قُل لِّمَنِ الْأَرْضُ وَمَن فِيهَا إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
Kul li menil ardu ve men fîhâ in kuntum ta’lemûn(ta’lemûne).
Diyanet İşleri = De ki: “Eğer biliyorsanız söyleyin: Yer ve yerde bulunanlar kime aittir?”
Abdulbaki Gölpınarlı = De ki: Kimindir yeryüzü ve orada bulunanlar biliyorsanız eğer?
Abdullah Parlıyan = De ki: Kimindir yeryüzü ve orada bulunanlar? Biliyorsanız haydi söyleyin bana.
Adem Uğur = (Resûlüm!) de ki: Eğer biliyorsanız (söyleyin bakalım), bu dünya ve onda bulunanlar kime aittir?
Ahmed Hulusi = De ki: "Kim içindir arz ve onda olan kim? Eğer biliyorsanız (söyleyin). "
Ahmet Tekin = Onlara:'Bu dünya ve içindekiler kimin? Eğer biliyorsanız söyleyin?' de.
Ahmet Varol = De ki: 'Eğer bilirseniz yeryüzü ve onun içindekiler kimindir?'
Ali Bulaç = De ki: "Eğer biliyorsanız (söyleyin:) Yeryüzü ve onun içinde olanlar kimindir?"
Ali Fikri Yavuz = (Ey Rasûlüm, Mekke kâfirlerine) de ki: “- Kimin o arz ve ondaki bütün varlıklar, biliyor musunuz?”
Ali Ünal = De ki: “Bütün dünya ve içinde yaşayanlar kime aittir, (kimdir onları yaratan ve yaşatan)? Haydi, biliyorsanız cevap verin!”
Bayraktar Bayraklı = De ki: “Biliyorsanız, dünya ve içinde bulunanlar kimindir?”
Bekir Sadak = De ki: «Biliyorsaniz soyleyin, yer ve onda bulunanlar kimindir?»
Celal Yıldırım = De ki: Yerküre ve içinde olanlar kime aittir? Eğer biliyorsanız (haydi cevap verin).
Cemal Külünkoğlu = De ki: “Eğer biliyorsanız (söyleyin): Yeryüzü ve orada bulunanlar kimindir?”
Diyanet İşleri (eski) = De ki: 'Biliyorsanız söyleyin, yer ve onda bulunanlar kimindir?'
Diyanet Vakfi = (Resûlüm!) de ki: Eğer biliyorsanız (söyleyin bakalım), bu dünya ve onda bulunanlar kime aittir?
Edip Yüksel = De ki, 'Biliyorsanız, yer, gökler ve içlerinde bulunanlar kimindir?'
Elmalılı Hamdi Yazır = «Kimin o Arz ve ondaki kimseler, eğer biliyorsanız?» de!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = De ki: «Yeryüzü ve onda bulunan kimseler kime aittir; eğer biliyorsanız?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Resulüm!) de ki: «Eğer biliyorsanız (söyleyin bakalım), bu dünya ve onda bulunanlar kime aittir?»
Gültekin Onan = De ki: "Eğer biliyorsanız (söyleyin:) "Yeryüzü ve onun içinde olanlar kimindir?"
Harun Yıldırım = De ki: Eğer biliyorsanız, bu dünya ve onda bulunanlar kime aittir?
Hasan Basri Çantay = (Sen Habîbim, onlara) de ki: «Kimindir o yer ve ondaki (bütün mahlûk) lar, biliyor musunuz»?
Hayrat Neşriyat = (Ey Resûlüm!) De ki: 'Eğer biliyorsanız (söyleyin bakalım), bu yer ve içinde bulunanlar kimindir?'
İbni Kesir = De ki: Yer ve onda bulunanlar kimindir? Biliyorsanız söyleyin.
Kadri Çelik = De ki: “Eğer biliyorsanız (söyleyin bakayım), “Yeryüzü ve onun içinde olanlar kimindir?”
Muhammed Esed = De ki: "Peki, yeryüzü ve orada var olanlar kimin, öyleyse? Biliyorsanız (hadi, söyleyin bana)!"
Mustafa İslamoğlu = De ki: "Yer ve ondaki varlıklar kime aittir, eğer biliyorsanız (cevaplasanıza)?"
Ömer Nasuhi Bilmen = De ki: «Yer ve onda olanlar, kimindir? Eğer siz bilir kimseler oldunuz ise (söyleyin).»
Ömer Öngüt = De ki: “Eğer biliyorsanız söyleyin bakalım. Bu dünya ve onda bulunanlar kime âittir?”
Şaban Piriş = De ki: -Yeryüzü ve içindekiler kime aittir, eğer biliyorsanız?
Sadık Türkmen = De ki: “Yeryüzü ve içinde bulunanlar kime aittir? Eğer biliyorsanız!”
Seyyid Kutub = Onlara de ki, «Eğer biliyorsanız, söyleyiniz, yeryüzü ve üzerindeki tüm varlıklar kimindir?»
Suat Yıldırım = De ki: "Bütün dünya ve içinde yaşayanlar kimindir söyleyin bakalım, biliyorsanız."
Süleyman Ateş = De ki: "Biliyorsanız dünyâ ve içinde bulunanlar kimindir?"
Tefhim-ul Kuran = De ki: «Eğer biliyorsanız (söyleyin:) Yeryüzü ve onun içinde olanlar kimindir?»
Ümit Şimşek = Sen de ki: 'Yeryüzü ve içindekiler kimindir? Biliyorsanız söyleyin.'
Yaşar Nuri Öztürk = De ki: "Eğer biliyorsanız, yeryüzü ve içindekiler kimindir?"
İskender Ali Mihr = De ki: “Arzın (yeryüzünün) ve onun içindekilerin kimin olduğunu eğer biliyorsanız (söyleyin).”
İlyas Yorulmaz = Onlara sor “Yeryüzü ve yeryüzünde yaşayanlar kime aittir? Eğer biliyorsanız söyleyin?