وَلاَ تَقْعُدُواْ بِكُلِّ صِرَاطٍ تُوعِدُونَ وَتَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ اللّهِ مَنْ آمَنَ بِهِ وَتَبْغُونَهَا عِوَجًا وَاذْكُرُواْ إِذْ كُنتُمْ قَلِيلاً فَكَثَّرَكُمْ وَانظُرُواْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِدِينَ
Ve lâ tak’udû bikulli sırâtın tû’ıdûne ve tasuddûne an sebîlillâhi men âmene bihî ve tebgûnehâ ivecen vezkurû iz kuntum kalîlen fe kesserekum vanzurû keyfe kâne âkıbetul mufsidîn(mufsidîne).
ve lâ tak’udû | : ve oturmayın |
bi kulli sırâtın | : her yola, tüm yolların üzerine |
tû’ıdûne | : vaad ediyorsunuz (negatif vaad), tehdit ediyorsunuz |
ve tasuddûne | : ve mani oluyorsunuz, engelliyorsunuz, men ediyorsunuz |
an sebîli allâhi | : Allah’ın yolundan |
men | : kim, kimse |
âmene | : inandı, amenu oldu |
bi-hi | : ona |
ve tebgûne-hâ | : ve onda arıyorsunuz, istiyorsunuz |
ivecen | : eğrilik |
ve uzkurû | : ve hatırlayın |
iz kuntum kalîlen | : siz az idiniz |
fe kessere-kum | : sonra sizi çoğalttı |
ve unzurû | : ve bakın (ibret alın) |
keyfe | : nasıl |
kâne | : oldu |
âkıbetu | : son, sonuç |
el mufsidîne | : fesat çıkaranlar |
Diyanet İşleri = “Bir de, tehdit ederek Allah’ın yolundan O’na iman edenleri çevirmek, Allah’ın yolunu eğri ve çelişkili göstermek üzere her yol üstüne oturmayın. Hatırlayın ki, siz az (ve güçsüz) idiniz de O sizi çoğalttı. Bakın, bozguncuların sonu nasıl oldu!?”
Abdulbaki Gölpınarlı = İnananları tehdît ederek Allah yolundan menetmek ve o yolun eğri bir hâle gelmesini sağlamak için her yolun başında oturup pusu kurmaya kalkmayın ve hatırlayın o zamânı ki azlıktınız, o sizi çoğalttı. Bozgunculukta bulunanların sonuçları ne olmuş, ne hale gelmişler, bakın da görün.
Abdullah Parlıyan = Allah'a iman edenleri tehdit ederek ve Allah'ın yolundan alıkoyarak ve onu eğri göstermeye çalışarak doğruya götüren her yolun kıyısında pusuya yatmayın. Düşünün ki, vaktiyle siz pek az idiniz de Allah sizi çoğalttı ve bakın ki, bozgunculuk çıkaranların sonu nasıl oldu.
Adem Uğur = Tehdit ederek, inananları Allah yolundan alıkoyarak ve o yolu eğip bükmek isteyerek öyle her yolun başında oturmayın. Düşünün ki siz az idiniz de O sizi çoğalttı. Bakın ki, bozguncuların sonu nasıl olmuştur!
Ahmed Hulusi = "Tehdit ederek, iman edenleri Allâh yolundan alıkoyarak ve o yoldan sapmalarını isteyerek, inananların yolunu kesmeyin! Düşünün ki siz az idiniz, (O) sizi çoğalttı. . . Bir bakın nasıl oldu fesat çıkaranların sonu!"
Ahmet Tekin = 'İman edenleri tehdit etmek, Allah yolundan, İslâm’a girmekten alıkoymak, İslâm’ı yaşamaya ve İslâmî faaliyetlere engel tedbirler almak, Allah yolunda tezat, tenakuz, pürüz, yalan, sapma aramak için her yolun başında oturmayın. Düşünün ve hatırlamaya çalışın, hani bir vakitler çok azdınız. Allah sizi çoğalttı, sizi güçlü ve zengin hale getirdi. Müfsitlerin, bozguncuların sonunun nasıl olduğuna ibret nazarıyla bakın, inceleyin.'
Ahmet Varol = Tehditlerde bulunmak, insanları Allah'ın yolundan alıkoymak ve onda çarpıklık aramak üzere bütün yollara oturmayın. Düşünün ki az sayıdaydınız Allah sizi çoğalttı. Bozguncuların sonlarının nasıl olduğuna bakın.
Ali Bulaç = "O'na iman edenleri tehdit ederek, Allah'ın yolundan alıkoymak için ve onda çarpıklık arayarak (böyle) her yolun (başını) kesip oturmayın. Hatırlayın ki siz azınlıkta (ve güçsüz) iken O, sizi çoğalttı. Bozgunculuk çıkaranların nasıl bir sona uğradıklarına bir bakın."
Ali Fikri Yavuz = Bir de her caddenin başına oturup Allah’a iman edenleri korkutarak Allah yolundan çevirmeyin ve yolun çarpıklığını arzu etmeyin. Düşünün ki, siz, vaktiyle pek azdınız. Böyle iken Allah sizi çoğalttı. Bir bakın ki, fesatçıların sonu nasıl oldu?
Ali Ünal = “Öyle, (gücünüze dayanarak) bütün yol başlarını tutup tehditler savurmayın ve Allah’a iman edenleri O’nun yolundan alıkoymaya ve o yolun eğriliğini, eğri tanınmasını, keyfinize göre eğrilip bükülmesini arzulamayın ve onu böyle göstermeye çalışmayın. Düşünün ki, bir zaman siz az ve zayıftınız, fakat Allah sayınızı çoğalttı, gücünüzü arttırdı. Sınır tanımayan ve Allah’ın verdiği duygu, meleke ve kabiliyetleri yanlış yolda harcayanların sonları nasıl oldu, düşünün ve ibret alın!
Bayraktar Bayraklı = “Her yolun başına oturup da, tehdit ederek ona inananları Allah yolundan çevirmeye ve Allah yolunu eğriltmeye çalışmayınız; düşününüz ki siz az idiniz, O sizi çoğalttı ve bakınız bozguncuların sonu nasıl oldu?”
Bekir Sadak = «Allah'a inananlari yolundan alikoyup ve o yolun egriligini dileyerek tehdit edip her yolda pusu kurup oturmayin. Azken, Allah'in sizi cogalttigini hatirlayin; bozguncularin sonunun nasil olduguna bir bakin.»
Celal Yıldırım = Allah'a imân edenleri tehdîd ederek ve Allah'ın yolundan alıkoyarak öyle her yolda —o yolun eğriliğini arzu ederek— oturmayın. Bir düşünün, bir zamanlar az idiniz, O sizi çoğalttı, bozgunculuk yapıp fesad çıkaranların sonunun ne olduğuna bir bakın!
Cemal Külünkoğlu = “Bir de, inanan herkesi tehditle Allah'ın yolundan dönmeye zorlayarak ve onu eğri göstermeye çalışarak (doğruya götüren) her yolun kıyısında pusuya yatmayın! Ve hatırlayın ki, siz pek az idiniz de (Allah) sizi çoğalttı. Ve bakın ki fesat çıkaranların sonu ne oldu?”
Diyanet İşleri (eski) = 'Allah'a inananları yolundan alıkoyup ve o yolun eğriliğini dileyerek tehdit edip her yolda pusu kurup oturmayın. Azken, Allah'ın sizi çoğalttığını hatırlayın; bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.'
Diyanet Vakfi = Tehdit ederek, inananları Allah yolundan alıkoyarak ve o yolu eğip bükmek isteyerek öyle her yolun başında oturmayın. Düşünün ki siz az idiniz de O sizi çoğalttı. Bakın ki, bozguncuların sonu nasıl olmuştur!
Edip Yüksel = 'ALLAH'ın yolunu eğriltmek ve inananları tehdit edip ondan çevirmek için her yolun başına oturmayın. Sayıca az iken sizi nasıl da çoğalttığını düşünün. Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Hem öyle tehdid ederek her caddenin başına oturub da Allahın yolundan ona iyman edenleri çevirmeyin ve yolun çarpıklığını arzu etmeyin, düşünün ki vaktiyle siz pek az idiniz, öyle iken o sizi çoğalttı ve bakın o müfsidlerin akıbeti nasıl oldu?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bir de öyle tehdit ederek her caddenin başına oturup da Allah'ın yolundan O'na iman edenleri çevirmeyin ve yolun çarpıklığını arzu etmeyin. Düşünün ki, siz azlıktınız, O, sizi çoğalttı ve bakın o bozguncuların sonu ne oldu!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Tehdit ederek, inananları Allah yolundan alıkoyarak ve o yolun eğriliğini arayarak öyle her yolun başında oturmayın. Düşünün ki siz az idiniz de O sizi çoğalttı. Bakın ki bozguncuların sonu nasıl olmuştur.
Gültekin Onan = "O'na inananları tehdit ederek, Tanrı'nın yolundan alıkoymak için ve onda çarpıklık arayarak (böyle) her yolun (başını) kesip oturmayın. Hatırlayın ki siz azınlıkta (ve güçsüz) iken O sizi çoğalttı. Bozgunculuk çıkaranların nasıl bir sona uğradıklarına bir bakın."
Harun Yıldırım = “O’na iman edenleri tehdit ederek ve doğruluk yolunda eğrilik arayarak Allah’ın yolundan alıkoymak için her yolun başında oturmayın! Hatırlayın ki siz çok az idiniz de sizi çoğalttı. Bozgunculuk yapanların sonunun nasıl olduğuna bir bakın!”
Hasan Basri Çantay = «Ve siz, Allaha îman edenleri tehdîd ederek, (onları) Allahın yolundan men'ederek, onun (o yolun) eğriliğini arayarak, öyle her caddenin başını tutub oturmayın. Düşünün ki vaktiyle siz, pek az idiniz de (Allah) sizi çoğaltdı. Bakın ki fesâd çıkaranların sonu nice olmuşdur»
Hayrat Neşriyat = 'O hâlde (insanları) tehdîd ederek ve Allah’ın yolundan O’na îmân edenleri men' ederek, hem ona (o yola) bir eğrilik arayarak her yol(un başın)a oturmayın! Hatırlayın ki, bir zamanlar (siz) az idiniz de (O) sizi çoğalttı; ve bakın (sizden önce) fesad çıkaranların âkıbeti nasıl oldu!'
İbni Kesir = Ve siz, Allah'a iman edenleri tehdit ederek, Allah'ın yolundan alıkoyarak ve onun eğriliğini isteyerek, her yolun başını tutup oturmayın. Hem hatırlayın ki; siz, vaktiyle pek az idiniz de sizi O, çoğalttı. Ve bakın fesad çıkaranların sonu ne olmuştur.
Kadri Çelik = “Bütün yol başlarında pusu kurup iman edenleri tehditle Allah yolundan alıkoymayınız ve bu yolu eğri göstermeye yeltenmeyiniz. Sayıca azken, Allah'ın sizi çoğalttığını hatırlayınız. Bozgunculuk çıkaranların nasıl bir sona uğradıklarına bir bakın.”
Muhammed Esed = Bir de, inanan herkesi tehditle Allahın yolundan dönmeye zorlayarak ve onu eğri göstermeye çalışarak (doğruya götüren) her yolun kıyısında pusuya yatmayın. Ve Onun sizi azlıkken (nasıl) çoğalttığını hatırlayın: Ve bakın, sonu ne oldu fesat çıkaranların!
Mustafa İslamoğlu = Bir de (Hakka varan) her yolun kenarına kurulup O'na iman eden kimseleri türlü tehditlerle Allah'ın yolundan döndürmeye ve onu eğri büğrü göstermeye çalışmayın! Ve hatırlayın ki, siz azınlık iken O sizi çoğalttı: işte, fesat çıkaranların akıbeti nasıl olurmuş görün!
Ömer Nasuhi Bilmen = Allah'a imân edenleri korkutarak ve Allah'ın yolundan alıkoyarak ve onun için eğriliği isteyerek her bir caddede oturmayınız. Ve hatırlayınız ki, siz pek az idiniz, sonra sizi çoğalttı ve bakınız ki, müfsidlerin sonu nasıl oldu?
Ömer Öngüt = “Ve her yolun başına oturup da tehdit ederek inananları yolundan alıkoymaya ve o Allah yolunu eğriltmeye çalışmayın. Düşünün ki siz az idiniz de O sizi çoğalttı. Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bakın!”
Şaban Piriş = -İman edenleri Allah’ın yolundan alıkoyarak ve o yolun bozulmasını arzulayarak tehdit ile her caddenin başında pusu kurup oturmayın. Azınlık iken Allah’ın sizi çoğalttığını hatırlayın. Bozguncuların sonunun ne olduğuna da bir bakın!
Sadık Türkmen = Her yolun başına oturup ta tehdit ederek, iman edenleri Allah’ın yolundan çevirmeye ve o yolu eğriltmeye çalışmayın. Hatırlayın, hani siz az idiniz O sizi çoğalttı. Bakın bozguncuların sonu nasıl oldu?
Seyyid Kutub = Bütün yol başlarında pusu kurup inananları tehditle Allah yolundan alıkoymayınız, bu yolu eğri göstermeye yeltenmeyiniz. Sayıca azken, Allah'ın sizi çoğalttığını hatırlayınız. Görünüz, bozguncuların sonu nasıl oldu?
Suat Yıldırım = "Hem öyle tehditler savurarak, yol başlarını tutup, Allah’a iman edenleri Allah’ın yolundan çevirmeyin ve bu yolun eğri büğrü olduğuna dair, şüpheler verip halkı yanıltmayın.""Hem düşünün ki bir zaman siz sayıca pek az idiniz. Öyle iken Allah sizi çoğalttı. Ülkeyi bozan o müfsitlerin sonunun nasıl olduğuna bakın da ibret alın!"
Süleyman Ateş = "Ve her yolun başına oturup da tehdid ederek inananları Allâh yolundan çevirmeğe ve o(Hak yolu)nu eğriltmeğe çalışmayın; düşünün siz az idiniz, O sizi çoğalttı ve bakın, bozguncuların sonu nasıl oldu!"
Tefhim-ul Kuran = «O'na iman edenleri tehdit ederek, Allah'ın yolundan alıkoymak ve onda çarpıklık arayarak (böyle) her yolun (başını) kesip oturmayın. Hatırlayın ki siz azınlıkta (ve güçsüz) iken O, sizi çoğalttı. Bozgunculuk çıkaranların nasıl bir sona uğradıklarına bir bakın.»
Ümit Şimşek = 'Yol başlarını tutup da iman edenleri tehdit ederek ve doğru yolu eğri göstererek onları Allah'ın yolundan alıkoymayın. Unutmayın ki, vaktiyle sizin sayınız pek azdı; sonra Allah sizi çoğalttı. Bir de, bozguncuların sonlarına bakın, ne olmuş!
Yaşar Nuri Öztürk = "Her yol üstünde oturup da tehdit savurarak Allah yolundan O'na inananları çevirmeyin. Yolun çarpığını isteyip durmayın. Hatırlayın ki, siz az idiniz, O sizi çoğalttı. Bir bakın, nasılmış bozguncuların sonu!
İskender Ali Mihr = Tehdit (vaad ederek) ederek her yola (üstüne) oturmayın. Ve O’na (Allah’a) âmenû olan kimseleri Allah’ın yolundan men etmeyin. Ve onda (Allah’ın yolunda) bir eğrilik istiyorsunuz. Ve hatırlayın! Siz az idiniz, sizi çoğalttı. Ve bakın, fesat çıkaranların sonları nasıl oldu.
İlyas Yorulmaz = “İnsanları yalan yanlış vaatlerle, Allah’a inanları Allah’ın yolundan vazgeçirmek için, her türlü batıl yollarla ve Allah’ın dininde eksiklik arayarak, doğruların önüne oturmayın. Hatırlayın az bir topluluktunuz da Allah sizin sayınızı artırmıştı. Şimdi bakın bakalım, bozguncu toplumların durumu nasıl olmuş. ”