فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَ
Fe lâktehamel akabete.
fe | : fakat |
lâ ıktehame | : katlanmadı, geçmedi, aşmadı |
el akabete | : akabe, sarp yokuş, dik yokuş, zor iş |
Diyanet İşleri = Fakat o, sarp yokuşa atılmadı.
Abdulbaki Gölpınarlı = Derken dayanmadı o yokuşa.
Abdullah Parlıyan = Ama o sarp yokuşa tırmanıp geçemedi…
Adem Uğur = Fakat o, sarp yokuşu aşamadı.
Ahmed Hulusi = El Akabe'ye (o sarp yokuşa) tırmanmayı göze alamadı (insan)!
Ahmet Tekin = Fakat o, hayır işleyerek, kötülükleri terk ederek zor şeylere göğüs geremedi, sarp yokuşta, zorlu yolda yürüyemedi.
Ahmet Varol = Fakat o sarp yokuşu aşmaya girişmedi.
Ali Bulaç = Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi.
Ali Fikri Yavuz = Fakat o, çetin işe atılmadı, (kendisine verilen bunca nimetlere şükretmedi).
Ali Ünal = Fakat o, sarp yokuşu aşmak için hiçbir gayret sarfetmiyor.
Bayraktar Bayraklı = (11-16) Fakat insan, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin? Köle âzat etmektir veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut toprakta sürünen bir yoksulu doyurmaktır.
Bekir Sadak = Ama o, zor gecidi asmaya girisemedi.
Celal Yıldırım = Ama o sarp geçidi geçmeye katlanmadı.
Cemal Külünkoğlu = Fakat o, çetin işe atılmadı.
Diyanet İşleri (eski) = Ama o, zor geçidi aşmaya girişemedi.
Diyanet Vakfi = (11-16) Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut aç açık bir yoksulu doyurmaktır.
Edip Yüksel = Ne var ki zor yola katlanamadı.
Elmalılı Hamdi Yazır = Fakat o göğüs veremedi o (akabeye) sarp yokuşa
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Fakat o sarp yokuşa göğüs veremedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Fakat o, o sarp yokuşa göğüs veremedi.
Gültekin Onan = Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi.
Harun Yıldırım = Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi.
Hasan Basri Çantay = Fakat o, sarp yokuşa saldıramadı.
Hayrat Neşriyat = Fakat (o), sarp yokuşu aşamadı.
İbni Kesir = Ama o, sarp yokuşu aşmaya girişemedi.
Kadri Çelik = Ama o, zor geçide yüklenip girmedi.
Muhammed Esed = Ama o, sarp yokuşa tırmanmayı denemedi...
Mustafa İslamoğlu = Fakat o, (ucunda cennet olan) sarp yokuşu tırmanmak için hiçbir bedel ödemedi.
Ömer Nasuhi Bilmen = (10-12) Ve Biz ona iki de tepe yolu gösterdik. Fakat o, o sarp yokuşu geçemedi. O sarp yokuşun ne olduğunu sana ne şey bildirdi?
Ömer Öngüt = Fakat o, sarp geçidi geçmeye katlanamadı.
Şaban Piriş = O zor geçidi aşamadı.
Sadık Türkmen = Ama o, sarp yokuşu aşamadı.
Seyyid Kutub = Fakat o zor geçidi aşmaya girişmedi.
Suat Yıldırım = Fakat o sarp yokuşu aşmaya çalışmadı. (Böyle yaparak verilen nimetlerin şükrünü eda etmedi.)
Süleyman Ateş = Fakat o, sarp yokuşa atılamadı.
Tefhim-ul Kuran = Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi.
Ümit Şimşek = Fakat o sarp yokuşu aşamadı.
Yaşar Nuri Öztürk = Akabeye, sarp yokuşa atılamadı o.
İskender Ali Mihr = Fakat o akabeyi (sarp yokuşu) aşmadı.
İlyas Yorulmaz = Fakat o henüz sarp yokuşa tırmanmadı.