Önceki Ayet Sonraki Ayet  
38. Sûre Sâd/87

 إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ

  İn huve illâ zikrun lil âlemîn(âlemîne).

Kelime Karşılaştırma
in : ancak, sadece
huve : o
illâ : sadece
zikrun : zikir
li el âlemîne : âlemler için, âlemlere
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Bu Kur’an, âlemler için ancak bir öğüttür.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = O, ancak âlemlere bir öğüt.

 Abdullah Parlıyan = Bu Kur'ân bütün alemler için ancak bir öğüt ve uyarıdır.

 Adem Uğur = Bu Kur'an, ancak âlemler için bir öğüttür.

 Ahmed Hulusi = "O, âlemler (insanlar) için bir hatırlatmadan başka değildir. "

 Ahmet Tekin = 'Bu Kur’ân ancak âlemler, insanlar ve cinler için okunması ibadet olan bir öğüttür, bir ikazdır, bir şereftir, bir övünç kaynağıdır.'

 Ahmet Varol = Bu ancak alemler için bir hatırlatmadır.

 Ali Bulaç = "O (Kur'an), alemler için yalnızca bir zikir (öğüt ve hatırlatma)dır."

 Ali Fikri Yavuz = Kur’an bütün âlemlere (insan ve cinlere) ancak bir öğüddür.

 Ali Ünal = “O (şerefli) Kur’ân, başka değil, ancak bütün şuurlu varlıklar için bir öğüt, bir hatırlatma, bir yol göstermedir.

 Bayraktar Bayraklı = Bu Kur'ân sadece âlemlere bir öğüttür.

 Bekir Sadak = «Bu Kuran, ancak dunyalar icin bir oguttur.»

 Celal Yıldırım = Bu (Kur'ân), ancak milletler için bir öğüttür.

 Cemal Külünkoğlu = (87-88) “Bu (Kur'an), âlemler için ancak bir öğüttür. Onun verdiği haberlerin doğruluğunu bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz.”

 Diyanet İşleri (eski) = 'Bu Kuran, ancak dünyalar için bir öğüttür.'

 Diyanet Vakfi = Bu Kur'an, ancak âlemler için bir öğüttür.

 Edip Yüksel = 'Bu, tüm dünyaya bir mesajdır.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = O sırf bir zikir, bir öğüttür bütün âlemîn için

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O (Kur'an) bütün alemler için sırf bir zikir, bir öğüttür.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «O Kur'ân, bütün âlemler için bir zikir, bir öğüttür.»

 Gültekin Onan = "O (Kuran), alemler için yalnızca bir zikir (öğüt ve hatırlatma)dır."

 Harun Yıldırım = Bu Kur'an, ancak âlemler için bir öğüttür.

 Hasan Basri Çantay = «O (Kur'an) âlemlere bir öğüdden başka (bir şey) değildir».

 Hayrat Neşriyat = 'Doğrusu o (Kur’ân), ancak âlemler için bir nasîhattir.'

 İbni Kesir = Bu, ancak alemler için bir zikirdir.

 Kadri Çelik = “O (Kur'an), âlemler için yalnızca bir hatırlatmadır.”

 Muhammed Esed = Bu (ilahi kelam), bütün alemler için ancak bir öğüt ve uyarıdır.

 Mustafa İslamoğlu = Ne ki bu (vahiy), bütün alemler için serapa bir uyarıdır:

 Ömer Nasuhi Bilmen = (87-88) «O (Kur'an) başka değil, bütün âlemler için bir mev'izedir. Ve andolsun ki, onun haber verdiğini bir müddet sonra elbette bilmiş olacaksınız.»

 Ömer Öngüt = Bu Kur'an ancak âlemler için bir öğüttür.

 Şaban Piriş = Bu (Kur’an) ancak, alemler için bir hatırlatmadır.

 Sadık Türkmen = Bu Kur'an, ancak âlemler için bir öğüttür.

 Seyyid Kutub = Bu Kur'an, alemler için bir öğüttür.

 Suat Yıldırım = Bu Kur’ân, ancak bütün milletler için bir derstir.

 Süleyman Ateş = "O (Kur'ân), ancak bütün âlemlere öğüttür."

 Tefhim-ul Kuran = «O (Kur'an), alemler için yalnızca bir zikir (öğüt ve hatırlatma)dır.»

 Ümit Şimşek = Bu (ilahi kelam), bütün alemler için ancak bir öğüt ve uyarıdır.

 Yaşar Nuri Öztürk = Bu, âlemler için bir Zikir'den başka şey değildir.

 İskender Ali Mihr = O (Kur’ân), ancak âlemlere Zikir’dir.

 İlyas Yorulmaz = “Size bildirdiğim vahy, bütün zamanlarda yaşayanlar için bir öğüttür. ”