وَإِذَا عَلِمَ مِنْ آيَاتِنَا شَيْئًا اتَّخَذَهَا هُزُوًا أُوْلَئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ مُّهِينٌ
Ve izâ alime min âyâtinâ şey’enittehazehâ huzuvâ(huzuven), ulâike lehum azâbun muhîn(muhînun).
ve izâ | : ve olduğu zaman |
alime | : bildi, öğrendi |
min âyâti-nâ | : âyetlerimizden |
şey’en | : bir şey |
ittehaze-hâ | : onu edindi |
huzuven | : eğlence, alay konusu |
ulâike | : işte onlar |
lehum | : onlar için |
azâbun | : azap |
muhînun | : alçaltıcı |
Diyanet İşleri = Âyetlerimizden bir şey öğrenince onu alaya alır. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır!
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve âyetlerimizden bir şey öğrendi mi onu alaya alır; onlar, öyle kişilerdir ki onlaradır aşağılatıcı azap.
Abdullah Parlıyan = Böyleleri ayetlerimizden bir şeyler öğrenecek olsa, onu eğlence edinir. İşte böylelerine alçaltıcı bir azap vardır.
Adem Uğur = (O) âyetlerimizden bir şey öğrendiği zaman onlarla alay eder. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır!
Ahmed Hulusi = İşaretlerimizden bir şey ulaştığında, onları alaya alır! İşte onlar içindir aşağılayıcı azap!
Ahmet Tekin = Âyetlerimizden bir şey öğrendikleri zaman onu alay konusu yapıyorlar. İşte onlar için alçaltıcı, zillete düşürücü bir azap vardır.
Ahmet Varol = Ayetlerimizden bir şey öğrendiğinde onu alaya alır. İşte onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.
Ali Bulaç = Ayetlerimizden bir şey öğrendiği zaman, alay konusu edinir. İşte onlar için aşağılatıcı bir azab vardır.
Ali Fikri Yavuz = (Kur’an) ayetlerimizden bir şey ona ulaşıb da Kur’an’dan olduğunu bilince, onu eğlenceye alır. İşte bu halde olanlar (var ya), onlar için perişan edici bir azap vardır.
Ali Ünal = Âyetlerimiz hakkında bir bilgi edinecek olsa, bu defa da onunla alay eder. Böylelerini bekleyen ancak alçaltıcı bir cezadır.
Bayraktar Bayraklı = Âyetlerimizden bir şeyler öğrendiklerinde, onu alaya alırlar. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
Bekir Sadak = (9-10) Ayetlerimizden bir sey ogrendiginde onu alaya alir. Iste bunlara alcaltici bir azap ve ardindan da cehennem vardir. Kazandiklari seyler de, Allah'i birakip edindikleri dostlar da onlara bir fayda vermez. Buyut azap onlaradir.
Celal Yıldırım = Âyetlerimizden bir şey anlayıp öğrenince onu alay konusu edinir. İşte bunlar için horlayıcı, alçaltıcı, aşağılayıcı bir azâb vardır.
Cemal Külünkoğlu = Ayetlerimizden bir şey öğrendiği zaman onlarla alay eder. İşte böyleleri için alçaltıcı azap vardır.
Diyanet İşleri (eski) = (9-10) Ayetlerimizden bir şey öğrendiğinde onu alaya alır. İşte bunlara alçaltıcı bir azap ve ardından da cehennem vardır. Kazandıkları şeyler de, Allah'ı bırakıp edindikleri dostlar da onlara bir fayda vermez. Büyük azap onlaradır.
Diyanet Vakfi = (O) âyetlerimizden bir şey öğrendiği zaman onlarla alay eder. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır!
Edip Yüksel = Ayetlerimizden bir şey öğrendiği zaman onu alaya alır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Âyetlerimizden bir şey, ma'lûmu olduğu vakıt da onu eğlenceye tutar, işte onlar için mühîn bir azâb var
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ayetlerimizden birşey öğrendiği vakit, onu alaya alır. İşte onlar için horlayıcı bir azap vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Âyetlerimizden birşey öğrendiği zaman, onu alaya alıyor. İşte onlar için rezil ve rüsvay edici bir azap vardır.
Gültekin Onan = Ayetlerimizden bir şey öğrendiği zaman, alay konusu edinir. İşte onlar için aşağılatıcı bir azab vardır.
Harun Yıldırım = Âyetlerimizden birşey öğrendiği zaman ise onu alaya alır. Onlar için hor ve hakir edici bir azap vardır.
Hasan Basri Çantay = Âyetlerimizden bir şey'e muttali' olduğu zaman o, bunu eğlenti edinir, işte onlar böyle. Onlar için zillet verici bir azâb vardır,
Hayrat Neşriyat = Çünki (o), âyetlerimizden bir şey öğrendiği zaman, onları alaya alır. İşte onlar yok mu, kendileri için (pek) aşağılayıcı bir azab vardır!
İbni Kesir = Ayetlerimizden bir şey öğrendiğinde onu alaya alır. İşte onlara, horlayıcı bir azab vardır.
Kadri Çelik = Ayetlerimizden bir şey öğrendiği zaman, onu alay konusu edinir. İşte onlar için aşağılatıcı bir azap vardır.
Muhammed Esed = Çünkü o, mesajlarımızdan birinin farkına vardığında onu hemen küçümseyip alaya alır. Böylelerini alçaltıcı bir azap beklemektedir.
Mustafa İslamoğlu = Üstelik bu tipler, ayetlerimizden bazılarının farkına vardığı zaman da başlarlar onunla alay etmeye. İşte böylelerini aşağılayıcı bir azap beklemektedir:
Ömer Nasuhi Bilmen = Ayetlerimizden bir şeyi bildiği zaman da onu eğlence edinmiş olur. Onlar var ya, onlar için pek zillet veren bir azab vardır.
Ömer Öngüt = O bizim âyetlerimizden bir şey öğrendiği zaman, onlarla alay eder. İşte öyleleri için alçaltıcı bir azap vardır.
Şaban Piriş = Ayetlerimizden bir şey öğrendiği zaman onu alaya alır. İşte onlar, onlar için alçaltıcı bir azap var!
Sadık Türkmen = Ayetlerimizden bir şey öğrendiğinde onu alaya alır! İşte onlar var ya onlara alçaltıcı bir azap vardır.
Seyyid Kutub = Ayetlerimizden birşey öğrendiği zaman onunla alay eder. İşte böyleleri için alçaltıcı azab vardır.
Suat Yıldırım = Ayetlerimizden öğrendiği bir şeyler olursa, onları alaya alır. İşte onlara hor ve zelil edecek bir azabın geleceğini müjdele!
Süleyman Ateş = O, bizim âyetlerimizden bir şey öğrendiği zaman onunla alay eder. İşte öyleleri için alçaltıcı bir azâb vardır.
Tefhim-ul Kuran = Ayetlerimizden bir şey öğrendiği zaman, onu alay konusu edinir. İşte onlar için aşağılatıcı bir azab vardır.
Ümit Şimşek = Âyetlerimizden birşey öğrendiği zaman ise onu alaya alır. Onlar için hor ve hakir edici bir azap vardır.
Yaşar Nuri Öztürk = Ayetlerimizden birşeyin bilgisine ulaşınca, alaya aldı onu. İşte onlar içindir horlayıp yere batıran bir azap.
İskender Ali Mihr = Âyetlerimizden bir şey öğrendikleri zaman onu alay konusu edinirler. İşte onlar; onlar için alçaltıcı azap vardır.
İlyas Yorulmaz = Bizim ayetlerimizden bir şey öğrendiği zaman, o ayeti eğlenceye alırlar. Onlar için aşağılayıcı bir azap var.