وَلَتَعْلَمُنَّ نَبَأَهُ بَعْدَ حِينٍ
Ve le ta’lemunne nebeehu ba’de hîn(hînin).
Diyanet İşleri = “Onun haberlerinin doğruluğunu bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Onun doğruluğunu, bir müddet sonra mutlaka bilip anlayacaksınız.
Abdullah Parlıyan = Ve onun anlamını bir süre sonra mutlaka kavrayacaksınız!"
Adem Uğur = Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.
Ahmed Hulusi = "Onun ne olduğunu bir süre sonra (ölüm anında) elbette anlayacaksınız!"
Ahmet Tekin = 'Onun verdiği haberin doğruluğunu, Kur’ân’a sahiplenenlerin hâkimiyetini, ilgisiz kalanların hata ettiğini, bir müddet sonra mutlaka öğreneceksiniz.'
Ahmet Varol = Onun haberini bir süre sonra muhakkak bileceksiniz.
Ali Bulaç = "Gerçekten onun haberini bir zaman sonra öğreneceksiniz."
Ali Fikri Yavuz = Muhakkak onun haberini (verdiği haberlerin doğruluğunu) bir zaman sonra, (öldükten sonra) bileceksiniz.
Ali Ünal = “Şurası kesin ki, gün gelecek, onun ve anlattıklarının ne manâya geldiğini mutlaka bileceksiniz.”
Bayraktar Bayraklı = Bir süre sonra "Onun haberi(nin doğruluğu)nu gâyet iyi bileceksiniz!"
Bekir Sadak = «nun verdigi haberin dogrulugunu bir zaman sonra ogreneceksiniz."*
Celal Yıldırım = Onun verdiği haberlerin (doğru çıkacağını) bir süre sonra mutlaka bilip anlayacaksınız.
Cemal Külünkoğlu = (87-88) “Bu (Kur'an), âlemler için ancak bir öğüttür. Onun verdiği haberlerin doğruluğunu bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz.”
Diyanet İşleri (eski) = 'Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra öğreneceksiniz.'
Diyanet Vakfi = Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.
Edip Yüksel = 'Ve onun haberlerini bir süre sonra öğreneceksiniz.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve her halde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve herhalde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Herhalde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz.»
Gültekin Onan = "Gerçekten onun haberini bir zaman sonra öğreneceksiniz."
Harun Yıldırım = Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.
Hasan Basri Çantay = «Her halde onun mühim haberini bir zaman sonra (hepiniz) bileceksiniz».
Hayrat Neşriyat = 'Ve onun haberini bir zaman sonra mutlaka bileceksiniz.'
İbni Kesir = Onun haberini bir müddet sonra öğreneceksiniz.
Kadri Çelik = «nun verdigi haberin dogrulugunu bir zaman sonra ogreneceksiniz."*
Muhammed Esed = Ve onun anlamını bir süre sonra mutlaka kavrayacaksınız!"
Mustafa İslamoğlu = Ama onun verdiği haberin (gerçek olduğunu) bir zaman sonra mutlaka öğreneceksiniz!"
Ömer Nasuhi Bilmen = (87-88) «O (Kur'an) başka değil, bütün âlemler için bir mev'izedir. Ve andolsun ki, onun haber verdiğini bir müddet sonra elbette bilmiş olacaksınız.»
Ömer Öngüt = Onun verdiği haberin doğruluğunu bir müddet sonra muhakkak bileceksiniz.
Şaban Piriş = Onun haberini bir süre sonra öğreneceksiniz.
Sadık Türkmen = Gerçekten, onun (Kur’an’ın) verdiği haberin doğruluğunu, yakında anlayacaksınız/bileceksiniz!”
Seyyid Kutub = Onun haberlerinin doğruluğunu bir süre sonra gayet iyi anlayacaksınız.
Suat Yıldırım = Onun verdiği haberin doğruluğunu bir süre sonra siz de pek iyi öğrenirsiniz."
Süleyman Ateş = Bir süre sonra "Onun haberi(nin doğruluğu)nu gâyet iyi bileceksiniz!"
Tefhim-ul Kuran = «Gerçekten onun haberini bir zaman sonra öğreneceksiniz.»
Ümit Şimşek = Onun verdiği haberin gerçek olduğunu bir süre sonra siz de öğreneceksiniz.
Yaşar Nuri Öztürk = Yemin olsun, bir süre sonra onun haberini bileceksiniz.
İskender Ali Mihr = Ve onun haberini bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz.
İlyas Yorulmaz = “Bu uyardığım haberlerin doğruluğunu, bir müddet sonra (kıyamet gününde) öğreneceksiniz.