يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اذْكُرُوا نِعْمَةَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ جَاءتْكُمْ جُنُودٌ فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحًا وَجُنُودًا لَّمْ تَرَوْهَا وَكَانَ اللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرًا
Yâ eyyuhâllezîne âmenûzkurû ni’metallâhi aleykum iz câetkum cunûdun fe erselnâ aleyhim rîhan ve cunûden lem teravhâ, ve kânallâhu bimâ ta’melûne basîrâ(basîran).
yâ eyyu-hâ | : ey |
ellezîne | : o kimseler, onlar |
âmenû | : îmân edenler (Allah’a ulaşmayı dileyenler) |
uzkurû | : hatırlayın |
ni’metallâhi (ni’mete allâhi) | : Allah’ın ni’meti |
aleykum | : sizin üzerinize |
iz câet-kum | : size gelmişti |
cunûdun | : ordular, askerler |
fe | : o zaman |
erselnâ | : gönderdik |
aleyhim | : onlara, onların üzerine |
rîhan | : rüzgâr |
ve cunûden | : ve ordular, askerler |
lem terev-hâ | : siz onu görmediniz (göremediniz) |
ve kânallâhu (kâne allâhu) | : ve Allah oldu |
bimâ | : şeyi, şeyleri |
ta’melûne | : yapıyorsunuz |
basîren | : gören |
Diyanet İşleri = Ey iman edenler! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani (düşman) ordular üzerinize gelmişti de biz onların üzerine bir rüzgâr ve göremediğiniz ordular göndermiştik. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ey inananlar, anın size Allah'ın nîmetini, hani askerler saldırmıştı üstünüze de onlara bir yel ve görmediğiniz askerler göndermiştik ve Allah, sizin yaptıklarınızı görür.
Abdullah Parlıyan = Ey iman edenler! Düşman orduları üzerinize geldiğinde, Allah'ın size verdiği nimetleri hatırlayın ki, o zaman üzerlerine bir kasırga ve göremediğiniz ordular göndermiştik. Ama Allah, yaptığınız herşeyi görmekteydi.
Adem Uğur = Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın; hani size ordular saldırmıştı da, biz onlara karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah ne yaptığınızı çok iyi görmekteydi.
Ahmed Hulusi = Ey iman edenler. . . Size olan Allâh nimetini hatırlayın. . . Hani (Hendek savaşında) size ordular geldi de onların üzerine bir fırtına ve görmediğiniz ordular irsâl ettik. . . Allâh, yaptıklarınızı (yaratanı olarak) Basıyr'dir.
Ahmet Tekin = Ey iman edenler, Allah’ın size olan nimetini hatırlayarak şükredin. Hani size ordular saldırmıştı da, biz onların üzerine, rüzgâr estirmiş ve sizin görmediğiniz kurmaylar ve ordular görevlendirip musallat etmiştik. Allah savaş hazırlığı olarak yaptıklarınızı çok iyi bilmekte, görmekteydi.
Ahmet Varol = Ey iman edenler! Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani size askerler gelmişti de biz onların üzerlerine rüzgar ve sizin göremediğiniz ordular göndermiştik. Allah yaptıklarınızı görüyordu.
Ali Bulaç = Ey iman edenler, Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani size ordular gelmişti; böylece biz de onların üzerine, bir rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah, yaptıklarınızı görendir.
Ali Fikri Yavuz = Ey iman edenler! Allah’ın üzerinizdeki nimetini anın: Hani (Hendek savaşında sizi yok etmek için kâfirlere ait) ordular size gelmişti de, biz onların üzerine bir rüzgâr ve görmediğiniz (meleklerden ibaret) ordular salıvermiştik. Allah ne yapmakta olduğunuzu görüyordu.
Ali Ünal = Ey iman edenler! Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Ordular üzerinize gelmişti ve Biz de onların üzerine her şeyi kavuran, savuran bir kasırga ve sizin görmediğiniz (semavî) ordular göndermiştik. Allah, ne yapıyorsanız hepsini çok iyi görmekteydi.
Bayraktar Bayraklı = Ey iman edenler! Size ordular saldırdığında, onların üzerlerine rüzgâr ve görmediğiniz askerler gönderen Allah'ın, size olan nimetini hatırlayınız! Allah, yaptığınız her şeyi görmektedir.[437]
Bekir Sadak = Ey inananlar! Allah'in size olan nimetini anin; uzerinize ordular gelmisti. Biz de onlarin uzerine ruzgar ve goremediginiz ordular gondermistik. Allah, yaptiklarinizi goruyordu.
Celal Yıldırım = Ey imân edenler! Allah'ın size olan nîmetini hatırlayın, hani size doğru ordular gelmişti de onların üzerine bir rüzgâr, bir de görmediğiniz askerler göndermiştik. Allah yaptıklarınızı görendir.
Cemal Külünkoğlu = Ey inananlar! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın! Hani (Hendek savaşında sizi yok etmek için düşman) ordular size gelmişti de biz onların üzerine bir rüzgâr ve göremediğiniz (meleklerden) ordular göndermiştik. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.
Diyanet İşleri (eski) = Ey inananlar! Allah'ın size olan nimetini anın; üzerinize ordular gelmişti. Biz de onların üzerine rüzgar ve göremediğiniz ordular göndermiştik. Allah, yaptıklarınızı görüyordu.
Diyanet Vakfi = Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın; hani size ordular saldırmıştı da, biz onlara karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah ne yaptığınızı çok iyi görmekteydi.
Edip Yüksel = Ey inananlar, size ordular saldırdığı zaman, üzerlerine bir rüzgar ve görmediğiniz orduları gönderen ALLAH'ın size yaptığı iyiliği hatırlayın. ALLAH yaptığınız her şeyi Görendir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ey o bütün iyman edenler! Allahın üzerinizdeki ni'metini anın: O vakıt ki size ordular gelmişti de üzerlerine bir rüzgâr ve görmediğiniz ordular salıvermiştik ve ne yapıyordunuz Allah görüyordu
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ey iman edenler, Allah'ın üzerinizdeki nimetini anın. O zaman ki, size ordular gelmişti de üzerlerine bir rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular salıvermiştik. Allah ne yaptığınızı görüyordu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ey iman edenler! Allah'ın üzerinizdeki nimetini anın. Hani size ordular gelmişti de üzerlerine bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular salıvermiştik. Allah ne yaptığınızı görüyordu.
Gültekin Onan = Ey inananlar, Tanrı'nın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani size ordular gelmişti; böylece biz de onların üzerine bir rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Tanrı, yaptıklarınızı görendir.
Harun Yıldırım = Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın; hani size ordular saldırmıştı da, biz onlara karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah ne yaptığınızı çok iyi görmekteydi.
Hasan Basri Çantay = Ey îman edenler, Allahın üzerinizdeki (bunca) ni'metini hatırlayın, o zamanda ki size (düşman) ordular (ı) saldırmışdı da biz onlara karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermişdik. Allah, ne işlerseniz (hepsini) hakkıyle görendir.
Hayrat Neşriyat = Ey îmân edenler! Allah’ın size olan ni'metini hatırlayın; o vakit (Hendek Harbinde)size ordular gelmişti de, onların üzerine bir rüzgâr ve kendilerini görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah ise, ne yaparsanız hakkıyla görendir.
İbni Kesir = Ey iman edenler; Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani size ordular gelmişti de Biz, onların üzerine rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah; yaptıklarınızı görendir.
Kadri Çelik = Ey iman edenler! Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani size ordular gelmişti de böylece biz de onların üzerine, bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah, yapmakta olduklarınızı görendir.
Muhammed Esed = Siz ey imana ermiş olanlar! (Düşman) orduları üzerinize geldiğinde Allah'ın size bahşettiği nimetleri hatırlayın, ki o zaman üzerlerine bir kasırga ve göremediğiniz (semavi) ordular göndermiştik ama Allah yaptığınız her şeyi görmekteydi.
Mustafa İslamoğlu = Siz ey iman edenler! Sayısı belirsiz ordular üzerinize geldiğinde Allah'ın size olan nimetini hatırlayın; onların üzerine bir bela kasırgası ve görmediğiniz (semavi) ordular gönderdik: ama Allah yapıp ettiklerinizi görmekteydi.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ey imân edenler! Allah'ın üzerinize olan nîmetini yâd ediniz. O vakit ki, size (düşmanlarınız tarafından) ordular gelmişti. Biz de onların üzerlerine hemen bir rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Ve Allah ne yapar olduğunuzu görüyordu.
Ömer Öngüt = Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani bir zaman üzerinize ordular saldırmıştı da biz onlara karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah yaptıklarınızı görmektedir.
Şaban Piriş = -Ey İman edenler! Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani üstünüze ordular gelmişti de biz de onların üzerine rüzgarı ve göremediğiniz orduları göndermiştik. Allah, ne yaptığınızı görüyordu.
Sadık Türkmen = Ey iman EDENLER! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani (düşman) ordular(ı) üzerinize gelmişti de, Biz onların üzerine bir rüzgar ve göremediğiniz ordular göndermiştik. Allah yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.
Seyyid Kutub = Ey mü'minler! Allah'ın size yönelik nimetini hatırlayın, bir zaman üzerinize ordular gelmişti de, biz onların üzerine rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah yaptıklarınızı görüyordu.
Suat Yıldırım = Ey iman edenler! Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani birleşik ordular üzerinize saldırmıştı da, Biz onlara karşı, bir rüzgâr ve sizin göremediğiniz ordular göndermiştik. Allah yaptığınız her şeyi görüyordu.
Süleyman Ateş = Ey inananlar, Allâh'ın size olan ni'metini hatırlayın, hani bir zaman size ordular gelmişti de biz onların üzerine bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allâh, yaptıklarınızı görmekteydi.
Tefhim-ul Kuran = Ey iman edenler! Allah’ın üzerinizdeki nimetini anın: Hani (Hendek savaşında sizi yok etmek için kâfirlere ait) ordular size gelmişti de, biz onların üzerine bir rüzgâr ve görmediğiniz (meleklerden ibaret) ordular salıvermiştik. Allah ne yapmakta olduğunuzu görüyordu.
Ümit Şimşek = Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın ki, ordular üzerinize geldiğinde, Biz de onların üzerine bir rüzgâr ile sizin görmediğiniz ordular gönderdik. Çünkü Allah sizin yaptıklarınızı görüyordu.
Yaşar Nuri Öztürk = Ey iman edenler, Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın! Hani, üstünüze ordular gelmişti de biz onların üzerine bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular salmıştık. Allah, yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir.
İskender Ali Mihr = Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler)! Allah’ın sizin üzerinizdeki ni’metini hatırlayın. Size (üzerinize) ordular gelmişti. O zaman, onların üzerine, rüzgâr ve sizin göremediğiniz ordular gönderdik. Ve Allah, yaptığınız şeyleri görendir.
İlyas Yorulmaz = Ey İman edenler! Allah’ın size olan nimetlerini hatırlayın. Hani sizin üzerinize bir ordu gelmişti de, sonra biz onların üzerine rüzgâr ve sizin görmediğiniz bir ordu göndermiştik. Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızı görendir.