إِنَّهُ لَيْسَ لَهُ سُلْطَانٌ عَلَى الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ
İnnehu leyse lehu sultânun alâllezîne âmenû ve alâ rabbihim yetevekkelûn(yetevekkelûne).
inne-hu | : çünkü o, muhakkak ki o |
leyse | : değil, yoktur |
lehu | : onun |
sultânun | : sultanlık, yaptırım gücü |
alâllezîne (alâ ellezîne) | : onların üzerinde |
âmenû | : âmenû olanlar (âmenû oldular) |
ve alâ | : ve üzerine, ...e |
rabbi-him | : onların Rab’leri, kendi Rab’leri |
yetevekkelûne | : tevekkül ederler |
Diyanet İşleri = Gerçek şu ki; şeytanın, inanan ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimseler üzerinde bir hâkimiyeti yoktur.
Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki inanan ve Rablerine dayanan kimselere karşı gücü kuvveti yoktur, hükmü yürümez onun.
Abdullah Parlıyan = Gerçekte o şeytanın iman eden ve Rablerine güvenip dayananlar üzerinde, hiçbir yaptırıcı otoritesi yoktur, hükmü yürümez onun.
Adem Uğur = Gerçek şu ki: İman edip de yalnız Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) bir hakimiyeti yoktur.
Ahmed Hulusi = Gerçektir ki, onun (şeytanın) iman eden ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde bir sultası (gücü) yoktur!
Ahmet Tekin = Şüphesiz, iman edenler ve Rablerine dayanıp güvenenler, işlerini Rablerine havale edenler üzerinde onun hiçbir nüfûzu, yetkisi, gücü yoktur.
Ahmet Varol = Onun iman eden ve Rablerine güvenenlerin üzerinde herhangi bir gücü yoktur.
Ali Bulaç = Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiç bir zorlayıcı gücü yoktur.
Ali Fikri Yavuz = Doğrusu şu ki, iman edip de Rablerine tevekkül edenler üzerine o Şeytan’ın bir hâkimiyyeti yoktur.
Ali Ünal = Şurası bir gerçek ki, onun iman etmiş bulunan ve Rabbilerine güvenip dayananlar üzerinde hiçbir nüfuzu olamaz.
Bayraktar Bayraklı = Gerçek şu ki: İman edip de yalnız Rabblerine güvenip dayananlar üzerinde şeytanın bir hakimiyeti yoktur.
Bekir Sadak = Dogrusu seytanin,inananlar ve yalniz Rablerine guvenenler uzerinde bir nufuzu yoktur.
Celal Yıldırım = Şüphesiz ki şeytanın, imân edip Rablerine güvenip dayananlar üzerinde sultası yoktur.
Cemal Külünkoğlu = Çünkü (şeytanın) inanan ve yalnız Rablerine güvenen kimseler üzerinde hiç bir etkisi/hâkimiyeti yoktur.
Diyanet İşleri (eski) = Doğrusu şeytanın, inananlar ve yalnız Rablerine güvenenler üzerinde bir nüfuzu yoktur.
Diyanet Vakfi = Gerçek şu ki: İman edip de yalnız Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) bir hakimiyeti yoktur.
Edip Yüksel = İnanıp Rab'lerine güvenenlere onun bir gücü yoktur.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hakikat bu ki iyman edip de Rablarına tevekkül edenler üzerine onun sultası yoktur
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Gerçek şu ki, iman edip de Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun hiçbir hakimiyeti yoktur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Şüphesiz ki iman edip de Rablerine tevekkül edenler üzerinde o şeytanın hiçbir nüfuzu yoktur.
Gültekin Onan = Gerçek şu ki, inananlar ve rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiç bir zorlayıcı gücü yoktur.
Harun Yıldırım = Gerçek şu ki: İman edip de yalnız Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) bir hakimiyeti yoktur.
Hasan Basri Çantay = Hakıykat şudur ki îman edenler ve Rablerine güvenib dayananlar üzerinde onun hiç bir haakimiyyeti yokdur.
Hayrat Neşriyat = Şu şübhesiz ki îmân edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun(şeytanın) bir hâkimiyeti yoktur!
İbni Kesir = Doğrusu inananlar ve yalnız Rabblarına güvenenler üzerinde, onun bir nüfuzu yoktur.
Kadri Çelik = Şüphesiz iman edenler ve rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiç bir zorlayıcı gücü yoktur.
Muhammed Esed = Gerçekte, onun, imana erişenlerin ve Rablerine güven bağlamış olanların üzerinde bir nüfuzu/etkisi yoktur:
Mustafa İslamoğlu = Fakat şunu da unutma ki, (Şeytan'ın) imanda sebat gösterenleri ve Rablerine güvenip dayananların üzerinde etkin bir gücü yoktur;
Ömer Nasuhi Bilmen = Muhakkak ki, imân etmiş olanların ve Rablerine tevekkülde bulunanların üzerine Onun için bir hakimiyet yoktur.
Ömer Öngüt = Gerçek şu ki iman edenler ve Rablerine güvenenler üzerinde onun hiçbir nüfuzu yoktur.
Şaban Piriş = Şüphesiz ki, onun iman edenler ve Rabbine güvenenler üzerinde hiçbir gücü yoktur.
Sadık Türkmen = Gerçek şu ki; onun/şeytanın, inanan ve Rablerine güvenip dayananlar üzerinde, hiçbir gücü yoktur.
Seyyid Kutub = Çünkü şeytanın, Rabblerine sığınan mü'minler üzerinde hiçbir nüfuzu, hiçbir etkinliği yoktur.
Suat Yıldırım = Aslında iman edip Rab’lerine güvenen ve dayananlar üzerinde onun bir nüfuzu yoktur.
Süleyman Ateş = Çünkü inananlara ve Rablerine dayananlara o(şeytâ)nın bir gücü yoktur.
Tefhim-ul Kuran = Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun hiç bir zorlayıcı gücü yoktur.
Ümit Şimşek = İman eden ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun hiçbir gücü yoktur.
Yaşar Nuri Öztürk = Şu bir gerçek ki şeytanın elinde, iman edip yalnız Rablerine dayananlar aleyhine hiçbir sulta/hiçbir kanıt yoktur.
İskender Ali Mihr = Çünkü onun, âmenû olanlar ve Rab’lerine tevekkül edenler üzerinde bir sultanlığı (yaptırım gücü) yoktur.
İlyas Yorulmaz = Şeytanın, inananlar ve Allah’a güvenip dayananlar üzerinde hiçbir etkisi yoktur.