Önceki Ayet Sonraki Ayet  
56. Sûre Vâkı’a/49

 قُلْ إِنَّ الْأَوَّلِينَ وَالْآخِرِينَ

  Kul innel evvelîne vel âhirîn(âhirîne).

Kelime Karşılaştırma
kul : de
inne : muhakkak
el evvelîne : evvelkiler
ve el âhirîne : ve sonrakiler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (49-50) De ki: “Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir günün belli bir vaktinde toplanacaklardır.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = De ki: Şüphe yok, öncekiler de, sonra gelenler de.

 Abdullah Parlıyan = De ki: "Şüphesiz, öncekiler de ve sonrakiler de."

 Adem Uğur = (Ey Rasûlüm, o münkirlere) söyle: “- Muhakkak bütün evvelkiler ve sonrakiler,

 Ahmed Hulusi = De ki: “Hem şu ana kadar yaşayıp gitmiş olanlar, hem de siz ve sizden sonra gelecekler,

 Ahmet Tekin = (47-50) Şöyle diyorlardı: “Ölüp, toprak ve kemik olduktan sonra mı yeniden diriltileceğiz? Eski atalarımız da mı?” De ki: “Şüphesiz öncekiler de, sonrakiler de, belli bir günün randevusunda bir araya getirileceklerdir.”

 Ahmet Varol = De ki: 'Şüphesiz öncekiler de sonrakiler de.

 Ali Bulaç = De ki: "Şüphesiz, öncekiler de ve sonrakiler de."

 Ali Fikri Yavuz = (Ey Rasûlüm, o münkirlere) söyle: “- Muhakkak bütün evvelkiler ve sonrakiler,

 Ali Ünal = De ki: “Hem şu ana kadar yaşayıp gitmiş olanlar, hem de siz ve sizden sonra gelecekler,

 Bayraktar Bayraklı = (47-50) Şöyle diyorlardı: “Ölüp, toprak ve kemik olduktan sonra mı yeniden diriltileceğiz? Eski atalarımız da mı?” De ki: “Şüphesiz öncekiler de, sonrakiler de, belli bir günün randevusunda bir araya getirileceklerdir.”

 Bekir Sadak = (49-50) De ki: «suphesiz oncekiler de, sonrakiler de belli bir gunun belirli bir vaktinde toplanacaklardir.»

 Celal Yıldırım = (49-50) De ki: Öncekiler de, sen rakiler de mutlaka belli bir günün belirlenmiş vaktinde elbette biraraya toplanacaklar..

 Cemal Külünkoğlu = (49-50) “De ki: Hem öncekiler hem de sonrakiler, bilinen bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır.”

 Diyanet İşleri (eski) = (49-50) De ki: 'Şüphesiz öncekiler de, sonrakiler de belli bir günün belirli bir vaktinde toplanacaklardır.'

 Diyanet Vakfi = De ki: Hem öncekiler hem de sonrakiler,

 Edip Yüksel = De ki, 'Öncekiler de, sonrakiler de.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = De ki: Muhakkak bütün evvelîn ve âhirîn

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = De ki: «Muhakkak. Öncekilerin ve sonrakilerin tümü,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = De ki: «Öncekiler ve sonrakiler»

 Gültekin Onan = De ki: "Şüphesiz, öncekiler de ve sonrakiler de."

 Harun Yıldırım = De ki: “Şüphesiz öncekiler de sonrakiler de.”

 Hasan Basri Çantay = Söyle: «Şüphesiz hem evvelkiler, hem sonrakiler,

 Hayrat Neşriyat = (49-50) De ki: 'Şübhe yok ki öncekiler de, sonrakiler de, bilinen bir günün belli bir vaktinde elbette toplanacak olanlardır.'

 İbni Kesir = De ki: Şüphesiz hem öncekiler, hem sonrakiler,

 Kadri Çelik = De ki: “Şüphesiz öncekiler de sonrakiler de…”

 Muhammed Esed = De ki: "Daha önce yaşamış olanlar da, sonrakiler de

 Mustafa İslamoğlu = De ki: "Şüphesiz hem öncekiler hem de sonrakiler,

 Ömer Nasuhi Bilmen = (48-50) «Ve bizlerin evvelce geçmiş atalarımız da mı?» De ki: «Şüphe yok evvelkiler de, sonrakiler de,». «Elbette malum bir günün muayyen bir vaktinde toplanılmış (olacaklardır).»

 Ömer Öngüt = De ki: "Hem öncekiler, hem sonrakiler. "

 Şaban Piriş = De ki: -Öncekiler de sonrakiler de.

 Sadık Türkmen = De ki: “Şüphesiz öncekiler de sonrakiler de.

 Seyyid Kutub = De ki: «Öncekiler de, sonrakiler de.»

 Suat Yıldırım = (49-50) De ki: "Öncekiler de, sonrakiler de belli bir günün, belli vaktinde mutlaka toplanacaksınız."

 Süleyman Ateş = De ki: "Öncekiler de sonrakiler de."

 Tefhim-ul Kuran = De ki: «Şüphesiz, öncekiler de ve sonrakiler de,»

 Ümit Şimşek = De ki: Öncekiler ve sonrakiler,

 Yaşar Nuri Öztürk = De ki: "Öncekiler de sonrakiler de."

 İskender Ali Mihr = De ki: “Muhakkak ki evvelkiler ve sonrakiler de (diriltilecek).”

 İlyas Yorulmaz = Deki “Evet, önceki ve sonrakilerin hepside diriltilecekler. ”