وَلَقَدْ أَنزَلْنَآ إِلَيْكَ آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ وَمَا يَكْفُرُ بِهَا إِلاَّ الْفَاسِقُونَ
Ve lekad enzelnâ ileyke âyâtin beyyinât(beyyinâtin), ve mâ yekfuru bihâ illel fâsikûn(fâsikûne).
ve lekad | : ve andolsun |
enzelnâ | : biz indirdik |
ileyke | : sana |
âyâtin | : âyetler |
beyyinâtin | : beyan edilenler, beyyineler, deliller |
ve mâ yekfuru | : ve inkâr etmezler |
bi-hâ | : onu |
illâ | : ancak, sadece, den başka |
el fâsikûne | : fasıklar, îmân ettikten sonra küfre (fıska) düşenler |
Diyanet İşleri = Andolsun, biz sana apaçık âyetler indirdik. Bunları ancak fasıklar inkâr eder.
Abdulbaki Gölpınarlı = Andolsun ki sana apaçık âyetler indirdik. Onlara, ancak kötü işlerde bulunanlar kâfir olur.
Abdullah Parlıyan = Gerçekten biz sana apaçık mesajlar indirdik ve onların gerçekliğini yoldan çıkmış olanlardan başkası örtbas etmez.
Adem Uğur = Andolsun ki sana apaçık âyetler indirdik. (Ey Muhammed!) Onları ancak fasıklar inkâr eder.
Ahmed Hulusi = Andolsun ki biz sana apaçık deliller verdik; onları, orijindeki sâfiyeti (şartlanmalarıyla) bozulmuş olanlardan başkası inkâr etmez.
Ahmet Tekin = Şanım hakkı için, sana hak peygamber olduğun ile ilgili çok açık âyetler, mûcizeler indirdik. Yalnızca doğru ve mantıklı düşünmeyi terkedenler, fâsıklar, günahkârlar, âsiler bunları inkâr eder.
Ahmet Varol = Şüphesiz sana apaçık ayetler indirdik. Onları fasıklardan başkası inkar etmez.
Ali Bulaç = Andolsun biz sana apaçık ayetler indirdik. Bunları fasıklardan başkası inkâr etmez.
Ali Fikri Yavuz = Biz, sana, ahkâmı açıklayan âyetler indirdik. Onları fasıklardan (kâfirlerden) başkaları inkâr etmez.
Ali Ünal = (Onların küfr ü inkârlarına üzülme!) Şurası bir gerçek ki sana, (senin risaletini, Kur’ân’ın Allah katından bir kitap olduğunu güneş gibi gösteren, güneş gibi kendi kendilerine delil olan) apaçık âyetler, parlak deliller indirdik. Bütün bu âyet ve delilleri, ancak (hâl, düşünce, bakış açısı ve yaşayışlarıyla) Sıratı Müstakîm’den sapmış ve apaçık günah işlemekten çekinmeyenler (fasıklar) görmezlikten, duymazlıktan gelir ve inkâr eder.
Bayraktar Bayraklı = Andolsun ki, sana apaçık âyetler indirdik. Onları fâsıklardan başka kimse inkâr etmez.[26]
Bekir Sadak = And olsun ki, sana apacik ayetler indirdik. Onlari sadece yoldan cikmislar inkar eder.
Celal Yıldırım = (Ey Peygamber!) And olsun ki. Biz sana (dünya nizamını, toplum düzenini sağlayan, hakkı bütün açıklığıyla yansıtan) apaçık âyetler indirdik. Onları ancak yoldan çıkan sapıklar inkâr eder.
Cemal Külünkoğlu = Biz sana apaçık ayetler indirdik. Yoldan çıkmış olanlardan başkası onları inkâr etmez.
Diyanet İşleri (eski) = And olsun ki, sana apaçık ayetler indirdik. Onları sadece yoldan çıkmışlar inkar eder.
Diyanet Vakfi = Andolsun ki sana apaçık âyetler indirdik. (Ey Muhammed!) Onları ancak fasıklar inkâr eder.
Edip Yüksel = Sana apaçık ayetler indirmekteyiz. Yoldan çıkmış olanlardan başkası onları inkar etmez.
Elmalılı Hamdi Yazır = Şanım hakkı için sana çok açık âyetler: parlak mu'cizeler indirdik öyle ki iman sahasından uzaklaşmış fasıklardan başkası onlara kâfirlik etmez
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Andolsun ki, sana çok açık ayetler; Parlak mucizeler indirdik. Öyle ki iman sahasından uzaklaşmış fasıklardan başkası onları inkar etmez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Şanım hakkı için sana çok açık âyetler; parlak mucizeler indirdik. Öyle ki, iman sahasından uzaklaşmış fasıklardan başkası onları inkâr etmez.
Gültekin Onan = Andolsun sana apaçık ayetler indirdik. Fasıklardan başkası bunlara küfretmez.
Harun Yıldırım = Andolsun sana apaçık âyetler indirdik. Onları fasıklardan başkası inkâr etmez!
Hasan Basri Çantay = Andolsun, biz sana apaçık âyetler indirdik. Onları faasıklardan başkası inkâr etmez.
Hayrat Neşriyat = Celâlim hakkı için, sana apaçık âyetler indirdik! Hâlbuki onları fâsıklardan başkası inkâr etmez.
İbni Kesir = And olsun ki; biz sana apaçık ayetler indirdik. Onları fasıklardan başkası inkar etmez.
Kadri Çelik = Hiç şüphesiz sana apaçık ayetler indirdik. Onları sadece fasıklar inkâr eder.
Muhammed Esed = Gerçekten Biz sana apaçık mesajlar indirdik ve onların gerçekliğini yoldan çıkmış olanlardan başkası inkar etmez.
Mustafa İslamoğlu = Doğrusu biz sana hakikatin apaçık belgelerini indirdik: yoldan sapmış olanlardan başkası bunları inkar edemez.
Ömer Nasuhi Bilmen = Şan-ı Akdesim hakkı için sana çok açık âyetler indirdik. Onları fâsıklardan başka bir kimse inkâr etmez.
Ömer Öngüt = Resulüm! Andolsun ki biz sana apaçık âyetler indirdik. Onları fâsıklardan başkası inkâr etmez.
Şaban Piriş = Andolsun biz, sana apaçık ayetler indirdik. Onları fasıklardan başkası inkar etmez.
Sadık Türkmen = Andolsun, biz sana apaçık ayetler indirdik. Bunları ancak fasıklar (yoldan sapmışlar) inkâr eder.
Seyyid Kutub = Biz sana öyle gerçekler, açıklayıcı ayetler indirdik ki, onları sadece fasıklar inkâr eder.
Suat Yıldırım = Biz sana apaçık âyetler indirdik. Onları yoldan çıkan sapıklardan başkası inkâr etmez.
Süleyman Ateş = Andolsun, sana apaçık âyetler indirdik, onları yoldan çıkmışlardan başkası inkâr etmez.
Tefhim-ul Kuran = Andolsun (Ey Muhammed), biz sana apaçık ayetler indirdik. Bunları fasık olanlardan başkası inkâr etmez.
Ümit Şimşek = Biz sana apaçık âyetler indirdik; yoldan çıkmış olanlardan başkası onları inkâr etmez.
Yaşar Nuri Öztürk = And olsun, biz sana açık-seçik ayetler indirdik. Onları, pislik ve sapıklığa bulaşmış olanlardan başkası inkâr etmez.
İskender Ali Mihr = Ve andolsun ki sana apaçık âyetler indirdik. Ve bunları fâsıklardan başka kimse inkâr etmez.
İlyas Yorulmaz = Açıklayıcı ayetleri sana, elbetteki biz indirdik. Ancak Allah’ın açık ayetlerini, doğru yoldan çıkmış olanlar inkâr eder.