وَيَقُولُونَ طَاعَةٌ فَإِذَا بَرَزُواْ مِنْ عِندِكَ بَيَّتَ طَآئِفَةٌ مِّنْهُمْ غَيْرَ الَّذِي تَقُولُ وَاللّهُ يَكْتُبُ مَا يُبَيِّتُونَ فَأَعْرِضْ عَنْهُمْ وَتَوَكَّلْ عَلَى اللّهِ وَكَفَى بِاللّهِ وَكِيلاً
Ve yekûlûne tâatun, fe izâ berazû min indike beyyete tâifetun minhum gayrallezî tekûl(tekûlu). Vallâhu yektubu mâ yubeyyitûn(yubeyyitûne), fe a’rıd anhum ve tevekkel alâllâh(alâllâhi). Ve kefâ billâhi vekîlâ(vekîlen).
ve yekûlûne | : ve diyorlar |
tâatun | : itaat, bağlılık, kabul etme |
fe | : sonra |
izâ berazû | : ayrıldıkları zaman |
min indi-ke | : senin yanından |
beyyete | : gece gizlice plân kurdular |
tâifetun | : bir tâife, bir grup |
min-hum | : onlardan |
gayra | : dışında, başka, başka birşey |
ellezî | : o, ...olan |
tekûlu | : sen söylüyorsun, söylersin |
ve allâhu | : ve Allah |
yektubu | : yazıyor |
mâ | : şey |
yubeyyitûne | : geceleyin gizlice plan kuruyorlar |
fe | : artık |
a’rıd | : yüz çevir |
an-hum | : onlardan |
ve tevekkel | : ve tevekkül et, güven |
alâ allâhi | : Allah’a |
ve kefâ bi | : ve kâfi, yeterli |
allâhi | : Allah |
vekîlen | : vekil olarak |
Diyanet İşleri = Sana “baş üstüne” derler. Fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden birtakımı, geceleyin; (senin gündüz) söylediklerinin aksini kurarlar. Allah, onların geceleyin kurduklarını yazmaktadır. Sen onlara aldırma. Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.
Abdulbaki Gölpınarlı = Bizden itaat etmek derlerse de yanından ayrıldılar mı onların bir kısmı, geceleyin senin dediğinden bambaşka şeyler kurar, Allah da onların kurduklarını yazar. Yüz çevir onlardan de dayan Allah'a, Allah yeter koruyucu olarak.
Abdullah Parlıyan = Onlar, biz sana itaat ediyoruz derler, ama yanından uzaklaştıklarında, içlerinden bir kısmı gecenin karanlığında, senin getirdiğin mesajlardan başka şeyler tasarlarlar. Allah onların gece kurdukları ve gizlice tasarladıkları herşeyi kaydeder. O halde onları kendi başlarına bırak ve sadece Allah'a güven, zira hiç kimse Allah kadar güvene layık olamaz.
Adem Uğur = Başüstüne derler, ama yanından ayrılınca onlardan bir kısmı, senin dediğinden başkasını gizlice kurar. Allah da onların gizlice kurduklarını yazar. Sen onlara aldırma ve Allah'a dayan; sana vekil olarak Allah yeter.
Ahmed Hulusi = "Başüstüne" derler, ama yanından ayrılınca, içlerinden bir grup, geceleyin dediklerinin zıddına kurgular yaparlar. Allâh da onların yaptıkları kurguları yazar! Artık onlardan yüz çevir ve Allâh'a güven, işini O'na havale et! Vekiyl olarak, Allâh Esmâ'sının, hakikatinde de olan "Vekiyl" ismi özelliği yeter!
Ahmet Tekin = Sana:'Baş üstüne, emrin yerine getirilecek, devletine itaat edilecektir' derler. Senin yanından ayrılınca da, içlerinden bir kısmı geceleyin gizlice, gündüz senin söylediklerinin aksini tasarlarlar. Allah da onların gece gizlice tasarladıklarını yazar, kaydeder. Sen onların faaliyetlerine karşı tedbir al, sonuçlarını Allah’tan bekle, Allah’a güvenip dayan, işlerini Allah’a havale et. Hâmi ve güvence olarak Allah hepsine karşı sana yeter.
Ahmet Varol = 'Baş üstüne' diyorlar. Senin yanından ayrıldıklarında ise onlardan bir grup geceleyin senin söylediklerinden ayrı hesaplar kuruyorlar. Allah onların geceleyin kurdukları hesapları yazıyor. Sen onlara aldırma ve Allah'a güven. Allah vekil olarak yeter.
Ali Bulaç = "Tamam, kabul" derler. Ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir grup, karanlıklarda senin söylediğinin tersini kurarlar. Allah, karanlıklarda kurduklarını yazıyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.
Ali Fikri Yavuz = Huzurunda münafıklar: “- Baş üstüne, işimiz itaattır” derler. Sonra da yanından çıktıklarında içlerinden bir kısmı, dediklerine aykırı olarak geceleyin söz uydururlar. Allah onların kurup yaptıkları tezviratı yazıyor. Onun için sen, yüzlerine vurma, onlardan vazgeç ve Allah’a güvenip dayan. Allah vekil olarak yeter.
Ali Ünal = (Senin yanında, her ne buyurursan buyur) “Baş üstüne!” diyorlar. Fakat yanından ayrılınca da, içlerinden (münafık) bir grup, içlerinde sana söylediklerinin aksini kuruyor, karanlık planlar yapıyorlar. Ama Allah, içlerinde kurduklarını, yaptıkları bütün karanlık planları yazmaktadır. Şu halde (ey Rasûlüm,) sen onlara aldırış etme, (yaptıklarını yüzlerine vurma) ve Allah’a güvenip dayan. Kendisine dayanılıp güvenilecek ve bütün işlerin havale edileceği (vekil) olarak Allah yeter.
Bayraktar Bayraklı = Onlar, “Biz sana itaat ediyoruz” derler; ama yanından ayrılınca onlardan bir kısmı, senin dediğinden başkasını gizlice kurar. Allah da onların gizlice kurduklarını yazar. Sen onlara aldırma ve Allah'a dayan; vekil olarak Allah sana yeter.
Bekir Sadak = «eki» derler, fakat senin yanindan ciktiklarinda, iclerinden bir takimi, geceleyin senin dediklerinden baska bir sey kurarlar. Allah gece tasarladiklarini yaziyor, onlara aldiris etme. Allah'a guven, vekil olarak Allah yeter.
Celal Yıldırım = (Münafıklar): «Bizden sana itaat !»dedi(er. Yanından ayrılıp dışarı çıktıklarında onlardan bir kısmı senin dediğinin başka (ölçü ve değişik hükmüyle) geceler; (yani aksine bir yol, bir plân kurmaya çalışır). Allah onların neler kurup gecelediklerini (bir bir) yazıyor. Böyle olunca da sen onlardan vazgeç; Allah'a güvenip dayan. Vekîl olarak Allah yeter.
Cemal Külünkoğlu = Yüzüne karşı “evet” derler. Fakat onların bir grubu yanından ayrıldıktan sonra geceleyin aleyhinde sana verdikleri sözle bağdaşmayan komplolar kurarlar. Hiç şüphesiz Allah onların geceleri kurdukları komploları kaydediyor. Sen onlara aldırış etme, Allah'a güven. Vekil olarak Allah sana yeter.
Diyanet İşleri (eski) = 'Peki' derler, fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden bir takımı, geceleyin senin dediklerinden başka bir şey kurarlar. Allah gece tasarladıklarını yazıyor, onlara aldırış etme. Allah'a güven, vekil olarak Allah yeter.
Diyanet Vakfi = «Başüstüne» derler, ama yanından ayrılınca onlardan bir kısmı, senin dediğinden başkasını gizlice kurar. Allah da onların gizlice kurduklarını yazar. Sen onlara aldırma ve Allah'a dayan; sana vekil olarak Allah yeter.
Edip Yüksel = 'Tamam, itaat ediyoruz,' derler. Ancak senin yanından çıktıklarında onlardan bir takımı, söylemiş olduklarının tersini kuruyor. ALLAH onların planlayıp kurdukları şeyleri kaydediyor. Onlara aldırma; ALLAH'a güven. Destekleyici olarak ALLAH yeter.
Elmalılı Hamdi Yazır = Bâş üstüne diyorlar sonra da yanından çıktıklarında içlerinden bir takımı dediklerinin hilâfına tezvirat yapıyorlar, Allah da yaptıkları tezviratı kaydediyor, onun için sen yüzlerine vurmaktan vaz geç de Allaha havale et Allah vekil yeter
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sana «Baş üstüne!» diyorlar; sonra da yanından ayrıldıklarında içlerinden bir takımı söylediklerinin aksine tezvirat yapıyorlar, Allah da yaptıkları tezviratı kaydediyor. Onun için sen yüzlerine vurmaktan vazgeç de Allah'a havale et! Allah vekil olarak yeter!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sana «Peki» derler, fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden birtakımı, geceleyin (gündüz) söylemiş olduklarının tersini kurarlar. Allah onların geceleyin tasarladıklarını yazıyor. Sen onlara aldırma. Allah'a güven. Vekil olarak Allah yeter.
Gültekin Onan = "Tamam, kabul" derler. Ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir grup, karanlıklarda senin söylediğinin tersini kurarlar. Tanrı, karanlıklarda kurduklarını yazıyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Tanrı'ya tevekkül et. Vekil olarak Tanrı yeter.
Harun Yıldırım = “İtaat!” derler. Senin yanından ayrıldıkları zaman da onlardan bir grup geceleyin senin dediğinin aksini kurar. Halbuki Allah geceleyin ne kurduklarını yazıyor. O halde onlardan yüz çevir ve Allah’a tevekkül et! Şüphesiz vekil olarak Allah yeter!
Hasan Basri Çantay = (Sana) «Hayhay» derler. Fakat senin yanından ayrıldıkları zaman da onlardan bir güruh geceleyin senin söyleyegeldiğinden başkasını kurar (lar). Allah onların gizlice ne plânlar kurduklarını yazıyor. Onun için sen onlardan yüz çevir (aldırış etme). Allaha güvenib dayan, Allah, bir vekîl olarak, yeter.
Hayrat Neşriyat = Bununla berâber (münâfıklar, kendilerine bir şey emrettiğin zaman:) 'Baş üstüne!' derler; fakat senin yanından çıktıkları zaman onlardan bir tâife, senin söylediğinden başkasını geceleyin uydurur. Allah ise, geceleri (ne hîleler) kurmakta olduklarını yazıyor (hesâbını sormak üzere, kaydediyor). Artık (sen) onlara aldırma ve Allah’a tevekkül et! (Sana) vekîl olarak da Allah yeter.
İbni Kesir = Sana; peki, derler. Yanından ayrıldıktan sonra da içlerinden bir grup sana söylediklerini hilafına geceleyin plan kurarlar. Allah gece tasarladıklarını yazıyor. Onlara aldırış etme. Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.
Kadri Çelik = (Yüzüne karşı) “İtaat” derler, fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden bir takımı, geceleyin senin dediklerinden başka bir şey kurarlar. Allah gece tasarladıklarını yazmaktadır. Onlardan yüz çevir, Allah'a güven, vekil olarak Allah yeter.
Muhammed Esed = Onlar, "Biz sana itaat ediyoruz." Derler, ama yanından uzaklaştıklarında, içlerinden bir kısmı, gecenin karanlığında, senin dile getirdiğin (inançlar)dan başka şeyler tasarlarlar; ve Allah onların böyle gece karanlığında tasarladıkları her şeyi kaydeder. O halde kendi başlarına bırak onları ve yalnızca Allaha güven; zira hiç kimse Allah kadar güvene layık olamaz.
Mustafa İslamoğlu = Onlar "Baş üstüne!" derler, ama yanından uzaklaştıklarında, içlerinden bir güruh gece boyunca senin dile getirdiğinden farklı işler çevirirler. Ama Allah onların gece karanlığında çevirdikleri işleri kaydetmektedir. Şu halde işine bak ve Allah'a dayan; zira dayanak olarak Allah yeter.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve «İtaatkarız» derler. Sonra senin yanından ayrıldıkları zaman onlardan bir gürûh senin dediğin şeyin başkasını geceleyin kuruntu yapar. Ve Allah Teâlâ onların ne kuruntularda bulunduklarını yazıyor. Artık onlardan yüz çevir ve Allah Teâlâ'ya tevekkül et. Ve Cenâb-ı Hak vekil olarak kifâyet eder.
Ömer Öngüt = “İtaat ettik!” derler. Fakat senin yanından ayrıldıktan sonra, içlerinden bir kısmı, sana söylediklerinin tersine geceleyin plân kurarlar. Allah da onların geceleyin tasarladıklarını yazmaktadır. Onlardan yüz çevir ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter!
Şaban Piriş = (Sana) “itaat ettik” derler. Yanından ayrılınca da onlardan bir bölümü söylediklerinin tersini yaparak gecelerler. Allah, onların nasıl gecelediğini kaydediyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Allah’a dayan. Vekil olarak Allah yeter.
Sadık Türkmen = Sana “baş üstüne” derler. Fakat senin yanından çıktıklarında içlerinden birtakımı, geceleyin; (senin gündüz) söylediklerinin aksini kurarlar/plânlarlar. Allah onların geceleyin plânladıklarını/kurduklarını (bilip ve Melekler ile de tespit edip) yazdırmaktadır. Sen onlara aldırma. Allah’a yönel. Vekil olarak Allah yeter.
Seyyid Kutub = Yüzüne karşı 'peki' derler. Fakat onların bir gurubu yanından ayrıldıktan sonra geceleyin aleyhinde sana verdikleri sözle bağdaşmayan komplolar kurarlar. Hiç şüphesiz Allah onların geceleri kurdukları komploları yazıyor. Sen onlara aldırış etme, Allah'a güven. Vekil olarak Allah sana yeter.
Suat Yıldırım = Münâfıklar sana "Baş üstüne!" derler. Fakat yanından çıkınca, onlardan bir güruh gece karanlığında senin söylediklerinin tersine plânlar kurarlar. Allah onların o gizli plânlarını bir bir kaydediyor. Onun için sen suçlarını yüzlerine vurmaktan vazgeç de Allah’a havale et, Ona tevekkül et. Sana vekil olarak Allah yeter.
Süleyman Ateş = "Peki", derler, ama yanından çıkınca içlerinden birtakımı senin söylemiş olduğunun tersini kurar. Allâh, onların geceleyin ne düşünüp kurduklarını yazmaktadır. Sen onlara aldırma, Allah'a dayan. (Sana) vekil olarak Allâh yeter.
Tefhim-ul Kuran = «Tamam, kabul» derler. Ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir grup, karanlıklarda senin söylediğinin tersini kurarlar. Allah, karanlıklarda kurduklarını yazıyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.
Ümit Şimşek = Onlar 'Başüstüne' diyorlar; senin yanından ayrılınca da, onlardan bir zümre, söylediklerinin tersine, sinsice tuzaklar kuruyor. Allah da onların kurduğu tuzakları kaydediyor. Sen onlara aldırma, Allah'a tevekkül et. Zira vekil olarak Allah yeter.
Yaşar Nuri Öztürk = "Baş üstüne" diyorlar ama senin yanından ayrıldıklarında, içlerinden bir grup senin söylediğinin tam tersini planlıyor. Allah, onların sabahlara kadar kurup durduklarını yazıyor. Onlardan yüz çevir, Allah'ı vekil et. Vekil olarak Allah yeter.
İskender Ali Mihr = Ve "kabul (baş üstüne)" derler. Sonra senin yanından ayrıldıkları zaman onlardan bir grup, senin söylediğinden başka birşeyi geceleyin gizlice kurarlar ve Allah, onların gece neler kurduklarını yazıyor. Artık sen onlardan yüz çevir ve Allah’a tevekkül et (güven) ve Allah, vekil olarak kâfidir.
İlyas Yorulmaz = “Elçiye itaat gereklidir” diyorlar. Senin yanından ayrıldıktan sonra, onlardan bir gurup, senin yanında söylediklerinden başka başka planlar yaparak geceyi geçiriyorlar. Onlar gece ne planlıyorlarsa, Allah hepsini kayıt ediyor. Onlardan yüz çevir (yaptıklarına aldırış etme), Allah’a güven, zira vekil olarak Allah yeter.