Önceki Ayet Sonraki Ayet  
15. Sûre Hicr/91

 الَّذِينَ جَعَلُوا الْقُرْآنَ عِضِينَ

  Ellezîne cealûl kur’âne ıdîn(ıdîne).

Kelime Karşılaştırma
ellezîne : o kimseler ki, onlar
cealû : kıldılar, yaptılar
el kur’âne : Kur’ân’ı
ıdîne : kısım kısım, parça parça
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Ki onlar, (bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr ederek) Kur’an’ı da parça parça edenlerdir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Öyle kişilerdi onlar ki Kurân'ı parça parça ettiler; bir kısmına inandılar da bir kısmına inanmadılar.

 Abdullah Parlıyan = İşte onlar, Kur'ân'ı parça parça ettiler de, bir kısmına inanıp, bir kısmına inanmadılar.

 Adem Uğur = Onlar, Kur'an'ı bölüp ayıranlardır.

 Ahmed Hulusi = Kurân'ı, işlerine geldiği gibi böldüler (çıkarları yönünden Kurân'ı değerlendirdiler)!

 Ahmet Tekin = Onlar, Kur’ân’ın tutarsız, çelişkili anlamlar yığını olduğunu, Tevrat’a ve İncil’e uygun ve aykırı kısımlarının bulunduğunu ortaya koymaya çalışanlardır.

 Ahmet Varol = Onlar ki, Kur'an'ı kısım kısım yaptılar. [6]

 Ali Bulaç = Ki onlar Kur'anı parça parça kıldılar.

 Ali Fikri Yavuz = Onlar, o kimselerdir ki, kitablarını kısım kısım yapmışlardı (bir kısmına inanıyor, diğer bir kısmına inanmıyorlardı.)

 Ali Ünal = Ki onlar, Kur’ân’ı bölük bölük edip (dağıtıyorlardı).

 Bayraktar Bayraklı = Onlar, Kur'ân'ı bölüp ayıranlardır.

 Bekir Sadak = (90-93) Kuran'i islerine geldigi gibi bolenlere de, kendi Kitablarinin bir kismina inanip bir kismini kabul etmiyen yahudi ve hiristiyanlara da nitekim Kitap indirmistik; Rabbine and olsun ki hepsini, yaptiklarindan sorumlu tutacagiz.

 Celal Yıldırım = Kur'ân'ı parça parça edenlere de (azâb indirmiştik).

 Cemal Külünkoğlu = (91-93) Onlar ki, (bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr ederek) Kur'an'ın ayetleri arasında da ayırım gözettiler. Rabbin hakkı için, onların tümünü muhakkak sorguya çekeceğiz. Onları yaptıkları işlerden sorumlu tutacağız.

 Diyanet İşleri (eski) = (90-93) Kuran'ı işlerine geldiği gibi bölenlere de, kendi Kitablarının bir kısmına inanıp bir kısmını kabul etmeyen yahudi ve hıristiyanlara da nitekim Kitap indirmiştik; Rabbine and olsun ki hepsini, yaptıklarından sorumlu tutacağız.

 Diyanet Vakfi = Onlar, Kur'an'ı tutarsız parçalar olarak nitelendirenlere gelince,

 Edip Yüksel = Onlar ki Kuran'ı parçalara ayırdılar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = O, Kur'anı kısım kısım tefrık edenlere

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O Kur'an'ı kısım kısım ayıranlara.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar, Kur'ân'ın bir kısmına inanıp bir kısmına inanmayarak onu kısım kısım böldüler.

 Gültekin Onan = Ki onlar Kuranı parça parça kıldılar.

 Harun Yıldırım = Onlar, Kur'an'ı bölüp ayıranlardır.

 Hasan Basri Çantay = (90-91) Nitekim iş bölümü yapanlara, Kur'ânı parçalayanlara da (öyle azâb) indirmişdik.

 Hayrat Neşriyat = Onlar ki, Kur’ân’ı kısım kısım ayırdılar (bir kısmına hak, bir kısmına bâtıl dediler).

 İbni Kesir = Onlar ki; Kur'an'ı parçalara ayırmışlardı.

 Kadri Çelik = O kimseler ki Kur'an'ı parça parça kıldılar.

 Muhammed Esed = işte onlar, (şimdi) Kur'an'ı da tutarsız, insicamsız bir anlam (demeti) olarak göstermek istiyorlar!

 Mustafa İslamoğlu = Onlar ki, (şimdi de) Kur'an'ı birbirinden kopuk sözler demeti olarak tasavvur ediyorlar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = O kimseler (in üzerine ki, Kur'an'ı) taksime uğratmak istemişlerdi.

 Ömer Öngüt = Onlar Kur'an'ı parça parça edenlerdir.

 Şaban Piriş = Onlar, Kur’an’ı parçalayan kimselerdir.

 Sadık Türkmen = Işte yine onlardan bir topluluk; Kur’an’ın bir kısmını kabul edip bir kısmını reddediyorlar.

 Seyyid Kutub = Onlar ki, Kur'an'ın ayetleri arasında da ayırım gözettiler.

 Suat Yıldırım = (90-91) Tıpkı o bölüşenlerin, O Kur’ân’ı parça parça edenlerin başlarına indirdiğimiz felaket gibi.

 Süleyman Ateş = Onlar ki Kur'ân'ı bölük bölük ettiler.

 Tefhim-ul Kuran = Ki onlar Kur'anı parça parça kıldılar.

 Ümit Şimşek = Onlar Kur'ân'ı parça parça edenlerdir.

 Yaşar Nuri Öztürk = Onlar ki Kur'an'ı parça parça/bölük bölük/falcılık aracı yaptılar.

 İskender Ali Mihr = Onlar, Kur’ân-ı Kerim’i parça parça kıldılar.

 İlyas Yorulmaz = Onlar da Kur’an’ı birbirinden kopuk tutarsız parçalara ayırdılar.