Önceki Ayet Sonraki Ayet  
52. Sûre Tûr/14

 هَذِهِ النَّارُ الَّتِي كُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ

  Hâzihin nârulletî kuntum bihâ tukezzibûn(tukezzibûne).

Kelime Karşılaştırma
hâzihi : bu
en nâru elletî : o ateş ki
kuntum : siz oldunuz
bi-hâ : onu
tukezzibûne : tekzip ediyorsunuz, yalanlıyorsunuz
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (13-14) Cehennem ateşine itilip atılacakları gün onlara, “İşte bu yalanlamakta olduğunuz ateştir” denilir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = İşte budur yalanladığınız ateş.

 Abdullah Parlıyan = “Bu sizin yalanlamış olduğunuz cehennemdir.”

 Adem Uğur = İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur! denilir.

 Ahmed Hulusi = "İşte bu, kendisini tekzip ettiğiniz o Nâr!" (denilir).

 Ahmet Tekin = 'İşte yalanlayıp durduğunuz ateş, Cehennem budur.'denilir.

 Ahmet Varol = 'İşte bu, sizin yalanlamakta olduğunuz ateştir.

 Ali Bulaç = (Onlara şöyle denir:) "İşte sizin yalanladığınız ateş budur."

 Ali Fikri Yavuz = (Cehennem için vazifeli melekler tarafından onlara şöyle denir): İşte sizin (dünyada) yalan saymakta olduğunuz ateş, budur.

 Ali Ünal = “İşte, (dünyada iken varlığını ve vukuunu) yalanlayıp durduğunuz Ateş!

 Bayraktar Bayraklı = (13-14) O gün cehennem ateşine zorla itilirler. Kendilerine, “İşte yalanladığınız ateş budur” denir.

 Bekir Sadak = (13-14) Cehennem atesine itildikce itildikleri gun, onlara: «Iste yalanlayip durdugunuz ates budur;

 Celal Yıldırım = (13-14) O gün, onlar Cehennem ateşine itildikçe itilecekler. «İşte bu, yalanladığınız ateştir!» (denilecek).

 Cemal Külünkoğlu = (Onlara şöyle denir:) “İşte sizin yalanladığınız ateş budur.”

 Diyanet İşleri (eski) = (13-14) Cehennem ateşine itildikçe itildikleri gün, onlara: 'İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur;

 Diyanet Vakfi = (13-14) O gün cehennem ateşine itilip atılırlar da «İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur!» denilir.

 Edip Yüksel = İşte, yalanlamakta olduğunuz Ateş budur.

 Elmalılı Hamdi Yazır = İşte diye: bu sizin o yalan deyip durduğunuz ateş

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İşte bu sizin o yalan deyip durduğunuz ateş! diye.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Onlara): «İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur» (denilecek).

 Gültekin Onan = (Onlara şöyle denir:) "İşte sizin yalanladığınız ateş budur."

 Harun Yıldırım = “İşte sizin yalanladığınız ateş budur.”

 Hasan Basri Çantay = (Şöyle denilecek:) «İşte sizin yalan saymakda idiğiniz ateş budur».

 Hayrat Neşriyat = (Kendilerine denilir ki:) 'İşte kendisini yalanlayıp durduğunuz ateş, budur!'

 İbni Kesir = Yalanlayıp durduğunuz ateş, işte budur.

 Kadri Çelik = (Onlara.) “İşte sizin yalanlamakta olduğunuz ateş budur (denir)!”

 Muhammed Esed = "Bu, sizin yalanlamış olduğunuz ateştir!

 Mustafa İslamoğlu = "Bu sizin vaktiyle yalanlamış olduğunuz ateştir.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Bu, o ateştir ki, siz bunu talep eder olmuştunuz. (denilir).

 Ömer Öngüt = İşte yalanlayıp durduğunuz cehennem budur!

 Şaban Piriş = -Yalanladığınız ateş budur!

 Sadık Türkmen = “işte yalanlayıp durduğunuz ateş budur!

 Seyyid Kutub = «İşte yalanlayıp durduğunuz cehennem budur!

 Suat Yıldırım = İşte, denilir, alın size yalan saydığınız ateş!

 Süleyman Ateş = "İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur!"

 Tefhim-ul Kuran = (Onlara şöyle denir:) «İşte sizin yalanlamakta olduğunuz ateş budur.»

 Ümit Şimşek = İşte budur yalanladığınız ateş!

 Yaşar Nuri Öztürk = "İşte budur yalanlayıp durduğunuz ateş!"

 İskender Ali Mihr = İşte bu tekzip etmiş (yalanlamış) olduğunuz ateştir.

 İlyas Yorulmaz = Onlara “Yeryüzünde yaşarken yalanlamış olduğunuz ateş, işte bu” denilecek.