İle Harun'a (peygamberliğin) bereketli nîmetini verdik.

 Cemal Külünkoğlu = Andolsun biz Musa'ya da, Harun'a da ihsanda bulunduk.

 Diyanet İşleri (eski) = And olsun ki Musa ve Harun'a da iyilikte bulunmuştuk.

 Diyanet Vakfi = Andolsun biz Musa'ya da Harun'a da nimetler verdik.

 Edip Yüksel = Biz Musa'ya ve Harun'a iyilikte bulunmuştuk.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Celâlim hakkı için Musâ ile Harûnu da minnetdâr eyledik

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Andolsun ki, Musa ile Harun'u da minnettar ettik.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Andolsun ki biz Musa ile Harun'a da nimetler verdik.

 Gültekin Onan = Andolsun, biz Musa'ya ve Harun'a lütufta bulunduk.

 Harun Yıldırım = Andolsun biz Musa'ya da Harun'a da nimetler verdik.

 Hasan Basri Çantay = Andolsun biz Muusâya da, Hâruuna da nimetler verdik.

 Hayrat Neşriyat = Celâlim hakkı için, Mûsâ ve Hârûn’a da ihsanda bulunduk!

 İbni Kesir = Andolsun ki; Musa ve Harun'a da lutuf da bulunmuştuk.

 Kadri Çelik = Şüphesiz biz Musa'ya ve Harun'a lütufta bulunduk.

 Muhammed Esed = Biz, Musaya ve Harun'a da lütufta bulunduk;

 Mustafa İslamoğlu = Doğrusu Biz Musa'ya ve Harun'a da lütufta bulunmuştuk:

 Ömer Nasuhi Bilmen = (114-115) Andolsun ki, Mûsa ve Harun üzerine de ihsanda bulunduk. Ve ikisini de ve kavimlerini de pek büyük bir gamdan kurtardık.

 Ömer Öngüt = Andolsun ki Musa ve Harun'a da lütuflarda bulunduk.

 Şaban Piriş = Musa ve Harun’a da lütuflarda bulunmuştuk.

 Sadık Türkmen = Ve ant OLSUN ki, Biz Musa’ya ve Harun’a da iyilikte bulunduk.

 Seyyid Kutub = Andolsun Musa'ya ve Harun'a da lütuflarda bulunduk.

 Suat Yıldırım = Biz Mûsa ile Harun’a da nübüvvet vererek ihsanda bulunduk.

 Süleyman Ateş = Andolsun Mûsâ'ya ve Hârûn'a da lutuflarda bulunduk.

 Tefhim-ul Kuran = Andolsun, biz Musa'ya ve Harun'a lütufta bulunduk.

 Ümit Şimşek = Biz Musa ile Harun'a da lütufta bulunduk.

 Yaşar Nuri Öztürk = Yemin olsun, biz Mûsa ve Hârun'a da lütufta bulunduk.

 İskender Ali Mihr = Ve andolsun ki Musa (A.S)’ı ve Harun (A.S)’ı ni’metlendirdik.

 İlyas Yorulmaz = Biz Musa ve Harun’a da iyilikler yaptık.