وَاسْأَلِ الْقَرْيَةَ الَّتِي كُنَّا فِيهَا وَالْعِيْرَ الَّتِي أَقْبَلْنَا فِيهَا وَإِنَّا لَصَادِقُونَ
Ves’elil karyetelletî kunnâ fîhâ vel îralletî akbelnâ fîhâ, ve innâ le sâdikûn(sâdikûne).
ves’elil (ve es’eli el) karyete | : ve o karyeye, şehir halkına sor |
elletî | : ki o |
kunnâ | : biz olduk |
fîhâ | : içinde, orada |
vel îralletî (ve el îra elletî)(îre) | : ve kafile, kervan ki o |
akbelnâ | : döndük |
fî-hâ | : aralarında |
ve innâ | : muhakkak biz |
le sâdikûne | : gerçekten sadıklar, doğruyu söyleyenler |
Diyanet İşleri = “Bulunduğumuz kent halkına ve aralarında olduğumuz kervana da sor. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.”
Abdulbaki Gölpınarlı = “Bulunduğumuz kasabanın halkına ve beraberinde geldiğimiz kervana da sorabilirsin. Andolsun, doğru söylüyoruz.”
Abdullah Parlıyan = “İnanmazsan içinde bulunduğumuz ve döndüğümüz şehir halkına veya aralarında geldiğimiz kervandakilere sor; göreceksin ki biz gerçekten doğru söylüyoruz.”
Adem Uğur = (İstersen) içinde bulunduğumuz şehire (Mısır halkına) ve aralarında geldiğimiz kafileye de sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz."
Ahmed Hulusi = "İçinde olduğumuz şehir halkına ve birlikte döndüğümüz kervan halkına sor. . . Biz kesinlikle doğruyu konuşuyoruz. "
Ahmet Tekin = 'İstersen, içinde bulunduğumuz şehire, Mısır halkına sor. Aralarında geldiğimiz kafileye de sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz, deyin.'
Ahmet Varol = (İstersen) içinde bulunduğumuz kasabaya ve beraber geldiğimiz kervana da sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz.'
Ali Bulaç = "İçinde (yaşamakta) olduğumuz şehre sor, hem kendisinde geldiğimiz kervana da. Biz gerçekten doğruyu söyleyenleriz."
Ali Fikri Yavuz = Hem bulunduğumuz şehre (Mısır halkına) sor, hem içinde geldiğimiz kervana... Biz hakikaten doğru söylüyoruz.”
Ali Ünal = ‘Bize inanmıyorsan, gittiğimiz ve hadisenin geçtiği şehrin ahalisine, istersen, birlikte geldiğimiz kafiledekilere de sor. Biz, gerçekten doğruyu söylüyoruz.’”
Bayraktar Bayraklı = “Bulunduğumuz kasabanın halkına ve beraberinde geldiğimiz kervana da sorabilirsin. Andolsun, doğru söylüyoruz.”
Bekir Sadak = (80-82) Umidsizlige dusunce, konusmak uzere bir kenara cekildiler. Buyukleri soyle dedi: «Babanizin Allah'a karsi sizden bir soz aldigini, daha once Yusuf meselesinde de ileri gittiginizi bilmiyor musunuz? Artik babam bana izin verene veya Allah hakkimda hukum verene kadar ki O, hukmedenlerin en iyisidir bu yerden ayrÙlmayacagÙm. Siz donun, babanÙza gidin ve deyin ki: «Ey BabamÙz! Senin oglun hÙrsÙzlÙk yaptÙ, bu bildigimizden baska bir sey gormedik; gorulmeyeni de bilmeyiz; bulundugumuz kasabanÙn halkÙna ve beraberinde oldugumuz kervana da sorabilirsin; biz suphesiz dogru soyluyoruz.»
Celal Yıldırım = «Bulunduğumuz kasaba halkından ve bir de içinde bulunduğumuz kafileye sor. Biz herhalde doğru söyleyenleriz».
Cemal Külünkoğlu = “(Bize inanmıyorsan) içinde bulunduğumuz kasaba halkına ve birlikte yolculuk yaptığımız kervancılara sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz.”
Diyanet İşleri (eski) = (82-84) Onlara sırt çevirdi, 'Vah, Yusuf'a yazık oldu!' dedi ve üzüntüden gözlerine ak düştü. Artık acısını içinde saklıyordu.
Diyanet Vakfi = (İstersen) içinde bulunduğumuz şehire (Mısır halkına) ve aralarında geldiğimiz kafileye de sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz.»
Edip Yüksel = 'Bulunduğumuz topluluğa ve beraber geldiğimiz kervana sor. Biz doğruyu anlatıyoruz.' '
Elmalılı Hamdi Yazır = Hem bulunduğumuz şehre sor hem içinde geldiğimiz kârbana, ve emin ol ki biz cidden doğru söylüyoruz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hem bulunduğumuz şehir halkına, hem de içinde geldiğimiz kafileye sor. Ve emin ol ki biz, kesinlikle doğru söylüyoruz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Hem orada bulunduğumuz şehir halkına, hem içinde bulunduğumuz kervana sor. Ve emin ol ki, biz kesinlikle doğru söylüyoruz.»
Gültekin Onan = "İçinde (yaşamakta) olduğumuz şehre sor, hem kendisinde geldiğimiz kervana da. Biz gerçekten doğruyu söyleyenleriz."
Harun Yıldırım = “İçinde bulunduğumuz şehre, beraber geldiğimiz kafileye de sor. Biz gerçekten doğruyu söyleyenleriz.”
Hasan Basri Çantay = «(İstersen) içinde bulunduğumuz (ve döndüğümüz) şehir (ya'ni Mısır ahâlisine) de, aralarında geldiğimiz kervana da sor. Biz seksiz şübhesiz doğru söyleyicileriz».
Hayrat Neşriyat = 'Hem (istersen) içinde bulunduğumuz şehre (oranın ahâlisine) ve berâberinde geldiğimiz kervana sor! Çünki şübhesiz biz (bu işte) elbette doğru söyleyen kimseleriz.'(deyin).
İbni Kesir = Bulunduğumuz kasabanın halkına, aralarında geldiğimiz kervana da sor. Biz gerçekten sadıklarız.
Kadri Çelik = “Bulunduğumuz ülkenin halkına ve kendisinde geldiğimiz kervana da sorabilirsin; biz gerçekten doğruyu söyleyenleriz.”
Muhammed Esed = (Olay sırasında) bulunduğumuz şehir halkına, birlikte yolculuk yaptığımız kervancılara sor istersen: (göreceksin ki) biz gerçekten doğru söylüyoruz!"
Mustafa İslamoğlu = İstersen, (olay günü) bulunduğumuz şehrin sakinlerine ve birlikte döndüğümüz kervancılara sor: zira biz gerçekten doğru söylüyoruz."
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ve içinde bulunduğumuz şehre sor ve içinde gelmiş olduğumuz kervana da. Ve biz şüphe yok ki, elbette sâdık kimseleriz.»
Ömer Öngüt = “Bulunduğumuz şehrin halkına ve beraber geldiğimiz kervana da sorabilirsin. Biz gerçekten doğru söylüyoruz. ”
Şaban Piriş = Bulunduğumuz kasabanın halkına ve beraberinde olduğumuz kervana da sorabilirsin; biz şüphesiz doğru söylüyoruz.
Sadık Türkmen = Içinde bulunduğumuz kente veya beraber geldiğimiz kervandakilere sor. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.”
Seyyid Kutub = İçinde bulunduğumuz şehrin halkına ve birlikte yola çıktığımız kervana sor, söylediklerimiz kesinlikle doğrudur.
Suat Yıldırım = "İnanmazsan, gittiğimiz şehrin ahalisine ve yine içinde geldiğimiz kafilede bulunanlara sor! Bütün samimiyetimizle ifade ediyoruz ki söylediğimiz, doğrunun ta kendisidir."
Süleyman Ateş = (İnanmazsan) İçinde bulunduğumuz kente ve beraber geldiğimiz kervana sor. Biz doğru söylüyoruz!"
Tefhim-ul Kuran = «İçinde (yaşamakta) olduğumuz şehre sor, hem kendisinde geldiğimiz kervana da. Biz gerçekten doğruyu söyleyenleriz.»
Ümit Şimşek = 'İnanmazsan o beldenin ahalisinden veya beraber geldiğimiz kafileden sor. Emin ol, biz doğru söylüyoruz.'
Yaşar Nuri Öztürk = "İçinde bulunduğumuz kente, beraberinde döndüğümüz kervana sor. Biz gerçeğin ta kendisini söylüyoruz."
İskender Ali Mihr = Ve içinde bulunduğumuz şehir halkına ve aralarında döndüğümüz kervana sor. Muhakkak ki; biz gerçekten sadıklarız (doğru söyleyenleriz).
İlyas Yorulmaz = “Bu olayı bilen hemşerilerimize veya O şehirden geçen (konuyu bilen) bizimle karşılaşmış kervanlara sor. Biz doğruyu söylüyoruz deyin” dedi.