إِنَّكُمْ لَفِي قَوْلٍ مُّخْتَلِفٍ
İnnekum le fî kavlin muhtelifin.
inne-kum | : muhakkak ki siz |
le fî | : gerçekten içindesiniz |
kavlin | : söz |
muhtelifin | : ihtilâflı |
Diyanet İşleri = (7-8) Yollara (yıldızların dolaştığı yörüngelere) sahip göğe andolsun ki, muhakkak siz, (peygamber hakkında) çelişkili sözler söylüyorsunuz.
Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki siz, elbette çeşitli ve birbirini tutmaz sözler söylemektesiniz.
Abdullah Parlıyan = Siz ey inkârcılar! Kur'ân ve peygamber hakkında çeşitli ve birbirini tutmaz sözler söylemektesiniz.
Adem Uğur = Siz çelişkili sözler söylüyorsunuz.
Ahmed Hulusi = Muhakkak ki siz çeşitli görüşler içindesiniz!
Ahmet Tekin = Siz, tevhid konusunda, Muhammed’in peygamberliği ile, Kur’ân ile ilgili kesinlikle çelişkilerle dolu sözler söylüyorsunuz.
Ahmet Varol = Muhakkak siz çelişkili bir söz içindesiniz. [1]
Ali Bulaç = Siz, gerçekten birbirini tutmaz bir söz (çelişkili ve aykırı görüşler) içindesiniz.
Ali Fikri Yavuz = Muhakkak siz, (peygamber hakkında kâhin demekle) ihtilâflı bir sözde bulunuyorsunuz.
Ali Ünal = Siz, (Kur’ân ve onu nasıl niteleyeceğiniz konusunda) tam bir çelişki içindesiniz.
Bayraktar Bayraklı = Şüphesiz siz çelişkili sözler söylüyorsunuz.
Bekir Sadak = (7-8) Icinde yorungeler bulunan goge and olsun ki, ey inkarcilar,siz, suphesiz aykiri gorustesiniz.
Celal Yıldırım = (Ey inkarcı sapıklar!) cidden siz sözünüzde, hükmünüzde görüş ayrılığı içindesinizdir.
Cemal Külünkoğlu = (7-9) Yıldız kümeleri ile dolu olan gökyüzüne andolsun ki, siz, neye inanılacağı konusunda derin bir ayrılık içindesiniz. (Oysa) bu davetten, ancak aklı çarpılmış olan kimse çevrilip vazgeçirilir.
Diyanet İşleri (eski) = (7-8) İçinde yörüngeler bulunan göğe and olsun ki, ey inkarcılar, siz, şüphesiz aykırı görüştesiniz.
Diyanet Vakfi = (7-9) İçinde yörüngeleri olan göğe andolsun ki siz çelişkili sözler söylüyorsunuz. Ondan (Kur'an'dan veya imandan) dönen döndürülür (engellenmez).
Edip Yüksel = Siz ihtilaf içindesiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ki siz pek muhtelif bir kavl içinde bulunuyorsunuz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = siz pek çelişkili bir söz içindesiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Siz elbette çelişkili sözler içindesiniz.
Gültekin Onan = Siz, gerçekten birbirini tutmaz bir söz (çelişkili ve aykırı görüşler) içindesiniz.
Harun Yıldırım = Gerçekten siz birbirini tutmayan sözler içindesiniz.
Hasan Basri Çantay = hakıykat, siz kat'î ihtilâfa düşen bir söz içindesinizdir.
Hayrat Neşriyat = (7-8) (Çeşitli) yollara sâhib olan göğe yemîn olsun ki, doğrusu siz (peygamber ve Kur’ân hakkında) gerçekten çeşitli sözler (iddiâlar) içindesiniz.
İbni Kesir = Siz elbette çelişkili sözler içindesiniz.
Kadri Çelik = Siz, gerçekten birbirini tutmaz bir söz (çelişkili ve aykırı görüşler) içindesiniz.
Muhammed Esed = Siz (ey insanlar,) neye inanılacağı konusunda derin bir ayrılık içindesiniz.
Mustafa İslamoğlu = Elbet siz, (inanç hususunda) gerçekten de farklı görüşlerdesiniz;
Ömer Nasuhi Bilmen = (7-8) (Çeşitli) yollara sâhib olan göğe yemîn olsun ki, doğrusu siz (peygamber ve Kur’ân hakkında) gerçekten çeşitli sözler (iddiâlar) içindesiniz.
Ömer Öngüt = Muhakkak siz, ihtilaflı bir sözdesiniz.
Şaban Piriş = Ki siz ihtilaflı görüşler içindesiniz.
Sadık Türkmen = Şüphesiz siz, binbir çeşit söz içindesiniz.
Seyyid Kutub = Elbet siz, (inanç hususunda) gerçekten de farklı görüşlerdesiniz;
Suat Yıldırım = (7-8) Muhtelif yolları hâvi olan gök hakkı için. Şüphe yok ki, siz muhtelif bir söz içinde bulunmaktasınız.
Süleyman Ateş = Şüphesiz ki siz çelişkili sözler içerisindesiniz.
Tefhim-ul Kuran = Siz, gerçekten birbirini tutmaz bir söz (çelişkili ve aykırı görüşler) içindesiniz.
Ümit Şimşek = Şüphesiz siz, binbir çeşit söz içindesiniz.
Yaşar Nuri Öztürk = Ki siz gerçekten tartışmalarla dolu bir söz içindesiniz.
İskender Ali Mihr = Muhakkak ki siz, mutlaka ihtilâflı bir söz (düşünce) içindesiniz.
İlyas Yorulmaz = Siz insanlar farklı sözlerle kendinizi ifade edersiniz.