Önceki Ayet Sonraki Ayet  
37. Sûre Sâffât/158

 وَجَعَلُوا بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْجِنَّةِ نَسَبًا وَلَقَدْ عَلِمَتِ الْجِنَّةُ إِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَ

  Ve cealû beynehu ve beynel cinneti nesebâ(neseben), ve lekad alimetil cinnetu innehum le muhdarûn(muhdarûne).

Kelime Karşılaştırma
ve cealû : ve kıldılar
beyne-hu : onun arasında
ve beyne : ve arasında
el cinneti : cinler
neseben : neseb, soybağı
ve lekad : ve andolsun
alimet : bildi
el cinnetu : cinler
inne-hum : muhakkak ki onlar
le : elbette, mutlaka
muhdarûne : hazır bulundurulacak olanlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Allah ile cinler arasında da nesep bağı kurdular. Oysa cinler de kendilerinin Allah’ın huzuruna getirileceklerini bilirler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve onunla cinler arasında bir akrabalık uydurmadalar ve andolsun ki cinler de onun tapısına götürüleceklerini, orada hazır bulunacaklarını bilmişlerdir.

 Abdullah Parlıyan = O inkârcılar, Allah ile cinler arasında soy birliği olduğunu ileri sürdüler. Halbuki cinler de bilirler ki, yakalanıp hesaba çekilecekler veya cinler de, Allah ile cinler arasında soybirliği uyduranların, yakalanıp azaba getirileceklerini bilirler.

 Adem Uğur = Allah ile cinler arasında da bir soy birliği uydurdular. Andolsun, cinler de kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini bilirler.

 Ahmed Hulusi = O'nunla (Allâh ile) cinler (normal insan duyularının algılayamadığı bilinçli varlıklar) arasında bir bağ oluşturdular! (Onlara Allâh dûnunda tanrısallık atfettiler). . . Andolsun cinler de bilir ki, muhakkak onlar muhdarîndir (zorunlu olarak huzurda hazır tutulacaklardır)!

 Ahmet Tekin = Allah ile görünmeyen varlıklar, melekler ve cinler arasında da bir hısımlık, bir akrabalık uydurdular. Andolsun melekler ile cinler de, onların hesap yerine ihzarlı getirileceklerini bilirler.

 Ahmet Varol = Onlar O'nunla cinler arasında bir soy bağı kurdular. Oysa andolsun ki, cinler de onların (azaba) getirileceklerini bilmişlerdir.

 Ali Bulaç = Onlar, kendisiyle (Allah ile) cinler arasında bir soy bağı kurdular. Oysa andolsun, cinler de onların gerçekten (azab için getirilip) hazır bulundurulacaklarını bilmişlerdir.

 Ali Fikri Yavuz = Bir de Mekke kâfirleri, Allah ile cinler (melekler) arasında tuttular bir hısımlık uydurdular. Gerçekten cinler bilirler ki, onlar yakalanıb cehenneme götürüleceklerdir.

 Ali Ünal = Bir de, (cinlere tapma gerekçesi olarak) Allah ile cinler arasında bir soy bağı uydurdular. Oysa cinler bilirler ki, (kendileri ile Allah arasında sadece Rab–kul münasebeti vardır ve) onlar yargılanmak üzere Allah’ın huzuruna çıkarılacaklardır.

 Bayraktar Bayraklı = Allah ile, görünmeyen varlıklar arasında bir soy bağı kurdular. Oysa görünmeyen varlıklar, müşriklerin cehenneme hazır edilecekler olduğunu bilmektedirler.[475]

 Bekir Sadak = Allah'la cinler arasinda da bir soy bagi icadettiler. And olsun ki, cinler de, kendilerinin hesap yerine goturuleceklerini bilirler.

 Celal Yıldırım = Bunlar, Allah ile cinler arasında bir de hısımlık uydurdular. Halbuki cinler de onların mutlaka azaba hazır duruma getirileceklerini bilmektedirler.

 Cemal Külünkoğlu = (158-159) Allah'la cinler arasında soy bağı uydurdular. Andolsun cinler de, kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini bilirler. Hâşâ! Allah, onların yakıştırdıkları sıfatlardan uzaktır.

 Diyanet İşleri (eski) = Allah'la cinler (melekler) arasında da bir soy bağı icadettiler. And olsun ki, cinler de, kendilerinin (bunu söyleyenlerin) hesap yerine götürüleceklerini bilirler.

 Diyanet Vakfi = Allah ile cinler arasında da bir soy birliği uydurdular. Andolsun, cinler de kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini bilirler.

 Edip Yüksel = Hatta O'nunla cinler arasında bir akrabalık uydurdular. Halbuki cinler sorguya çekileceklerini bilirler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bir de onunla Cinler beyninde bir neseb uydururlar. Celâlim hakkı için Cinler bilirler ki onlar ihzar olunacaklardır

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bir de Allah ile cinler arasında bir soy bağı uydurdular. Andolsun cinler bilirler ki onlar huzura celbedileceklerdir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar, Allah ile cinler arasında bir neseb (hısımlık bağı) uydurdular. Oysa andolsun cinler bilirler ki, o yalancılar mutlaka cehenneme götürüleceklerdir.

 Gültekin Onan = Onlar, kendisiyle (Tanrı ile) cinler arasında bir soy bağı kurdular. Oysa andolsun, cinler de onların gerçekten (azab için getirilip) hazır bulundurulacaklarını bilmişlerdir.

 Harun Yıldırım = Allah ile cinler arasında da bir soy birliği uydurdular. Andolsun, cinler de kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini bilirler.

 Hasan Basri Çantay = Bir de Onunla cinler arasında bir hısımlık uydurdular. Andolsun ki bizzat cinler dahi onların behemehal (cehenneme) ihzaaren getirileceklerini (pek iyi) bilmiş (ler) dir.

 Hayrat Neşriyat = Bir de (Allah’ın) kendisi ile cinler arasında bir neseb (bağı) uydurdular. And olsun cinler de bilirler ki, gerçekten onlar (bu sözü uyduranlar) elbette (o gün Cehennemde) hazır bulundurulacak olan kimselerdir.

 İbni Kesir = O'nunla cinnler arasında bir neseb bağı uydurdular. Andolsun ki; cinnler de, onların götürüleceklerini bilmektedirler.

 Kadri Çelik = Onlar, kendisiyle (Allah ile) cinler arasında da bir soy bağı kurdular. Oysa cinler de onların (putperestlerin) gerçekten (azap için) hazır bulundurulacaklar olduğunu bilmişlerdir.

 Muhammed Esed = Bazıları da Allah ile bütün görünmez varlık türleri arasında bir yakınlık uydurdular; oysa bu görünmez varlıklar (da) pekala bilir ki, onlar, (bu şekilde Allah'a isnadda bulunanlar,) mutlaka (Hesap Günü O'nun huzurunda) yargılanacaklardır:

 Mustafa İslamoğlu = Bir de O'nunla görünmez ve ruhani varlıklar arasında bir soy bağı vehmettiler, oysa bu görünmez ve ruhani varlıklar da bilirler ki, onlar kesinlikle yargılanacaklar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve bir de O'nunla cinler arasında bir neseb (iddiasında) bulundular. Andolsun ki, cinler bilmişlerdir ki, elbette onlar (cehenneme) ihzar edilmiş kimselerdir.

 Ömer Öngüt = Bir de O'nunla cinler arasında bir nesep bağı uydurdular. Andolsun ki cinler de bilirler ki, onlar götürüleceklerdir.

 Şaban Piriş = Allah ile cinler arasında bir soy bağı icat ettiler. Cinler de elbette hesaba çekilebileceklerini biliyorlar.

 Sadık Türkmen = Allah ile melekler arasında bir soy bağı uydurdular! Ant olsun ki, melekler de Allah’ın huzuruna çıkartılacaklarını bilirler.

 Seyyid Kutub = Allah'la cinler arasında soy bağı uydurdular. Andolsun cinler de, kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini bilirler.

 Suat Yıldırım = Bir de tutup Allah ile melekler arasında bir soy bağı uydurdular! Ama o melekler, bunu iddia eden müşriklerin yargılanıp cehenneme tıkılacaklarını pek iyi bilirler.

 Süleyman Ateş = Allâh ile cinler arasında bir nesep, (bir soy bağlantısı) uydurdular. Oysa cinler de kendilerinin (yüce divâna) getirileceklerini bilmişlerdir.

 Tefhim-ul Kuran = Onlar, kendisiyle (Allah ile) cinler arasında da bir soy bağı kurdular. Oysa andolsun, cinler de onların gerçekten (azab için getirilip) hazır bulundurulacaklarını bilmişlerdir.

 Ümit Şimşek = Bir de Allah ile cinler arasında nesep bağı uydurdular. Oysa cinler de biliyor ki, onlar toplanıp Allah'ın huzuruna sevk edileceklerdir.

 Yaşar Nuri Öztürk = Allah'la cinler arasında bir nesep oluşturdular. Yemin olsun, cinler de bilmiştir kendilerinin Allah huzuruna mutlaka getirileceklerini/cinler de bilmiştir, bunların Allah'ın huzuruna mutlaka çıkarılacaklarını.

 İskender Ali Mihr = Ve Allah ile cinler arasında neseb (soybağı) kıldılar (uydurdular). Ve andolsun ki cinler, (cehennemde) mutlaka hazır bulundurulacaklarını biliyorlardı.

 İlyas Yorulmaz = Onlar, Allah ile mahiyetlerini bilmedikleri cinler (melekler) arasında nesep (akrabalık) bağı oluşturdular. Ama o cinler (melekler), Rablerinin karşısına hesap vermek için getirileceklerini bilmekteler.