Önceki Ayet Sonraki Ayet  
17. Sûre İsrâ/91

 أَوْ تَكُونَ لَكَ جَنَّةٌ مِّن نَّخِيلٍ وَعِنَبٍ فَتُفَجِّرَ الأَنْهَارَ خِلالَهَا تَفْجِيرًا

  Ev tekûne leke cennetun min nahîlin ve inebin fe tufecciral enhâra hılâlehâ tefcîrâ(tefcîran).

Kelime Karşılaştırma
ev : veya
tekûne : (senin) olsun
leke : sana ait, senin
cennetun : bir cennet, bir bahçe
min nahîlin : hurma ağaçlarından
ve inebin : ve üzüm bağ(lar)ı
fe tufeccire : böylece akıtırsın, fışkırtırsın
el enhâre : nehirler
hılâle-hâ : onun arasından
tefcîren : akan, fışkırarak akan
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (90-93) Dediler ki: “Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça; yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça; yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe; yahut Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe; yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz.” De ki: “Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resûl olarak gönderilen bir beşerim.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Yahut hurma fidanlarıyla, üzüm çotuklarıyla dolu bir bahçen olup içinde de ırmaklar gürül gürül akmadıkça.

 Abdullah Parlıyan = “Yahut hurma ağaçlarıyla, asmalarla dolu bir bahçen olmadıkça ve onların arasında, çağıl çağıl ırmaklar akıtmadıkça.

 Adem Uğur = Veya senin bir hurma bahçen ve üzüm bağın olmalı; öyle ki, içlerinden gürül gürül ırmaklar akıtmalısın.

 Ahmed Hulusi = "Yahut senin hurma ağaçlarından ve üzümden bir bahçen olmalı, onların arasından gümbür gümbür nehirler fışkırtmalısın. "

 Ahmet Tekin = 'Veya senin bir hurma bahçen, bir üzüm bağın olmalı ki, içlerinden, çağlayan ırmaklar akıtmalısın' dediler.

 Ahmet Varol = Yahut senin hurmalardan ve üzümlerden bir bahçen olmalı ve aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın.

 Ali Bulaç = "Ya da sana ait hurmalıklardan ve üzümlerden bir bahçe olup aralarından şarıl şarıl akan ırmaklar fışkırtmalısın."

 Ali Fikri Yavuz = Yahud hurmalıklardan ve üzümlüklerden senin bir bahçen olsun da ortasından bol bol nehirler akıtasın.

 Ali Ünal = “Veya kendin için (bir mucize olarak hemen) hurmalar ve üzümlerle dolu bir bahçe meydana getirip, hurma ağaçları ve bağ sıraları arasında gürül gürül ırmaklar akıtmadıkça;

 Bayraktar Bayraklı = “Veya senin bir hurma bahçen ve üzüm bağın olmalı; öyle ki içlerinden gürül gürül ırmaklar akıtmalısın.”

 Bekir Sadak = «eya hurmaliklarin, baglarin olup, aralarinda irmaklar akitmalisin.»

 Celal Yıldırım = Veya sana ait hurmalık ve bağlar olup aralarından ırmaklar fışkırtarak akıtasın;

 Cemal Külünkoğlu = “Ya da sana ait hurmalıkların ve üzüm bağların olmalı ve bunların arasından ırmaklar akıtmalısın.”

 Diyanet İşleri (eski) = 'Veya hurmalıkların, bağların olup, aralarında ırmaklar akıtmalısın.'

 Diyanet Vakfi = «Veya senin bir hurma bahçen ve üzüm bağın olmalı; öyle ki, içlerinden gürül gürül ırmaklar akıtmalısın.»

 Edip Yüksel = 'Veya hurma ve üzüm bahçelerin olup aralarında ırmaklar fışkırtmalısın.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Yâhud senin için hurmalıklardan ve üzümlüklerden bir bağçe ola da aralarında şarıl şarıl çaylar akıtasın

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = veya hurmalıklardan ve üzümlüklerden bir bahçen olsun da aralarında şarıl şarıl çaylar akıtasın,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Veya senin hurma bahçen ya da üzüm bağın olmadıkça ve de aralarından ırmaklar fışkırtmadıkça!

 Gültekin Onan = "Ya da sana ait hurmalıklardan ve üzümlerden bir bahçe olup aralarından şarıl şarıl akan ırmaklar fışkırtmalısın."

 Harun Yıldırım = Ya da kendi hurmalıkların ve üzüm bağların olmalı, bunların arasından ırmaklar akıtmalısın.

 Hasan Basri Çantay = Yahut senin hurma ve üzüm bağların olsun da aralarından gürül gürül ırmaklar akıtasın.

 Hayrat Neşriyat = 'Veya senin hurma ağaçlarından ve üzüm bağlarından bir bahçen olmalı da aralarından şarıl şarıl nehirler akıtmalısın!'

 İbni Kesir = Veya hurmalıklardan ve üzümden bahçelerin olsun ve aralarında ırmaklar akıtmalısın.

 Kadri Çelik = “Ya da sana ait hurmalıklardan ve üzümlerden bir bahçe olup aralarından şarıl şarıl akan ırmaklar fışkırtmalısın.”

 Muhammed Esed = "yahut hurma ağaçlarıyla, asmalarla dolu bir bahçen olmadıkça; ve onların arasında çağıl çağıl dereler akıtmadıkça;

 Mustafa İslamoğlu = Veya senin hurma ağaçlarıyla ve asmalarla dolu bir bahçen olmalı; dahası onların arasından gürül gürül ırmaklar çağlatmalısın.

 Ömer Nasuhi Bilmen = «Veya senin için hurmalıklardan ve üzümlüklerden bir bahçe olsun da aralarında ırmakları şarıl şarıl akıtasın.»

 Ömer Öngüt = “Veya senin hurma bahçen ve üzüm bağın olsun ve içlerinden gürül gürül ırmaklar akıtmalısın. ”

 Şaban Piriş = Veya senin hurma bahçen ya da üzüm bağın olmadıkça ve de aralarından ırmaklar fışkırtmadıkça!

 Sadık Türkmen = Ya da senin hurmalıklardan veya üzümlerden bir bahçen olmalı ve aralarından şakır şakır akan ırmaklar fışkırtmalısın.

 Seyyid Kutub = Ya da kendi hurmalıkların ve üzüm bağların olmalı, bunların arasından ırmaklar akıtmalısın.

 Suat Yıldırım = Yahut senin hurma ve üzüm bağların olsun da aralarından gürül gürül ırmaklar akıtasın.

 Süleyman Ateş = "Yahut senin hurmalardan ve üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı, aralarından ırmaklar fışkırtmalısın!"

 Tefhim-ul Kuran = «Ya da sana ait hurmalıklardan ve üzümlerden bir bahçe olup aralarından şarıl şarıl akan ırmaklar fışkırtmalısın,»

 Ümit Şimşek = 'Yahut senin hurma ve üzümlerden bir bağın olsun da arasından gürül gürül ırmaklar akıt.

 Yaşar Nuri Öztürk = "Yahut senin, hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı. Onların aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın."

 İskender Ali Mihr = Veya senin, hurma ve üzüm bağlarından bir bahçen olsun. Öyle ki onun aralarından, fışkırarak akan nehirler akıt (çıkar).

 İlyas Yorulmaz = “Veyahut senin, içinde hurma ağaçları ve üzüm bağları olan bir bahçen olup, aralarından nehirler akıtmadıkça. ”