فَفَتَحْنَا أَبْوَابَ السَّمَاء بِمَاء مُّنْهَمِرٍ
Fe fetahnâ ebvâbes semâi bi mâin munhemir(munhemirin).
Diyanet İşleri = Biz de göğün kapılarını dökülürcesine yağan bir yağmurla açtık.
Abdulbaki Gölpınarlı = Derken açtık göklerin kapılarını da şarıl şarıl ardı gelmez yağmurlar yağdırdık.
Abdullah Parlıyan = Biz de seller gibi akan bir su ile göğün kapılarını açtık
Adem Uğur = Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Ahmed Hulusi = Biz de kuvvetle dökülen bir su ile semânın kapılarını açtık!
Ahmet Tekin = Biz de, derhal, göğün kapılarını açtık. Kapılardan nehir gibi sular aktı.
Ahmet Varol = Biz de bardaktan boşanırcasına dökülen bir suyla göğün kapılarını açtık.
Ali Bulaç = Biz de 'bardaktan boşanırcasına akan' bir su ile göğün kapılarını açtık.
Ali Fikri Yavuz = Bunun üzerine, biz de bardakdan boşanırcasına bir yağmur ile göğün kapılarını açtık.
Ali Ünal = Biz de (duasını kabul buyurup), göğün kapılarını açtık da, sular boşalmaya durdu.
Bayraktar Bayraklı = Biz de gök kapılarını, devamlı yağan bir yağmurla açtık.
Bekir Sadak = Biz de bunun uzerine gok kapilarin bosanan sularla actik.
Celal Yıldırım = Bunun üzerine göğün kapılarını sağnak halinde boşanan su ile açıverdik.
Cemal Külünkoğlu = Biz de göğün kapılarını açarak bardaktan su boşanır gibi yağmur yağdırdık.
Diyanet İşleri (eski) = Biz de bunun üzerine gök kapılarını boşanan sularla açtık.
Diyanet Vakfi = Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Edip Yüksel = Bunun üzerine göğün kapılarını boşanan sularla açtık.
Elmalılı Hamdi Yazır = Bunun üzerine Göğün kapılarını açtık dökülen bir su ile şakır şakır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bunun üzerine göğün kapılarını şakır şakır dökülen bir su ile açtık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Biz de boşalan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Gültekin Onan = Biz de 'bardaktan boşanırcasına akan' bir su ile göğün kapılarını açtık.
Harun Yıldırım = Biz de bardaktan boşalırcasına akan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Hasan Basri Çantay = Bunun üzerine biz de şarıl şarıl dökülen bir suya gök kapılarını açdık.
Hayrat Neşriyat = Bu yüzden (biz de) sağanak hâlinde boşanan bir su (bir yağmur) ile gök kapılarını açtık!
İbni Kesir = Bunun üzerine Biz de gök kapılarını boşanan sularla açmıştık.
Kadri Çelik = Biz de bardaktan boşanırcasına akan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Muhammed Esed = Biz de seller gibi akan bir su ile göğün kapılarını açtık
Mustafa İslamoğlu = Biz de bardaktan boşanırcasına dökülen bir su ile semanın kapılarını açtık;
Ömer Nasuhi Bilmen = (11-12) Biz de gök kapılarını bir çok su ile açtık (pek müthiş bir yağmur yağdırdık). Ve yeri de pınarlar halinde fışkırttık. Artık su, takdir edilmiş bir emre binaen birbirine kavuşuverdi.
Ömer Öngüt = Biz de derhal göğün kapılarını sağanak halinde boşanan bir su ile açıverdik.
Şaban Piriş = Bunun üzerine biz de göğün kapılarını şiddetle boşanan sulara açtık.
Sadık Türkmen = Biz de bardaktan boşanırcasına akan bir su ile, gökyüzünün kapılarını açtık.
Seyyid Kutub = Göğün kapılarını açarak bardaktan su boşanır gibi bir yağmur yağdırdık.
Suat Yıldırım = Biz de derhal, boşalan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Süleyman Ateş = Biz de boşalan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Tefhim-ul Kuran = Biz de 'bardaktan boşanırcasına akan' bir su ile göğün kapılarını açtık.
Ümit Şimşek = Biz de gök kapılarını açıp suyu boşalttık.
Yaşar Nuri Öztürk = Biz de açtık gök kapılarını seller gibi akan bir su ile.
İskender Ali Mihr = Bunun üzerine, semanın kapılarını gürül gürül akan suya açtık.
İlyas Yorulmaz = Biz de suların boşalması için göğün kapılarını açtık.