Önceki Ayet Sonraki Ayet  
18. Sûre Kehf/11

 فَضَرَبْنَا عَلَى آذَانِهِمْ فِي الْكَهْفِ سِنِينَ عَدَدًا

  Fe darabnâ alâ âzânihim fîl kehfi sinîne adedâ(adeden).

Kelime Karşılaştırma
fe : o zaman, böylece, böylelikle
darabnâ : vurduk, yatırdık, uyuttuk
alâ : üzerine, ...e, ...a
âzâni-him : onların kulakları
fî el kehfi : mağarada, mağara içinde
sinîne : seneler, yıllar
adeden : adet, sayı
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Bunun üzerine biz de nice yıllar onların kulaklarını (dış dünyaya) kapattık (Onları uyuttuk).

 Abdulbaki Gölpınarlı = Onları bir uykuya daldırdık, yıllarca hiçbir şey duymadılar.

 Abdullah Parlıyan = Biz de bunun üzerine mağarada, onların kulaklarını nice yıllar sağırlaştırdık, yıllarca hiç birşey duymadılar.

 Adem Uğur = Bunun üzerine biz de o mağarada onların kulaklarına nice yıllar perde koyduk (uykuya daldırdık.)

 Ahmed Hulusi = Bu sebeple uzun yıllar o mağarada onların kulakları üzerine vurduk (algılamalarını dünyaya kapadık, uyuttuk).

 Ahmet Tekin = Bunun üzerine, biz de o mağarada, nice yıllar, dışardan gelecek seslere, onların kulaklarını kapattık. Onları derin uykuya daldırdık.

 Ahmet Varol = Bunun üzerine mağarada nice yıllar onları ağır bir uykuya daldırdık.

 Ali Bulaç = Böylelikle mağarada yıllar yılı onların kulaklarına vurduk (derin bir uyku verdik).

 Ali Fikri Yavuz = Bunun üzerine, nice seneler mağarada üzerlerine uyku bıraktık ve kendilerini (üç yüz dokuz yıl) uyuttuk.

 Ali Ünal = Bunun üzerine onları mağaranın içinde yıllarca sürecek derin bir uykuya yatırdık.

 Bayraktar Bayraklı = Bunun üzerine biz de o mağarada onların kulaklarına nice yıllar perde koyduk/onları uykuya daldırdık.

 Bekir Sadak = (11-12) Magaranin icinde onlari yillarca uyuttuk; sonra, iki taraftan hangisinin bekledikleri sonucu iyi hesaplamis oldugunu belirtmek icin onlari uyandirdik.*

 Celal Yıldırım = Bu sebeple mağarada nice yıllar onların kulakları üzerine (duymamaları için engel) koyduk.

 Cemal Külünkoğlu = Bunun üzerine biz de nice yıllar onların kulaklarını (dış dünyaya) kapatmış ve onları uyutmuştuk.

 Diyanet İşleri (eski) = (11-12) Mağaranın içinde onları yıllarca uyuttuk; sonra, iki taraftan hangisinin bekledikleri sonucu iyi hesaplamış olduğunu belirtmek için onları uyandırdık.

 Diyanet Vakfi = Bunun üzerine biz de o mağarada onların kulaklarına nice yıllar perde koyduk (uykuya daldırdık.)

 Edip Yüksel = Bunun üzerine sayılı yıllar süresince mağarada kulaklarını kapadık.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bunun üzerine müteaddid seneler kehifte kulakları üzerine vurduk

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bunun üzerine yıllarca mağarada kulakları üzerine vurduk (uyuttuk).

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bunun üzerine biz de kulaklarını tıkayarak mağarada onları yıllarca uyuttuk.

 Gültekin Onan = Böylelikle mağarada yıllar yılı onların kulaklarına vurduk (derin bir uyku verdik).

 Harun Yıldırım = Bunun üzerine biz de onların kulaklarına mağarada nice yıllar perde koyduk, uzun yıllar orada uyuttuk.

 Hasan Basri Çantay = Bunun üzerine biz nice yıllar mağarada onların kulaklarına (perde) vurduk.

 Hayrat Neşriyat = Bunun üzerine o mağarada kulaklarına nice yıllar (perde) vurduk (uykuya daldırdık).

 İbni Kesir = Bunun üzerine yıllarca mağarada onların kulaklarına perde vurduk.

 Kadri Çelik = Böylelikle mağarada yıllar yılı onların kulaklarına (bir perde) vurduk.

 Muhammed Esed = Biz de bunun üzerine mağarada onların kulaklarını yıllarca (dış dünyaya) kapalı tuttuk,

 Mustafa İslamoğlu = Bunun üzerine Biz de kulaklarına, yıllar boyu onları (dış dünyaya) kapatan bir (mühür) vurduk.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Bunu müteakip onları kulakları üzerine mağarada senelerce (perde) vurmuş olduk.

 Ömer Öngüt = Bunun üzerine biz de mağarada nice yıllar onların kulaklarına perde koyduk.

 Şaban Piriş = (11-12) Mağarada onları yıllarca uyuttuk. Sonra iki gruptan hangisinin bekledikleri sonucu daha iyi hesaplamış olduğunu belirtmek için onları kaldırdık.

 Sadık Türkmen = Böylece biz de nice yıllar o mağara içinde onları uyuttuk.

 Seyyid Kutub = Bunun üzerine biz de onların kulaklarına mağarada nice yıllar perde koyduk, uzun yıllar orada uyuttuk.

 Suat Yıldırım = Bunun üzerine mağarada onları uykuya daldırdık. Nice yıllar öylece kaldılar.

 Süleyman Ateş = Bunun üzerine mağarada nice yıllar onların kulaklarına ağırlık vurduk (onları derin bir uykuya daldırdık)

 Tefhim-ul Kuran = Böylelikle mağarada yıllar yılı onların kulaklarına (ağır bir uyku) vurduk.

 Ümit Şimşek = Biz de onları mağarada pek çok seneler boyunca uyuttuk.

 Yaşar Nuri Öztürk = Bunun üzerine birçok yıl boyunca mağarada onların kulakları üzerine ağırlık vurduk.

 İskender Ali Mihr = Böylece mağarada kulakları üzerine (kalplerinin zikrini duyabilmeleri için yan üstü) senelerce yatırdık (uyuttuk).

 İlyas Yorulmaz = Bizde, onların uzun seneler mağarada uyanmadan kalmalarını sağlamak için kulaklarını tıkadık.